Kim gay diye bakmıyoruz ki!

* Restoranda yapılan gösteri hem içkili hem de seyirciyle iç içe olmak anlamında biraz riskli değil mi? Mesela gay esprileriniz ya birini rahatsız ederse?
Ö.A.: Bizim, izleyicilerden acaba hangisi gay diye bakma imkanımız olmuyor tabii. Ama bugüne kadar bir gay'in ayağa kalkıp "Ne öyle oynuyorsun be!" dediğine şahit olmadım. Her şey karikatürize. Ben bir heteroseksüel olarak o durumumuzla da eğleniyorum.
F.G.: Bakın, bir sarhoşu bir de gay'i oynamak çok zordur. Levent Kırca'nın sarhoş tiplemesi vardır mesela onun üzerine kimse çıkamamıştır bugüne kadar.

HASSAS KONULARI ELEDİK
* İnanç ve cinsellik konuları belli olmaz hani... Seyircide bir rahatsızlık hissetseniz oyuna devam eder misiniz?
Ö.A.: Bir kere inançlarla ilgili esprilerde yani benim bölümümde ben yalan söylemiyorum ki... Benim babam hacı...
F.G.: Biz her gösteriden sonra kritiğini yapıyoruz. Mesela çok hassas bir konu vardı, çok da komikti ama biz onu kimseyi rencide etmeyelim diye eledik. Tanıdığımız pek çok oyuncu "İçkili ortamda insanların içine girip onları güldürmek çok zor, biz yapamayız" diyor.

* İki saate yakın süre etrafınızdaki insanları tempoyu düşürmeden güldürmek çok da kolay değil herhalde?
Ö.A.: Oyun ara vermeden bir saat 40 dakika sürüyor. Bu maksimum bir süre aslında. Öyle bir oynayalım ki, tadı seyircinin damağında kalsın istiyoruz. Doyurmak değil niyetimiz. Seyircinin dikkatinin de dağılmaması gerekiyor. Seyirci pür dikkat izlesin ki şakayı algılayabilsin. Algılayamazsa işler ters gidiyor çünkü...