kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
YAVUZ DONAT

Ulucami önünden canlı yayın

DİYARBAKIR

Bölgenin "sivil toplum liderlerini" de dinledik, "resmi yetkililerini" de... "Belediyeye" de gittik, "vilayete" de...
"Kanaat önderleriyle" de konuştuk, "partililerle" de...
Hepsini yazacağız. Ama ilk söz "sokaktaki vatandaşın."
"Kara harekatından" hemen sonra ve "Başbakan' ın bölgeyi ziyaretinden" hemen önce, bölge halkı ne diyor?
Ne istiyor?
Başbakan'ın "ne demesini" bekliyor?
Gittik "Ulucami" nin önüne. "Celal Güzelses Yeraltı Çarşısı" nın üstüne. Burası "koca bir meydan."
Karıştık halkın arasına.
Merhaba ağalar, beyler.
Geldi çaylar, kahveler.
Ve çözüldü diller.
İşte size "canlı yayın."
Yaşar Yok 48 yaşında.
Ama sanırsınız ki "60' ın üzerinde."
"İnşaat kalfası."
Abdullah Uzun "67."
"Sıvacı."
Sedat Düzenli "24."
"İnşaat işçisi."
Salih Erdem "63."
- Beni de inşaatçı diye yaz.
Şehmuz Delibaş "65."
"Emekli."
Abdülkadir Dağtekin "64."
"Sıvacı."
Ötekiler:
Çaycı, boyacı, şoför, esnaf, tamirci, halıcı, tespihçi.
"Haydi" dedik:
- Konuşun bakalım Diyarbakırlılar.
Konuştular:
- Bey sen halimizi bizden iyi biliyorsun... İş yok.
- İşsizliğe de alıştık... Ama artık ölüm olmasın... Ölümün önüne geçilsin.
- Ölen insandır... Asker de bizim, dağda ölen çocuk da bizim.
Kalabalık arttıkça arttı.
Konuşmalar birbirine karıştı.
Aldığımız notlara gelince:
- Basın ayrımcılık yapmasın.
- Yazara, siyasetçiye, öğretmene, imama görev düşüyor.
- Terörün kime, ne faydası var? Asker bu ülkenin vatandaşı... Öteki de bu ülkenin evladı... Yalan mı?
Sadece Ulucami'nin önünde değil, gittiğimiz "diğer meydanlarda, çarşıda, pazarda" bir şey dikkatimizi çekti.
Medyaya karşı "kiminde öfke var. Kiminde "sitem."
Kimi diyor ki:
- Kandan zevk alır gibi TV yayını yapılıyor... Ayıptır.
Kimi diyor ki:
- İnsanların canı gidiyor, medya reyting peşinde... Günahtır.