kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Mart 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

"Şeker hastası demokrasi..."

Türk demokrasisi şeker hastası gibidir; diyetine dikkat ederse uzun ömürlü oluyor...
Bu benzetme Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'e ait. Bir sohbetimizde benzetmeyi yapmış, Türk demokrasisinin geçmişte diyetine dikkat etmediği için oksijen çadırına kaldırıldığını söylemişti.
TÜSİAD'ın dün yayınladığı bildirinin girişinde yer alan, "adım adım rejim krizine yol açabilecek bir ayrışma ve kutuplaşma içine girildiğinden endişe duymaktayız" cümlesini okuyunca, Çiçek'in sözleri aklımıza geldi.

Satır araları
Sadece bu söz değil, TÜSİAD'ın açıklamasının devamında satır aralarının da çok iyi okunması lazım. Çünkü, TÜSİAD'ın geçmişteki benzer açıklamaları anımsanırsa "işaret fişeği" gibi bazı gelişmelerin ön habercisidir.
Zenginler kulübünün dünkü bildirisi de benzer kaygıları taşıyor, hatta meseleyi çok daha ilerisine götüren cümleler içeriyordu.
Örneğin "kutuplaşmanın toplumsal travmaya dönüşmekte olduğu" vurgusu yapılıyor, tarafların her adımının durumu daha da endişeli hale getirdiğinden söz ediliyordu.
"Siyaset alanına siyaset dışı müdahalelere" karşı çıkılırken, iktidarın da "demokrasiyi dar siyasi bakışla, yani çoğunlukçu bir anlayışla yorumlamaktan vazgeçmesi" isteniyordu.
Her ne kadar "yumuşatılmış bir üslup geliştirilse" de iktidara dönük uyarılar, eleştiriler ağırdı. Beklentiler de o denli yüksekti.

TÜSİAD mini pakete karşı
Bir yandan "çağdaş demokrasilerde siyasetin sorunlarına parti kapatılarak çözüm bulunmaz" deniliyor. Ancak bir paragraf sonrasında "yenisi yerine konana kadar mevcut hukuk çerçevesinde hareket etmek toplumların kurallarından biridir" denilip, AK Parti'nin kapatılmaması için hazırlanan mini Anayasa paketine karşı çıkılıyordu.
Hatta, sonunda şöyle deniliyordu:
"Demokrasimizin temel eksiklikleri ortada dururken, güncel sorunları aşmaya yönelik alelacele gündeme getirilen Anayasal ve yasal düzenlemeler, sorunları daha derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağı gibi, özlediğimiz siyasal etik anlayışından da uzaktır..."

Şeker krizi
Peki, TÜSİAD'ın çağrısı iktidar ve muhalefet tarafından duyuldu mu? Söyleyelim; "ilgi gösteren olmadı..."
Muhalefet, bugünkü Meclis grup toplantılarına hazırlandı. İktidar ise TÜSİAD'ın çağrısının tersine, parti kapatmayı zorlaştıracak, hatta referandum sürecini başlatacak mini anayasa paketini bu hafta Meclis'e getireceğini açıkladı.
Özetle dün de taraflarda yumuşama yerine, bir meydan okuma hâkimdi. Öyle gözüküyor ki, gerilim bu hafta üst perdeye çıkacak.
Çünkü AK Parti'nin mini Anayasa paketini gündeme getireceği bu hafta TÜSİAD da Ankara'da olacak. TOBB, sendikalar ve sivil toplum örgütleri ile görüşecek TÜSİAD ortamı yumuşatma formülü arayacak.
Her ne kadar iyi niyetli yapıyor olsa da TÜSİAD'ın girişiminin sonuç getirmesi zor. Çünkü Ankara'da makulü öneren, çatışmadan uzak çözüm üretenlere söz hakkı düşmüyor.
Söyleme fırsatı bulanların sesi de "Ergenekon" la "iddianame" arasına çekilmiş gerilim hattının yaydığı titreşimin engeline takılıyor. Şeker krizi nöbetlerine sıkça rastlanıyor.