Renkli dünyada dost yoktur

- Siz de onların hayatının bir parçası değil misiniz? Kısacası bu insanlar sizin de birlikte gezip tozduğunuz arkadaşlarınız değil mi?
- Renkli dünyada kimse kimsenin dostu değildir. Benim sırrımı paylaşabileceğim bir dostum olmadı bu dünyada. Belki onlar beni kendilerine dost olarak görmüşler ve özellerini açmışlardır. Ama bu, benim de onlara özelimi açtığım anlamına gelmiyor. Sonuçta ben birçok kişinin menajerliğini yaptım. Onlara iş bağladım, gazinolarda çıkarttım. Ama onlarla sabahlara kadar eğlenmişliğim yok. Ben hep iş olarak baktım. Çünkü bu dünyadan dost edinemeyeceğimi biliyorum. Hallerine bakın. Birbirleri hakkında söylemedikleri kalmıyor, ardından can ciğer kuzu sarması oluyorlar. Ama ben hiçbir zaman onların dostluklarını satmadım. Öyle yapsaydım kitaplarımda isimleri de açık açık yazardım. Yine de ilk kitabım 50 bin, ikinci kitabım 70 bin sattı.

- Kitaplarınızın bu kadar çok satmasını neye bağlıyorsunuz?
- Türk halkının dedikoduya olan sempatisine. Ama kimse beni hafife almasın. Birçok edebiyatçıdan daha iyi hikâye yazabilirim. Üniversite mezunuyum, akademik bir kariyerim var, bugün birçok üniversite benden ders vermemi istiyor.

- Gazeteciliği, gazeteci ve magazinci olarak ikiye ayıranlar var. Siz katılıyor musunuz buna?
- Hayır. Gelsinler o enteldantel gazeteciler benimle türbanı, ekonomiyi tartışsınlar. Hepsine 10 basarım. Benim yelpazem çok geniş. Dostlarımın arasında Semra Özal da, Aziz Yıldırım da, Mustafa Sarıgül de var. Her gün Zaman'dan Yeni Şafak'a kadar 14 gazete okuyorum.