kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ENGİN ARDIÇ

İmkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür ettiler mi?

Gericilere katıldığım, hükümete satıldığım ya da düpedüz manyak olduğum için Osmanlıca konuşuyor değilim; başlıkta okuduğunuz Atatürk'ten alıntıdır!
Nutuk'un sonu... Bildiğiniz, gençliğe "hitabe" ...
Bu ülkede "1919 koşullarını" yaşadığımızı düşünenler var.
O kadar ki, Cumhuriyet Halk Partisi de, cumhuriyetin ordusuyla giriştiği çirkin kavgada, "manzara-i umumiyeyi" tarih penceresinden ibretle seyrettiğini belirtti.
Yani, Samsun günleri yeniden yaşanmaktadır! Genel görünüm nanay...
Acaba öyle midir? Battık mı, batıyor muyuz?
1919 şartları... Yani, istiklal ve cumhuriyetimize kasteden düşmanlar (herhalde PKK olsa gerek), bütün dünyada misli görülmemiş bir galibiyetin mümessili midirler? Örneğin PKK çetesi Alman ordularını yenmiştir?
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kalelerine girilmiş, bütün tersaneleri zaptedilmiş midir? Son geçtiğimde Kasımpaşa Tersanesi bizde gibi görünüyordu... Tuzla Tersanesi'nde işçilerimizi Amerikan işgal kuvvetleri mi katletmektedir?
Fenerbahçe kalesinde Volkan olduğuna göre oraya girilmesi söz konusu değildir ayrıca...
Bütün ordularımız dağıtılmış mıdır? Savaşa girip yenildik de biz mi haber atladık?
Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş midir? Japon ordusu "suşi lokantaları" zinciriyle içimize mi daldı?
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde midirler? Başbakan Yunan çıkarlarını mı gözetmektedir? Kıbrıs'ı mı vermiştir Diyarbakır'ı mı? İzmir'i mi satacaktır Edirne'yi mi?
Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid etmişler midir?
(Anlamadıysanız bana kızmayınız, bu kelimeleri ben yazmadım.)
Örneğin İstanbul tahtında oturan Padişah Birinci Abdullah, Dolmabahçe önünde demir atmış düşman zırhlılarına bakarak rakı mı içmektedir? (Pardon, Huber Köşkü diyecektim.) Sadrazam Damat Tayyip Paşa devleti bölen bir antlaşma imzalamak üzere yurtdışına mı gitmiştir?
Fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olan millet, Akmerkez, Capitol, Metro City, Kanyon, İstinye Park, City's gibi alışveriş merkezlerini yağmalamakta mıdır?
Yüzbinlerce apartman dairesi ve araba uzaylılar üzerinde mi kayıtlıdır?
Ne demektir 1919 şartları?... Merkezi hükümete başkaldırılacak, yeni bir ilde, örneğin Elazığ'da yeni bir meclis mi toplanacaktır?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nden istifa edilip yeni bir ordu mu kurulacaktır? Bazı şaşkınların altı ay sonra genel komutayı devralıp darbe yapmasını umdukları Başbuğ Paşa mı yapacaktır bunu?
İsterseniz Amerikan ordusunu İncirlik dolaylarında kuşatıp Adana'dan denize döker, sonra da birtakım reformlar yapar, örneğin Göktürk Alfabesi'ne geçeriz.
(Atatürk "ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri" dediği halde, acaba İsmet Paşa'nın kulakları ağır işittiği için mi Akdeniz yerine Ege'ye gitmiştir, bunu da hep merak ederim.)
Ben bu yazıyı gülün diye yazdım.
Ama seçmen de ağzıyla gülmüyor butün bunlara, sandıkta oylarıyla gülüyor.