kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Mart 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Başbakan Erdoğan: "Muhalefet bizi muhatap almalıdır"

Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti iktidarının herhangi bir ülkenin emriyle hareket eden iktidar olmadığını vurgulayarak, ''Bu harekatın arkasında hükümetimizin verdiği yetki vardır. Siyasi sorumluluğu da bize aittir. Muhalefet, eleştirilerinde bizi muhatap almak durumundadır'' dedi.

Halkapınar Spor Salonunda gerçekleştirilen AK Parti İzmir Kadın Kolları 2. Olağan Kongresine katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Irak'ın kuzeyindeki terör unsurlarına yönelik yapılan sınır ötesi kara harekatının 7 bin rakımda 1-1.5 metre karda, çok zor şartlar altında gerçekleştirildiğini vurguladı. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Terörle mücadelenin sadece askeri boyutu yok. Sadece tek tek teröristleri etkisiz hale getirerek, sadece sınır ötesi harekatlar yaparak terörü sona erdirmek mümkün değil. Öyle olduğunu söyleyenlere sesleniyorum. Askerimizin üzerinden, ordumuzun üzerinden siyaset yapmak gayretine girmek isteyenler var ya, onlara sesleniyorum. Sizin aklınız Allah aşkına muhalefete geçince mi yerini buldu? Bugüne kadar neredeydiniz? Türkiye'de terör 30 yıldır sürekli büyüyerek gelişti. Ondan sonra bir inişe geçti. Siz de iktidar oldunuz bu ülkede. O zaman neden Kandil'e gidip bu işi bitirmediniz? Yoksa aradınız da haritada Kandil'in yerini mi bulamadınız? Yoksa bizden habersiz gittiniz de 1995'lerde, 2000'lerde Kandil'de terörist mi yoktu? Bu ucuz polemikleri bırakın. Sınır ötesi harekatla terör örgütünün kökü kazınacak olsa, bugüne kadar Türkiye her türlüsünü yaptı. Onlarca defa bu tür harekat yapıldı. AK Parti iktidarı herhangi bir ülkenin emriyle hareket eden iktidar değildir. Hangi ülke olursa olsun, biz istişaremizi yaparız, ilgili kurum ve kuruluşlarla yaparız. Gerekirse siyasi partilerle de bunu yaparız ve ondan sonra da kararımızı verir yola devam ederiz.''

Erdoğan, ''Eğer Genelkurmay Başkanımız 'Üniformamı çıkarırım' diyorsa, eğer Başbakan 'siyasi elbiseyi çıkarırım' diyorsa ya delil gösterirsiniz iftiranızı ispatlarsınız, ya da susarsınız. Susmazsanız vakti gelir millet sandıkta sizi susturur'' dedi.

Halkapınar Spor Salonunda AK Parti İzmir Kadın Kolları 2. Kongresine katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada sınır ötesi kara harekatının ardından muhalefetin eleştirilerini yanıtladı. Irak'ın kuzeyine yapılan son kara harekatında 24'ü asker, 3'ü geçici köy korucusu 27 şehit verildiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, ağır kış şartlarında, gece koşullarında bölücü terör örgütüne baskın tarzında önemli darbe vurulduğunu kaydetti.

Terörle mücadelenin sadece askeri boyutu olmadığını, eli silahlı teröriste karşı askeri mücadelenin olmazsa olmaz olduğunu, ancak bunun yanında başarılı siyasi, ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, uzun soluklu mücadelenin sabır ve kararlılıkla yürütülmemesi halinde nihai sonucun alınamayacağını ifade etti. Erdoğan,hükümetlerinin bu yönde adım attığını belirterek, şöyle konuştu: ''Şurada son 5 yılda güneydoğuda, doğuda 79 yıldır yapılamayan yatırımları yaptık. Sadece altyapı olarak güneydoğuda ve doğuda yapılan yatırım miktarı 7.5 milyar dolar. Bunun yanında 46 bin konut yaptık. Bunlarla kalmadık Güneydoğu Anadolu Projesine başlıyoruz. Hedefimiz 5 yılda Güneydoğu Anadolu Projesini bitirmek. Bunu hedefimize koyduk, şimdi buna başlıyoruz. Bahaneleri ortadan kaldırıyoruz. Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın üzerinde spekülasyona giren, onları istismar eden ve onları istismar ederek, 'Biz onların temsilcisiyiz' diyen bölücü terör örgütü, artık orada maya tutturamayacak. Bizler Türkiye'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını benimsemiş olan 70 milyon vatan evladının hepsini bağrımıza basmışız, yola böyle devam ediyoruz. Ve onun için de dikkat edin güneydoğuda ve doğu Anadolu'da AK Parti açık ara önde birinci partidir. Neden? İşte bundan dolayı. Biz halkımızı seviyoruz. Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, aklınıza ne geliyorsa, hepsiyle seviyoruz. Çünkü bizim medeniyetimizde yaradılanı yaradandan ötürü sevmek var. Farkımız bu ve bunu başarıyoruz.''

TOPYEKUN MÜCADELE

Bu süreç içerisinde terör örgütünün insan kaynağını, finansal, lojistik desteklerini kesmek adına bütün alanlarda topyekun mücadele ettiklerini anlatan Erdoğan, son harekatta bu konuda alınan mesafenin açıkça görüldüğünü, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, teröristi her an, her yerde, gece gündüz demeden vurmaya hazır olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

Erdoğan, ordunun bunun için teknik kabiliyete fazlasıyla sahip olduğunu ortaya koyduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Harekat planlamasında üstün kurmay zekasını ortaya koymuştur. Genelkurmayından ta Mehmetçiğine, erine kadar hepsi bütün inceliğiyle, hassasiyetiyle burada varlığını ortaya koymuştur ve burada nasıl büyük bir inanç, kahramanlık ruhuna Mehmetçiğimizin sahip olduğunu, nasıl sarsılmaz vatan sevgisine sahip olduğunu, dosta da düşmana da göstermiştir. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı, vurulan hedefler büyük bir başarıya işaret etmektedir. Fakat bana göre daha büyük başarı, terör örgütünün umutlarının yok edilmesinde, iradesinin kırılmasında elde edilmiştir. Harekatın şekli, baskın tarzında oluşu, iyi planlama, en kötü şartlarla en kısa sürede en iyi neticeye ulaşması, büyük bir caydırıcılık etkisi getirmiştir. Buradan muhalefete sesleniyorum. Salı günü seslendim, dedim 'bak ordumuzun üstünden siyaset yapmayın, bir şey soracaksanız, vuracaksanız, bize vurun, bize sorun. Bunun cevabını biz size verelim' dedik. Bu başarılı harekata lütfen gölge etmeyin. Ne yazık ki, harekattan dönen kahramanlarımız daha koğuşlarına dönüp botlarını çıkarmadan başlatılan anlamsız bir tartışma, bütün bu başarıya adeta bir gölge anlayışını taşıyor. Memleket, millet menfaati görmüyorum bu tartışmanın devamında.''

''NE HÜKÜMETİNE, NE GENELKURMAYINA SAYGI DUYMUYORLAR''

Harekatı Genelkurmay Başkanlığıyla birlikte, uyumlu şekilde yürüttüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: ''Fakat bunlar zerre kadar kendi ülkelerinin, ne hükümetine, ne Genelkurmayına saygı duymuyorlar. Ne diyorlar? 'Efendim ABD çekil dedi, onun için çekildiler', Yok 'şu çekil dedi, onun için çekilindi'... Daha ilk gün itibariyle bunların teknik detaylarına girecek değilim. Onu Genelkurmay Başkanım açıkladı. Her şeyi biz Genelkurmayımızla uyumlu bir şekilde yürüttük ve bilgilendirme yapılması gereken yerler, 5 Kasım sürecidir, bu konuştuğumuz çerçeve içerisinde bizler Irak Cumhurbaşkanına, Başbakanına gerekli bilgiyi verdik ki, herhangi bir sivil önümüze çıkmasın. Bir tane sivil ölmedi, neden? İşte bu Türk ordusunun sivile olan saygısını gösteriyor. Ama yanı başımızda İsrail'i de görüyorsunuz. Çoluk çocuk ayırıyor mu? Çocuklarla kadınları ayırıyor mu? Savunmasız insanlara karşı nasıl orantısız güç kullandığını görüyoruz. Türk ordusunu diğer ordulardan ayıran özellik de budur. Ve bazı konuşanlar oraya baksınlar, Orta Doğu'ya. Türk ordusu, Türk milleti ne yapacağını çok iyi bilir. Bu harekatın arkasında hükümetimizin verdiği yetki vardır. Siyasi sorumluluğu da bize aittir. Muhalefet, eleştirilerinde bizi muhatap almak durumundadır. Sorumlulukla bağdaşmayan haksız, insafsız ve ölçüsüz söylemler, tartışmayı arzu etmediğimiz noktaya getirdi. Milletimiz için şeref ve namus en başta gelen değerlerdir. İnsan, onuru için yaşar. Özellikle askerlik, şeref ve namusla yeminle başlayan kutsal bir görevdir, biz bunu böyle biliyoruz. İftirayla siyaset olunmaz. Dünyanın kaç ülkesinde hükümetiyle, askeriyle milletin itibarını istiskal eden, dışarıdan emir alıyor gibi göstermek için bu kadar hevesli bir muhalefet vardır? Üzülüyorum. Siyaseten bu kadar çaresiz durumda olabilirsiniz ama kurumlarımızın itibarına, şerefine söz söyleyemezsiniz. Siyasi rekabet demokrasilerin temelidir, fakat unutmayın, her şey değildir. Siyasi rekabetin dışında tutulması gereken meseleler de vardır. 'Kışla siyasete girmesin' diyoruz, ama siyaset de lütfen kışlaya girmesin. Askerliği askerlere bırakın, teknik boyutuyla bir askeri harekatın nasıl yapılacağına da siz karışmayın. Ben bu kadarını söylemekle yetiniyorum. Takdiri milletime havale ediyorum.''

Erdoğan, bir hukuki düzenleme yaparken, bunun kamu vicdanına uyup uymadığına, toplumun yüreğini sızlatıp sızlatmadığına dikkat etmek ve tarafların hassasiyetlerini gözetmenin, devletin görevi olduğunu belirterek, ''AK Parti iktidarı, bu tür bir affı parlamentoda gücü yettiği sürece çıkarmaz, çıkaramaz'' dedi.

Partisinin İzmir İl Kadın Kongresine katılan Başbakan Erdoğan, Cuma günü Uşak'ta yaptığı af ile ilgili konuşmasının farklı yönlere çekildiğini belirtti. Af konusunun hukuken, devletin ve Meclis'in iradesinde olduğunu, ancak kendilerinin bundan bahsetmediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu.

''Kamu vicdanında bunun nasıl bir etki doğuracağı da önemlidir. Devlet düzenleme yaparken bunu da hesaba katmalıdır. Bir hukuki düzenleme yaparken, bunun kamu vicdanına uyup uymadığına, toplumun yüreğini sızlatıp sızlatmadığına dikkat etmek, tarafların hassasiyetlerini gözetmek, devletin görevidir. Biz bunu dile getiriyoruz, ama onlar onu başka yerlere çekiyor. Hangi insan, ailesinde en sevdiği babası, hanımı, evladı öldürülmüş olsa, bunlar affedilerek karşısına çıksa, buna katlanabilir mi? Buna dayanabilir mi, soruyorum sizlere? Neymiş? Devlet af çıkarmış... Olur mu böyle bir şey? AK Parti iktidarı, bu tür bir affı, parlamentoda gücü yettiği sürece çıkarmaz, çıkaramaz.''Konuşması devamlı, ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarıyla kesilen Başbakan Erdoğan, partisinin insanı ve hizmeti merkeze alan bir siyaset anlayışıyla Türkiye'ye hizmet ettiğini kaydetti. ''Türkiye'de kadınlarımızın asaletini, birikimini, zarafetini ve aklını siyasete aktaran en güçlü parti AK Parti'dir'' diyen Erdoğan, kadın-erkek, genç-yaşlı, zengin-fakir demeden 70 milyon insanın mutlu olması için çalıştıklarını ifade etti.

Erdoğan, ekonomiyi sosyal politikalardan, demokrasiyi hukuktan, eğitimi dış politikadan ayrı ayrı alanlar olarak görmediklerini ve görmeyeceklerini belirterek, 5 yılda Türkiye'yi baştan başa ayağı kaldıran mucizenin izahının bu olduğunu söyledi.

''AYRIMCILIĞA, AİLE İÇİ ŞİDDETE KARŞIYIZ''

Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Siyasete katılmadan, kadına karşı yürütülen ayrımcılığa da aile içi şiddete de karşıyız. Yolun başında dedik ki, bizim iktidarımız imtiyaz isteyenlerin değil, adalet isteyenlerin iktidarıdır. Bu yüzden AK Parti imtiyaz üretmez, AK Parti adalet üretir. Eğer imtiyaz isteyenler varsa, bu ülkede imtiyaz bütün milletimizindir dedik. Bizim bir tek konumuz, tek bir meselemiz var, o da Türkiye'dir. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, özürlüsüyle, kimsenin temel haklarının engellenmediği bir Türkiye... Bunun için çalışıyoruz. Bunun için koşturuyoruz. Kadın sorunları, sadece kadınların sorunu değildir. Toplumumuzun her kesiminin her türlü sorunu ortak bir anlayış ve işbirliğiyle, yine toplumun tüm kesimlerinin çabasıyla çözülebilir. Kadınlarımızın, hayatın her alanında aktif roller üstlenebilmesi için de ortak gayret göstermemiz gerekiyor. Kadınlarımızın siyasetteki toplumsal hayattaki yeri, biz erkeklerin yerini daraltmaz, bize ancak güç katar. Toplumsal gelişmeyi, ne sadece kadınlar, ne de sadece erkekler tek başına başarabilir. Hiç kimse, kimseyi dışlamasın. Hiç kimse, hiç kimsenin hukukuna riayetsizlik etmesin. Mutlu bir toplum için hepimiz, birbirimizin hukukunu gözetmek zorundayız. Medeniyetin gereği budur. İnsanlığın gereği budur. Biz kadınlarımızın bu süreçte ülkemizin gelişimine destek olacağını çok iyi biliyoruz. Bu toplum, yaşadığı onca kötü tecrübeye, karanlık günlere rağmen eğer ayakta kalabildiyse, bu hiç şüphesiz bu toplumun hamurundan kaynaklanmaktadır. Kadınımızın sabrı, umudu, metaneti, vakarı olmasaydı, bugünlere gelemezdik. Hatırlayın, o 2000 yıllarının öncesi ve sonrası krizlerini... Eğer bizim kadınımız Türk ailesinde bir sağlam direk olmamış olsaydı, biz de aynen Arjantin'e dönerdik, Meksika'ya dönerdik. Ama o hale gelmedik, çünkü bizim analarımız kadınımız sabrıyla metanetiyle bir tas çorbada geleceğe umutla ülkemizi taşıdı.''

300 BİN KIZ OKULA BAŞLADI

Göreve geldiklerinde Türkiye'de okuma yazma oranının yüzde 80'lerde olduğunu, bu oranın şu anda yüzde 90'ı aştığını, hedeflerinin Türkiye'de okuma yazma bilmeyen kişinin kalmaması olduğunun altını çizen Erdoğan, ''Haydi Kızlar Okula'' kampanyasıyla 300 bin çocuğun okula başladığını ifade etti.

Kadın milletvekili sayısının yüzde 4.4'den, yüzde 9.7'ye çıktığını, kadın milletvekili sayısındaki artışın temel nedeninin, AK Parti olduğunu kaydeden Erdoğan, kadınlara seslenerek, ''İzmir'de özellikle muhatap olduğunuz hanım kardeşlerimize bunu anlatın. 'Mensubu bulunduğumuz partinin kaç tane bayan milletvekili var' diye bunu sorun'' dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin bayan milletvekili sayısının 11'den 30'a çıktığını, bunu yeterli görmediklerini dile getirerek, ''İnşallah şimdi yerel seçimlerde ciddi bir patlamayı, gerek belediye başkanlıklarında bayanlar olarak, gerekse belediye, il genel meclis üyeliklerinde görmek istiyorum. Bu rekabeti aranızda yaşamak ve yaşatmak istiyoruz'' diye konuştu.

''ATATÜRK ÜZERİNDEN GEÇİNENLER''

Yol ve suyun, medeniyet olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Yolu olmayan, suyu olmayan, bu ülkede çağdaşlıktan, medeniyetten bahsetmesin, 'ben Atatürkçü' demesin, bu kadar açık konuşuyorum. Bunlar olsa olsa ancak Atatürk üzerinden geçinenler olur. Başka bir şey olmaz bunlardan. Hani muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacaktık? Niye yapmadınız? Yapın da görelim'' dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin, birlik ve beraberliğini koruduğu sürece aşamayacağı engel olmadığını, bu duyguyla ne zaman hareket edilmişse, ülkenin büyük dönüşümler gerçekleştirdiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Millet olarak birlik ve beraberliğimizi her şeyin üstünde tutmak mecburiyetindeyiz. Önümüzdeki dönemde bilesiniz ki, büyük imkanların olduğu, fırsatların ülkemize çok farklı bir şekilde geleceği bir dönem olacaktır. Türkiye bir fırsatlar ülkesi haline gelmiştir. Türkiye'de bu fırsatların yok edilmesini isteyen mihraklara fırsat vermememiz lazım. Hiç bir güç, hiç bir engel biz bir ve beraber olursak bunu ortadan kaldıramaz, yeter ki biz birlik ve beraberliğimizi koruyalım. Yeter ki milletimizin değerlerini, cumhuriyetimizin niteliklerini ortak payda bilelim, bunların etrafında kenetlenelim.''

Konuşmanın ardından Başbakan Erdoğan, aralarında eski Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın ve eski Bornova Belediye Başkanı Cengiz Bulut'un da bulunduğu kişilere parti rozetini taktı.

''SENİN UĞRUNA FENERİ BİLE SEVDİK''

Halkapınar Spor Salonunu dolduran partililer, Erdoğan gelmeden önce partinin müzikleriyle coştu. Kongre öncesinde halk oyunları gösterileri sunuldu. Kongreye katılanlara Türk bayrağı, AK Parti bayrağı dağıtıldı. Tribünlere asılan ''Senin uğruna Fener'i bile sevdik'', ''Kadının siyaseti geleceğin emniyeti'', ''Devleti sana, seni Allah'a emanet ettik'', ''Bayraklı'yı ilçe yaptığınız için teşekkürler sayın Başbakanım'' pankartları dikkati çekti.

Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile salonun etrafına kurulan platformdan halkı selamladı ve karanfil dağıttı. Divan Başkanlığını AK Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Nurdan Şanlı'nın yaptığı kongreye, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel, AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç ve birçok partili katıldı.

Öte yandan Erdoğan, Halkapınar Spor Salonundan ayrıldıktan sonra partili ve diğer ilgililerin yer aldığı araç konvoyu da spor salonunun otoparkından çıkmaya başladı. Konvoyda yer alan ve plakası alınamayan bir aracın sağ tarafındaki dikiz aynası, yol kenarındaki bir kadın ile yanında bulunan 5 yaşlarındaki kızına çarptı. Yere düşerek hafif yaralanan kadın ile kızı, 112 Hızır Acil Servisi ambulansında tedavileri yapıldıktan sonra bırakıldı.

(AA)