kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

City's'de sinemadan çıkıp gece kulübüne gireceksiniz

SİNAN ÖZEDİNCİK
Eğlence hayatına yön veren Erol ve Varol Kaynar kardeşler, bu kez City's Alışveriş Merkezi'nde gece kulübü açtı. Bir ilke imza atacak konseptte sinema kapısından çıkan kendini gece kulübünde bulacak..
İstanbul'da yiyecek-içecek ve eğlence hayatında peşpeşe iddialı adımlar atılıyor. Rainforest, Zuma, Hakkasan gibi uluslararası üne sahip birçok mekan açıldı. Ve şimdi de son olarak, eşine az rastlanır bir konsept karşımızda... Alışveriş merkezinde gece kulübü açılıyor! Amsterdam'da buna benzer bir konsept var ama sinema katında, sinema fuayesinde açılan ilk gece kulübü Barcode olacak. Bu ilkin sahibi ise Erol Kaynar ile Varol Kaynar. Daha önce de 1984 yılında, kimsenin cesaret edemediği bir dönemde, bin 500 kişilik bir disko açan Erol Kaynar, bu kez de 26 Mart'ta City's Nişantaşı AVM'nin içinde, Barcode'u hizmete sokuyor. Alışveriş merkezinin sinema katında, büyük bir alana sahip olan mekan, gündüz restoran-kafe- bar, gece ise sinemadaki son seanstan sonra gece kulübü olarak hizmet verecek. Altı metre tavan yüksekliğine sahip, Boğaz manzarası olan mekanda eğlence, sabah 04.00'e kadar sürecek.

'NE TUTAR, ÇOK İYİ BİLİRİM'
Gece ve gündüz, özellikle ünlülerin buluşma adresi olmaya aday olan mekanda, hafif atıştırmalık gurme yiyecekler servis edilecek. Kaynar Kardeşler, atıştırmalık mönü için İtalyan asıllı Patricia Ünder adlı bir danışmanla anlaştı. İşletmeciliğini Eksen Grubu Genel Koordinatörü Selma Şeşbeş'in yapacağı mekanın müziği de ünlü dj'lere emanet edildi. Erol Kaynar, özellikle son beş senedir yiyecek- içecek sektöründe çok fazla ithalat ve ihracat olduğunu, kalitenin de müşteri beklentilerinin de arttığını söylüyor. Kaynar kardeşler SABAH'ın sorularını yanıtladı:

* Eğlence hayatında ne zamandır varsınız? Bu macera nasıl başladı?
Bu işe 1970 gibi başladım. İşin patronu değildim, sadece çalışıyordum. Depoda, kafenin muhasebesinde çalıştım. Daha sonra pazarlama müdürü, ardından da işletme müdürü oldum. 1980 öncesi, ihtilalde, turizm Türkiye'de tamamen durmuştu. Danimarka'ya gittim. Döndüğümde de Fondue Restaurant'ı açtım. İş hayatına atıldığımda 19, restoran sahibi olduğumda 35, Galata Kulesi'ne ortak olduğumda ise 36 yaşındaydım. Hiçbir mekanı kaybetmedik, belli bir yere geldiğimizde biz bıraktık. Buna çok dikkat ediyoruz. 30 farklı mekan açıp kapattık.

* İhtilalden hemen sonra bin 500 kişilik disko açmaya nasıl cesaret ettiniz?
Hiçbir zaman 'Mekanları ilk biz açalım.' gibi bir amacımız olmadı. Tesadüf mü, yoksa vizyonumuz sayesinde mi oldu bilemiyorum. Disko açmak o zamanlar için büyük cesaret işiydi. Belli kapasitesi olan kulüpler vardı. Ama binlerce kişinin alınacağı bir diskoyu açmaya kimse cesaret edememişti. Biz bunu yaptık ve çok başarılı olduk.

* Ya Park Cafe?
Park Cafe, sinema ile beraber yeme-içme alışkanlığını getirdi. Akmerkez'de uzun saatlere kadar açık olan tek kafeydi. 22.00'da kapanmayan tek yerdi.

* Şu anda hangi mekânlara sahipsiniz?
Şu anda Salomanje, Sortie, Barcode, Ghetto, Park Cafe ve Opera Pastanesi var.