kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Bora Akıncıtürk'ün resim sergisi, Çağlar Kanzık'ın evinde yapıldı.

Sanat, galerilerden evlere mi taşınıyor?

Yaprak Aras ŞAHİNBAŞ
İşlerini galerilerde sergileme fırsatı bulamayan genç sanatçılar, soluğu evlerde alıyor. Parti-sergi havasındaki etkinliklerde hem sanat eserleri görülüyor, hem de kaynaşılıyor.....
Leyla Gediz'in arkadaşı Minna L. Henriksson, 'People Are Made To Steal' (İnsanlar Çalmak İçin Yaratılmıştır) adlı 'tek gecelik' sergide, adından da anlaşılacağı üzere 'çalıntı mallar' sergiledi. Sergilenen 'eserlerin' üzerinde post-itlerle kimin, ne zaman ve neden çaldığı yazıyordu. Sanat akademilerinde öğretilen doğruların hayatın gerçekleriyle uyuşmamasından yola çıkan sergi, 'Çalmak da yaratır' veya 'Sanatta her zaman bir hırsızlık vardır' diyordu.

Cumartesi akşam üzeri eski bir arkadaşımın, Çağlar Kanzık'ın evindeyim. 10-15 kişi daha var. Kimi içkisini yudumluyor, kimi yanındakilerle sohbet ediyor... Ortam bir parti havasında olsa da, burada toplanmamızın asıl nedeni, İngiltere'de yaşayan genç ressam Bora Akıncıtürk'ün resimlerini görmek. Koridor ve salon duvarları, kapı pervazları, pencere demirleri ve hatta tuvalet bile Akıncıtürk'ün son çalışmalarıyla süslenmiş. Anlayacağınız, bir ev sergisindeyiz. Evde sergi fikri, ressam ve illüstratör Akıncıtürk'ün Türkiye'de olduğu birkaç günü fırsat bilen çocukluk arkadaşı Çağlar'dan çıkmış. Amaç, sanatçının Londra'da açılacak sergisinden önce, işlerini bizimle paylaşmak. Sanatseverler, koleksiyonerler ve onların çevresinden kişilerin katılımıyla gün boyunca yaklaşık 50 kişi eserleri görmüş. Sonradan öğrendiğime göre, ticari yanı ağır basmayan partide dört adet satış da olmuş.

120 AYAKKABILIK SERGİ

Ev sergilerinin örneklerine, sanat ortamının daha hareketli olduğu New York, Londra gibi metropollerde daha sık rastlanıyor. Türkiye'de henüz ufak kıpırdanmalar baş gösteriyor. Alman ressam Barbel Barcim Ulm ve Ülkü Acar, çalışmalarını evlerinde sergileyenlerden. Moda editörü Melis Ağazat da, bundan üç yıl önce kanserin bir eve gizlice yayılışını konu aldığı 'Metastaz' adlı sergisini evinde düzenlemişti. Hastalığın seyrini 120 çift ayakkabının duvardan duvara yürümesiyle anlatan Ağazat'ın sergisi Bienal sırasında düzenlenmiş, 'ev'i bir hafta boyunca ziyaretçilere açık kalmıştı. Günümüz Türk sanatının yıldız isimlerinden Leyla Gediz de evinde yaptığı sergilerle biliniyor. Gediz kendi işlerinden çok, genç sanatçıların çalışmalarını kendi (yani sanat) çevresiyle buluşturuyor. Evinin bir kısmını önce atölyeye çeviren, ardından da galeriye dönüştüren Gediz, bu mekânda önce bir grup; ardından da işleri daha önceden görücüye çıkma fırsatı bulamayan Erdem Ergaz'ın sergisine ev sahipliği yaptı. Ergaz'ın sergisi sadece bir hafta sonu için açık kalsa da, epey ilgi gördü. "Biz sanatı sıkıcı olmaktan kurtarmaya çalışıyoruz," diyen Gediz, bağımsız mekân sergilerine ve özellikle de yeni yeni yapılmaya başlanan 'evden bozma galerilere' sıcak bakmasının nedenlerini şöyle anlatıyor: "Türkiye geneli bir yana, İstanbul'da yeterli sanat galerisi yok. Bu nedenle genç sanatçıların birçoğu dışarıda kalıyor. Var olan galeriler, isim yapmış sanatçıları tercih ediyor. Giderleri yüzünden de yeni sanatçılarla çalışarak veya piyasası bulunmayan işler sergileyerek riske atılmak istemiyor. Galericiler sanatı en baştan bir ticari meta olarak değerlendirme eğiliminde. Onun için dar alanda kısa paslaşmalar oluyor."
Haberin fotoğrafları