kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Mart 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

İKÖ ne işe yarar?

Bu satırları okuduğunuz sırada biz Senegal'in başkenti Dakar'da olacağız. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le birlikte. İslam Konferansı Örgütü'nün (İKÖ) 11'inci devlet ve hükümet başkanları zirvesini izlemek için.
Gül, Başbakan Erdoğan ve İKÖ Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu kusura bakmasınlar ama biz bu kuruluşun ne işe yaradığını bilmiyoruz, daha doğrusu bir işe yaradığı konusunda çok ciddi kuşkularımız var.
Çünkü 21 Ağustos 1969'da Avustralyalı aklı dengesi bozukbir Yahudi'nin Mesciti Aksa'yı yakmaya kalkışmasına tepki olarak, o olaydan bir ay sonra, 25 Eylül 1969'da Fas'ın başkenti Rabat'ta aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 25 Müslüman ülke tarafından ateşli nutuklar ve yoğun alkışlar eşliğinde kurulan İKÖ'nün bugüne kadar bir yaraya merhem olduğunu görmedik. (Not: Son dönemde İKÖ'den İKT, yani "İslam Konferansı Teşkilatı" diye söz edilmeye başlandı, "Örgüt" sözcüğü özellikle solsakıncalı oluşumları çağrıştırdığından olsa gerek!)

Filistin'e timsah gözyaşları
Bakın; istimi arkadan gelsin misali, Rabat'tan üç yıl sonra 1972 Mart'ında Cidde'de kâğıda dökülebilen İKÖ Şartı'nda örneğin en önemli, en kutsal (veya mübarek) amaçlar arasında "Filistin halkının mücadelesini desteklemek, haklarına kavuşmasına ve topraklarını kurtarmasına destek olmak" sayılıyordu. Aradan 36 yıl geçti, Filistin halkı üye sayısı gözlemciler (Aralarında Rusya da var) hariç 57'ye ulaşmış İKÖ'nün o hedefi belirlediği 1972'deki durumundan ve statüsünden fersah fersah geriye düştü. Hele Gazze'de tüm dünyanın gözü önünde tarifi imkansız bir insanlık trajedisi ve utancı yaşanıyor. Ama İslam ülkelerinin çoğunun, hele Arap ülkelerinin neredeyse tümünün umurunda değil.
Üstüne üstlük, İsrail'den sonra Mısır da sınıra duvar örerek Filistinliler'i açık hava cezaevinde yaşamaya mahkûm ediyor.
Arap ülkelerinin neden Filistin umurlarında değil? Çünkü Filistin sorununun sürüp gitmesini reform risklerine karşı sigorta olarak kullandılar. Toplumsal öfkenin hep o soruna kanalize olmasını, Filistinliler'in acılarının devamını, hatta katlanarak artmasını, rejimlerinin ve tahtlarının devamı için en sağlam güvence gördüler. Zira kazara Filistin sorunu çözümlenirse, toplumsal pusulanın kendilerine ve tahtlarına yöneleceğini çok iyi biliyorlardı. Bilmeye de devam ediyorlar.
O yüzden gerek İKÖ'nün, gerekse Arap Birliği'nin zirve toplantılarında İsrail'in Filistinliler'e zulmü ortak bildirilerde birkaç cümleyle kınanıyor ama aslında Arap liderlerin çoğu içinden İsrail'e teşekkür ediyor.
Alın size bir kanıt daha: Yukarda belirttiğimiz gibi İKÖ'nün doğumuna Mescid-i Aksa'nın kundaklanması girişimi neden oldu. İsrail yine o Mescid-i Aksa'da onarım çalışmaları adı altında kutsal mekanın temellerine zarar verebilecek arkeolojik çalışmalar yapıyor ama Türkiye dışında hiçbir İslam ülkesinin derdi değil. (Başbakanlığın Kudüs'e gönderdiği teknik heyetin geçen yıl Haziran ayında yayınladığı ve uluslararası kuruluşlara da gönderilen raporda İsrail'in İslam'ın bu kutsal mekanına verdiği zararlar fotoğraflar eşliğinde ayrıntılı olarak anlatıldı.)

Ortak bildirilere kanmayın
Özellikle Arap ülkelerinin bencilliğine buyurun bir örnek daha: İKÖ Şartı'nın ilk maddesinde kuruluşun "Üyeler arasında dayanışmayı güçlendirmeyi" amaçladığı belirtiliyor.
Ne var ki, İKÖ'nün kuruluş yıllarında örneğin Suudi Arabistan ile şu sıralar zirveye ev sahipliği yapan Senegal arasındaki zenginlik farkı 1'e 7 dolaylarında bulunurken, bugün uçurum 1'e 20'yi geçti. Dahası, İKÖ üyesi 22 Afrika ülkesi şimdi dünyanın en yoksul 22 ülkesi olarak gösteriliyor. Sizce kader mi?
İkna olmayanlar veya İslam dayanışması adına bir "Teselli" arayanlar için son bilgi: Filistinliler'e destek konferanslarında toplanan bağışların listesine baksınlar. Petrol zengini Arap ülkelerinin çoğu bugüne kadar en cömert bağışçılar arasına gir(e)medi.
Bu İKÖ (veya İKT) ne işe yarıyor diye sormakta haksız mıyız?