kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Uzun, ince bir yol

Türkiye, Avrupa Birliği meselesini unutmuş görünüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, türban tartışması, Kuzey Irak derken ilgi alanımızdan çıkıverdi.
TCK'nın 301'inci maddesinin değişmesi bile gündemde yok artık.
İki taraflı bir yorgunluk söz konusu gibi.
Peki, gerçekten öyle mi?
Üniversiteler bu konuyu tartışıyor, bakanlıklar teknik çalışmalarını sürdürüyor.
Bizim çok dikkat etmediğimiz yasalar çıktıkça günlük yaşamımızı etkileyen değişikler yapılıyor.
Açık Toplum Enstitüsü geçenlerde "100 konuda Avrupa Birliği'nin günlük hayatımıza etkileri" isimli bir kitapçık yayınladı.
AB günlük hayatımızı etkilemeye devam ediyor, biz farkında olsak da, olmasak da.
Dün sabah bir grup yabancı gazeteciyle birlikte Sabancı Üniversitesi'ndeydik.
"Algıdan Gerçekliğe" başlıklı konferansta Mehmet Ali Birand ve Ferhat Boratav'la birlikte TürkiyeAB ilişkilerini değerlendirmeye çalıştık.
Avrupa Birliği'nin Türkiye yeni Büyükelçisi Marc Pierini'nin de katıldığı konferansta yabancı gazetecilerin bu sürece bizden daha umutlu baktıklarını fark ettim.
Hazırlama komitesi, konferans dosyasına AB'nin Türkiye'de destek verdiği projelerin bir listesini koymuştu.
2007'den 2012'ye kadar olan süreci kapsayan bu projeler içinde FenerBalat bölgesinin rehabilitasyonundan Kuş Gribi'ne hazırlık ve cevap projesine, Jandarma'nın Avrupa İnsan Hakları standartlarında eğitiminden Nevşehir, Tokat, Kütahya, Bitlis gibi kentlerin atık su yani kanalizasyon tesislerinin kurulmasına kadar uzanan konular var.
Projeler arasında 1 milyon Euro'luk olan da var, 70 milyon Euro'luk olan da.
Yani, biz her şey yerinde sayıyor derken bile, kervan yoluna devam ediyor ve insanların günlük yaşamlarını doğrudan etkileyecek, yaşam kalitelerini artıracak, çevrelerini düzenleyecek projeler hayata geçiriliyor.
Bu, bizlerin alışık olduğunun tersine, yukarıdan aşağıya değil de, aşağıdan yukarıya doğru yaşanacak bir değişim.
Ağır ve sancılı olması kaçınılmaz.
Şu anda eksik olan, Ferhat Boratav'ın deyimiyle "entelektüel liderlik."
Özal'ın ilk baştan tarif ettiği "uzun, ince bir yoldayız."
Sabırla devam etmek gerekiyor.