kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Deniz kabukları da solar

Binbir Gece bu sütunlardan en sert eleştirileri alan dizilerden biri. Özellikle de "reyting damarı" olarak gördüğü kanser hastalığını ve çocukları sürekli "kazdığı" için... Malum; dizi, Kaan'ın ilik nakli hikayesiyle başlamıştı. Şimdilerde minik Işın aynı hastalığın pençesinde. Önce Burçin bebeğe üzülmüştük, şimdi ise Umut bebeğin kaderi tartışma konusu. Ali Kemal'in kızları ise neredeyse her ay kendilerine bir "kardeş" gelmesini anlamaya çalışırken, sağa sola savrulup duruyorlar. Görüntüyü "çocuk istismarı" olarak adlandırmak insafsızlık olur ama belli ki senaristler toplumun yumuşak karnı olan çocuk zaafına ve duygusallığına kayıtsız değiller. Peki bunca görüntü içinde hiç mi pozitif olanı, doğru mesaj vereni, övgüye değer olanı yok? Olmaz mı? Bilirsiniz, Yakından Kumanda'nın terazisi hassastır. Kötüyü tartar ama içindeki iyiyi de ayıklamasını bilir. Bu hafta kızı lösemi yüzünden hastaneye yatmak zorunda olan baba, son gezilerini gözyaşları eşliğinde Şehrazat'a şöyle anlattı: "Deniz kıyısına gittik. Işın bir sürü deniz kabuğu topladı. İşte bak, buradalar. Ama eve gelince mecburen çamaşır suyuna koyduğumuz için deniz minarelerinin renkleri soldu..." Bilirsiniz, lösemi hastası çocuklar maske ile dolaşır. Son derece steril bir yaşam sürmek zorundadırlar. Zira bağışıklık sistemleri, mikroplarla savaşacak güçten yoksundur. Bu köşede hep yakınırım ya, "Kanseri dizilerde grip gibi gösteriyorlar. Bu, o acıları yaşayan insanlara ve ailelerine haksızlık. Sanki alay ediyorlar" diye... Bu kez Binbir Gece bir lösemi hastası çocuğun dramını abartmadan, ekran başındaki hastaları umutsuzluğa sevk etmeden, dramın gözünü çıkartmadan, sadece "sembollerle" anlatmasını bildi. Onların yaşamında deniz kabuklarının "bile" nasıl rengini kaybetmek zorunda kaldığını usul usul anlattı. Ve Binbir Gece, bu kez "fırsatı" kaçırmayıp, en önemli mesajı vermesini de bildi. Şehrazat, Onur'a sitem etti: "Demek, sen ilik bağışı için henüz kan vermedin. Sen bile bunu yaparsan... İnsanlar, kanserli hastalara sadece üzülüyor ama hiçbir şey yapmıyorlar..." Umarım bu önemli mesaj, gitmesi gereken yerlere salimen ulaşmıştır!.