kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Mart 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Kesintisiz eylem...

MARDİN-DİYARBAKIR

Geçen yılki nevruzda umduğunu bulamayan DTP bu yıl arzu ettiği gücü toplayabilecek mi?
Yoksa Diyarbakır'da patlayan bombanın ardından Kuzey Irak'a yönelik operasyonun yarattığı darbelerin etkisiyle daha da mı güçsüzleşecek?
DTP'nin Diyarbakır'daki nevruz alanında toplayacağı kalabalık bu soruların yanıtlarını vermeye yetecek.
Bundan dolayı DTP bu yılki kutlamaya büyük önem veriyor.
Bölgedeki tüm illerde kutlamayı bir gün sonrasına erteletip, kutlamanın yapılacağı "Zümrüt Evler" bölgesindeki alana bir milyon kişi toplanmayı hedefliyor. Bırakın bir milyonu, 300 bin kişiyi toplasa dahi yeni süreci güçlü başlatacağına herkes inanıyor.

"Artık yeter..."
Süreçten kastedilenin ne olduğuna gelirsek...
DTP Diyarbakır İl Başkanı Necdet Atalay, dünkü sohbetimizde bunu şöyle açıkladı:
"Süreci 'Artık yeter, Kürt sorununun çözüm zamanı' diyerek başlatıyoruz. Şiddete yönelmeden, yürüyüşler, kitlesel eylemler, sivil itaatsızlıklar yapacağız..."
Atalay, eylemlerinin "kesinlikle kriminal suç içermeyeceğini" de belirtip devam etti:
"Nevruz alanına geliş güzergahında polis ve jandarma karakolu var. Bunlara bir saldırı olmaması için milletvekillerimiz ve parti yöneticilerimizle karakol önlerinde koruma yapacağız..."
Atalay, devletten bir refleks gelene kadar eylemlerin "kesintisiz süreceğini" söyledi.
Devletten "bekledikleri refleksi" de şöyle sıraladı:
"Yerel yönetimin mali ve ekonomik olarak güçlendirilmesi; vergi toplaması, Kürtçe'nin eğitim dili olması, yerel parlamentonun kurulması..."
DTP'ye göre "bunların birinde dahi adım atılsa, PKK silah bırakma sürecine girmeye hazır..."

"Dava pakete karşıydı..."
Bunları söyleseler de hayata geçmesinin zor olacağını kayda geçiriyorlar.
Hem de oldukça ilginç bir gerekçeyle:
"ABD Savunma Bakanı Gates de Ankara ziyareti sonrası yeni bir 'siyasi paket' açılacağını' açıkladı. Ama devlet paketin önünü kesmek için AKP'ye dava açtı..."
Görüldüğü gibi "dava" ile ilgili burada yaratılan gerekçe ise daha farklı.
Bir diğer inanış ise bunun tersine.
Bölgedeki etkin bazı isimlerin de dile getirdiği ikinci grup inanış şöyle:
"Başbakan Erdoğan 2005'teki, 'Kürt sorunu benim de sorunum' diye başlayan söyleminin bugün gerisine düştü. DTP yönetimiyle görüşmeyi bile reddeden Erdoğan siyasi açılım yapmaz."
Diyarbakır'dan Mardin'e, Kızıltepe'den Savur'a kadar dolaştığımız bölgede sokakta oluşan ortak kanı, ekonomik paketin açılacağı, siyasi paketin olmayacağı noktasında.
O zaman ne olacak?
DTP, kendisinin de zor gördüğü kesintisiz eylem sürecinden nasıl sonuç alacak?
Zaten sorun da bu noktada başlıyor.
Çünkü, tabanında din ağırlıklı büyük bir kayma yaşanan örgütte "kesintisiz eylemlerin" sürdürülmesinin zorluğu görülüyor. Örneğin, bölgede 1998'de bir toplantı yapmasına dahi izin verilmeyen tarikatlarla bugün "mecburiyetten" işbirliği görüntüsü veriliyor.
Dolayısıyla hakkında kapanma davası açılmış DTP, yeni bir süreci başlatmak için aradığı trampleni bugün Diyarbakır'daki meydanda bulabilecek mi?
Bunu da bugün izleyip aktaracağız...