kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Mart 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Altan Günbay Selin Demiratar Perihan Savaº Ahmet Kural

Gazi unvanı ile tanınmak şeref verir

HAYATİ GÖK - MAGAZİN
Güneydoğu gazisini canlandırdığı için şeref duyduğunu söyleyen 'Gazi' dizisinin başrol oyuncusu Ahmet Kural, "Sokakta asker anneleri boynuma sarılıp ağlıyor" dedi..
Gazi'de canlandırdığı Fırat Kalender karakteriyle izleyicinin beğenisini kazanan Ahmet Kural, dizide bir gaziyi canlandırdığı için şeref duyduğunu söylüyor. 26 yaşındaki oyuncuyu ekranseverlere yakından tanıtmak için keyifli bir röportaj yaptık.

* Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu'na dansçı olarak girmiştim. Levent Ağabey daha sonra oyun vermeye başladı. 'Gereği Düşünüldü' oyununda hem şarkı söyledim, hem oyun oynadım, hem klarnet çaldım, hem de dans ettim. Büyük ustalarla çalışmak benim için bulunmaz bir fırsattı.

* Gazi dizisi ilk başrolünüz ve ağır bir proje... Herhangi bir korkunuz oldu mu?
Bundan önce bir sürü dizi teklifi geldi. Menajerimle birlikte doğru kararı verdik, buna eminim. Şimdi insanlar sokakta bana 'Gazi' diye bağırıyor. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşım bana 'Bazı karakterler oyuncuların üzerine yapışır, ondan sonra farklı bir karakterde oynayamaz' dedi. Gazi unvanı bana yapışacaksa ben bundan şeref duyarım.

* Role nasıl hazırlandınız?
Asker konusu Türk halkının çok hassas bir noktası. En ufak hatanda seni yanlış anlayabilirler, yanlış yere çekebilirler. Biz bu tür yanlış anlaşılmalara neden olmamak için projeye hazırlanırken ön çalışma yaptık. Bir gazinin psikolojisi nasıl olur diye araştırdık. Gazilerle ve psikologlarla konuştuk.

GAZİLERLE KONUŞTUM

* Gazi psikolojisi içinde olmak nasıl bir duygu?
Adam mayına basıyor. Ailesinin yanına geliyor hiçbir şey eskisi gibi değil, adamın bir şekilde hayatı bitiyor. Bir bacağı, kolu yok. Nişanlısı terk ediyor. Herkes ona uzaktan farklı gözlerle bakıyor. El üstünde tutuluyor ama kendi içinde sanki toplumdan atılmış gibi hissediyor. Kendisine acınmasını istemiyor. Benim de role hazırlanırken konuştuğum Savaş Yücel 1995 yılında gazi olmuş. O da aynı duyguları yaşamış. Geldiğinde hiç kimseyle konuşamamış. Ama daha sonra hayata bir tutunmaya başlamış ve atletizimde Türkiye dereceleri alımış. Şimdi hala kitaplar yazıyor. Biz, bir gazinin o tarafını göstermeye çalıştık. Çok ajitasyon olsun istemedik.