kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Cep telefonunda ne şifreler var?..

Cebinizde telefon var değil mi?..
Günde kaç defa çalıyor?.. Yüzü aşmıştır..
Peki siz kaç defa tuşluyorsunuz, çevirmek, ya da mesaj atmak için?.. Gene yüzden fazla herhalde..
Yani "Günlük yaşamınızın nerdeyse yarısında elinizde telefon var" dersem, fazla mı abartmış olurum?..
Öylesi bir cepli yaşama girdik ki, ondan önce nasıl yaşardık, düşünemiyorum bile.
Alın birinin elinden cebini üç gün, depresyona girer, sonra da ölür zavallı.
Adalet Bakanı olsam, ceza yasasını yeniden ele alır, "Telefon kullanmama" cezası koyardım.. "Cep telefonu kullanmaktan müebbeden men!.."
Daha ağır bir ceza düşünebiliyor musunuz?.
Ya da kırmızıda geçene üç gün cep yasağı.. Tekerrüründe bir hafta.. Üçüncü de bir ay.. Muma dönmez mi, bizim magandalar?..
Bunu niye yazdım şimdi?..
Cep telefonu, yani haberleşme ya da iletişim yaşamımızın nasıl ayrılmaz bir parçası olmuş..
Olmuş da..
Dün İskender'le yemek yiyoruz Ertekin'de.. İskender teyzem yerindeki, nur içinde yatsın Muazzez Aruoba'nın oğullarından. Benim esas arkadaşım şimdi profesör ağabey Çelik.. Alex dediğimiz İsko daha küçük.. Rallici oldu, LondraSydney yarışını bitirecek kadar gözü karaydı. Sonra gitti, Bodrum'a yerleşti.. Görüşemez olduk, nerdeyse çeyrek asır.. Eski günleri yad ederken, laf dostluğa, arkadaşlığa geldi..
"Alex" dedim, "Cebinde telefon var değil mi?.."
"Var" dedi..
"Peki en son ne zaman birisini, sadece 'Merhaba, nasılsın' demek için aradın?.. Ya da birisi seni 'Ne var ne yok, özledim yahu, sesini duymak istedim' diye çaldırdı?.
"Hatırlamıyorum" dedi..
Kimse hatırlamıyor..
Birbirimizi bir sebep yokken aramayı unutalı yıllar oluyor.. Hem de telefon bu kadar elimizin altında, bu kadar kolayda, bu kadar ucuzken..
Neden arayan sizden ille de bir şey istiyor ya da bir şey soruyor?. Ya da artık iyice sahteleşti, bir sebep var.. Yılbaşı.. Kandil.. Bayram..
Yahu "I just call to say I love you" niye nostaljik şarkılarda kaldı artık..
"Seni sadece seviyorum demek için aradım" demek yok mu bu cep telefonu çılgınlığında?..
Biri arıyor.. Açıyorum.. Antre sohbetler.. Uzatıyor.. Dinlemiyorum bile.. Sadede gelmesini bekliyorum.. "Kes de ne istiyorsun onu söyle.." Söylüyor sonunda hep..
Geçen akşam bir kız arkadaşla sinemaya gittik.. Arkadaş.. Yanlış anlamayın..
Romantik de bir film.. Film boyu kızın elinden telefon düşmedi.. Ya mesaj alıyor, ya mesaj atıyor.. Kıpır kıpır.. Hele benim gibi cep telefonundan nefret eden birinin yanında yapılacak en büyük yanlış.. Buz gibi oldum.. Gece orda bitti.. Kızı bir an evvel evine bırakmak için ölüyorum..
Eve dönerken düşündüm.. Sinemada film oynarken bile telefonuna yapışık bu kız beni "Merhaba, nasılsın" demek için hiç ama hiç aramadı.. Her konuşmamız bir sebebe bağlı, bir şey içindi..
Şimdi böyle arkadaş, böyle arkadaşlık olur mu?..
Size "Yanlış anlamayın" dedim, ama yanlış anlayan asıl benim demek..
Bundan böyle arkadaşlarımı cep telefonu şifreleriyle çözeceğim.. Lafları, eylemleri önemli değil. İyi bir oyuncu her şeyi söyler ve yapar..
İnsanı ele veren, ilişkinin değerini ortaya koyan şey farkında olmadan yaptıkları.. Yani.. Cep telefonu ilişkileri..
Sizinle beraberken cebini unutuyorsa, size çok değer veriyor demektir. Sizden uzaktayken sadece ama sadece "Merhaba" demek için arıyorsa hele, o zaman ne yapın edin, kaçırmayın.. Öylesini bulamazsınız..
Benim "Güya" arkadaşım gibi tam tersini yapanlar mı?.. Onları aramasanız da olur, bir daha.
Bir şey kaybetmiş olmazsınız, hayatınızdan çıkarlarsa..
Dün hayatımın en mutlu günlerinden biriydi.. Sabah Zeyno aradı. Yeğenim.. Akşamüzeri de döndü.. Ağbisi.. İkisi de hiçbir şey sormadılar, hiçbir şey istemediler.. Sadece "Nasılsın amca" dediler.. "Seni çok özledim de.." Sonra kapadılar.. Var var.. Bir umut var!.. Umut hep var!..