kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Mart 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MUHARREM SARIKAYA

Washington'daki PKK sigarası..

Genelkurmay ile muhalefet partileri arasındaki sınır ötesi operasyon tartışmasına dün nokta konuldu. Şimdi gelelim Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu'ndaki konuşmalara...
Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen sempozyumda iki gündür terörün gelecekteki hedefleri ve finansal kaynakları konuşuldu.
Sempozyumun ikinci ve sonuncu gününde iki bayan uzmanın aktardığı veriler dikkat çekiciydi.
Bayanlardan biri sempozyumu da düzenleyen NATO bünyesindeki Terörle Mükemmeliyet Merkezi kurucularından Prof. Dr. Louise Shelly ...
Prof. Shelly, 6 hafta önce İngiltere'de katıldığı terör toplantısında yaşadıklarını kısaca şöyle özetledi:
"Terörle mücadelede kamu uygulayıcılarının rolü tartışılırken 'İngiltere'deki PKK'lılar uyuşturucudan para kazanıyor' denildi ve önlem alınması istendi. İngilizler 'Ama bizim değil, Türkiye'nin problemi' dediler...."

Yedek parça da var
PKK'nın gelir kaynaklarına ilişkin başka örnekler verdi.
Terör örgütünün denetiminde K. Irak'ta üretilen kaçak sigaranın, bugün Washington'da satıldığını söyledi.
Sahte otomobil parçası üretimi işinin de K.Irak'ta başladığını ve buradan Avrupa'ya satıldığını aktardı.
Verdiği örnekler ABD'nin terörle mücadele ettiğini söylerken, aslında teröre nasıl finansal kaynak yarattığının örnekleriydi.
Rusya üzerinden yaşanmış örnekler verdi. Los Angeles'ta çalınan yeni otomobillerin İtalya'ya getirildiğini, motor ve şase numaraları değiştirildikten sonra Karadeniz üzerinden satıldığını aktardı.
"Bu para ile de Çeçen teröristlere finansman sağlanıyor" dedi.
Yani bir Rus'un kaçak olarak aldığı otomobilin parasının, kendisine mermi olarak dönmesinin hikayesini aktardı.
Terörün finans kaynakları üzerine çalışmaları bulunan Loretta Napoleoni'nin verdiği rakamlar ise ürkütücüydü.
Dünyadaki finans kaynağı toplamının yıllık 1.5 trilyon dolara yaklaştığından söz etti.

"Hawala sistemi..."
İngilizce ve Arapça'da "Hawala" diye okunan, "Havale" den söz etti.
Yani, banka üzerinden yapılan para transferinden...
Ancak, İslami terör örgütlerinin sıkça kullandığını ileri sürdüğü "Hawala" sisteminde, bankanın yerini kişilerin aldığını belirtip sistemi anlattı:
"Hiçbir sigortası, banka kesintisi yok. Parayı Avrupa'da bir kişiye veriyor, Somali'deki ailesi oradaki başka bir kişiden parayı alıyor. Gönüllülük esasına dayanan sistem..."
İngiltere'de restoran işleten ve bu sistemle Türkiye'ye para gönderen bir Türk'e neden bu yola gittiğini sorduğunda, "Bankalar yüksek transfer (havale) ücreti alıyorlar ondan" yanıtı aldığını aktardı.
"Türk bankaları bunun önüne geçmek için ne yapacağımızı soruyorlar" dedi. Sistemin terörün finansal kaynağı haline dönüştüğünü anlattı.
Katılımcıların sempozyumda uzlaştığı nokta şöyle özetlenebilir:
"Önce 'tehdit' kavramında ortak bir noktaya varmalıyız ki terörle mücadelede başarılı olabilelim..."
Yani, İngiltere'deki kamu görevlisi, "Uyuşturucu satan PKK sorunum değil" ; Türkiye'deki güvenlik görevlisi de "Bizimkini bittirdik bir de İngiliz teröristle mi uğraşacağız?" derse sonuçta kazanan terör oluyor.