kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Sebzenin Hannibal'ları geri geldi

Yüzyıllardır var olan, et ve pişirilmiş sebzenin kesin yasak olduğu Raw Food yeme akımı yine moda oldu! Akımın Türkiye'deki ilk temsilcisi Nevşah Fidan 'canlı' beslenmenin bütün inceliklerini Yeni Aktüel'e anlattı, marketlerdeki et reyonlarını morga benzetti..
İLİŞKİLİ HABERLER
Sebzenin Hannibal'ları geri geldi
En sevdiğiniz yemek sorulunca aklınıza ne gelir? İçi karnabaharla doldurulmuş pişmemiş dolma ya da sarma? Yahut avokadolu çiğ ıspanak çorbası? Bunlar sizin için bir şey ifade etmiyor, 'yemek' gibi bile durmuyorsa, henüz 'canlı yiyecek' akımıyla tanışmamışsınız! Aslında 'Raw Food', öz Türkçesi'yle 'ham (pişmemiş) gıda'. Yeni Aktüel'in 'Sebzenin Hannibal'ları' olarak nitelediği ve dünyadaki pek çok kişinin yüzyıllardan beri uyguladığı; birtakım prensiplerle beslenmeyi, hatta yaşamayı gerektiren bu akımı ilk defa bir Türk ile birlikte anıyoruz: 'Canlı beslenme' uzmanı Nevşah Fidan.

SEBZELERİ CANLI CANLI YİYİN

Canlı beslenme tamamen bir yaşam felsefesi. Fidan'a göre insanın daha canlı, daha enerjik olabilmesi için 'canlı' gıdayla beslenmesi gerekiyor. Ama tabii 'canlı' deyince gözünüzün önüne kanlı canlı bir et parçası getirmeyin. Zira 'canlı' sıfatı yalnızca sebzeler için geçerli: Yani öldürülmemiş (47 derecede ölüyorlar) ve işlemden geçmemiş olmalılar. Canlı beslenmenin ilk öğretilerinden biri de şöyle: "Çiğ sebzeler enzim bakımından zengindir ve sindirimin gerçekleşmesinde önemli rol oynar." Finlandiya Kuopio Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, ham besinler içerdikleri bakteri ve enzimler sayesinde vücudun toksinlerden arınmasını sağlıyor. Böylece kolon kanseri riskini azaltıyor. 1996 yılında British Medical Journal'da yayımlanan bir makaleye göreyse taze meyvelerin de dahil olduğu diyet programı kalp krizi riskini yüzde 24 azaltıyor. Fidan bu işin felsefesini şöyle anlatıyor: "Ne kadar canlı gıdayla beslenirseniz içinize o kadar can, yani yaşam enerjisi dolar." Yediklerinizden tatmin olmak da zamanla öğreniliyor. "Pişmiş gıdalarda insan vücudunun ihtiyacı olan besinlerin yüzde 75'i öldüğü için tatmin olmuyor, daha çok yemek istiyorsunuz" diyen Nevşah Fidan etle ya da kendi deyimiyle 'ölü gıda'yla beslenilmesine tamamen karşı; öyle ki marketteki et reyonlarını morga benzetiyor! Şu günlerde beslenme kursu da açmaya hazırlanan Fidan böylece insanların bu beslenme biçimine geçişini kolaylaştırmayı hedefliyor. Geçiş aşaması için öncelikle şekeri kesiyor Nevşah Fidan, ardından da unlu gıdaları. Ama normal bir diyetteki gibi bir süreliğine değil tabii!

BAĞIMLILIK YAPIYOR
Şeker, un gibi maddelerin bağımlılık yaptığını ve kandaki insülin değerleriyle oynadığını söyleyen Fidan, şeker ihtiyacımızın bu yüzden arttığı görüşünde. Kursun ikinci bir amacı da insanlara evde yapabilecekleri basit yemekleri öğretmek. Amerika'da yüzlerce Raw Food restoranı olduğundan bahseden Fidan, kendisinin daha çok evde yapılabilecek birkaç basit tarif verdiğini anlatıyor. O da bu beslenme düzenine geçerken öncelikle kendi kendine çeşitli tarifler çıkarmayı denemiş. Zaten dediğine göre Raw Food olayı tamamen bir füzyon mutfağı. Yani denemek ve mutfakları birbirine karıştırmak serbest. Örneğin ceviz ve kimyonu karıştırıp kıyma tadı elde etmek ve köfte yapmak mümkün...
Haberin fotoğrafları