kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 7 Mart 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
AYŞE ÖZYILMAZEL

Kadın belasını ister

"Erkekler malın gözüdür, sadece birkaç tanesi değildir. Eh! Onları da kadınlar istemez!" Kim diyor? 'Gönül Hırsızı' oyununun sonunda François yani Can Gürzap diyor. Hani şu galasında kalabalıktan ünlülerin kapıdan döndüğü Profilo'da oynanan 'Gönül Hırsızı'ndan bahsediyorum... Duyduğum övgülere dayanamayıp nihayet ben de izledim. Konu çok eğlenceli... (Başıma gelse eğlenmem ya neyse) Şimdi bu 'baba' ve 'hain' lafı eden François, malın gözü erkeklerin elebaşı. Tam saç baş yolduran, ömür törpüleyen erkek tipi yani.

NİLGÜN BELGÜN HARİKA

20 yıldır Catherine'le (Nilgün Belgün) evli. Ondan önce de 10 yıl Betty (İlkay Saran) ile... Catherine'i buluyor, Betty'i boşuyor. Ama iki kadın çok yakın arkadaş hatta kapı komşusu... (Olmaz olmaz demeyin, büyük laf etmeyin, siz de bir gün kendinizi aynı tabloda görebilirsiniz. Hayat bu!) François'nın da doğum günü. İlk eş, ikinci eş el ele hep beraber tribüne adama sürpriz parti hazırlarlarken kapı çalıyor. Kim o? Gözyaşları içinde adamın 10 yıllık metresi Barbara! Sürpriz parti dediğin böyle olur. Metresimiz diyor ki Catherine'e "Kocanız beni aldatıyor!" Meğer adam metresini de bir senedir 27'lik bir çıtırla aldatıyor. Yani abideki durum şu; İlk eş, ikinci eş, ilk metres, ikinci metres! E pes! Ana kraliçe Catherine gayet sakin, durumu kabullenmiş ve kendinden emin bir şekilde kocasını elden kaçırmamanın planını yapıyor. Metresin derdi zaten adamı elden kaçırmamak. Kimsenin adama yol vermeye niyeti yok yani. Ve parti başlıyor! İyi ki doğdun François!!! Gerisi 'Gönül Hırsızı'nda... Giderseniz çok eğleneceksiniz. Nilgün Belgün bir harika... Bu kadın hiç yaşlanmaz mı? O nasıl bir enerji? Can Gürzap ve İlkay Saran'a zaten söze gerek yok!

NASIL BİR ZAFER?
Peki biz kadınlarda neden akıl yok? Neden malın gözü, zor, yoran, yıpratan, her an diken üstünde tutan adamların peşinde koşuyoruz, onları istiyoruz ki? İnsan mutluluk seçeneği varken neden kaşınır? Yoksa kadınların derdi, başka kadınların arzusuyla mıdır? Tüm mesele; 'Bak sizin istediğiniz adam benim! 'Başkasına gitse de sonunda kürkçü dükkanına dönecek' midir? Bu nasıl bir zaferdir? Neden melek tabir ettiğimiz vur ensesine al lokmayı adamlar terk edilir de diğerlerinin peşinde sürünülür? Ödenen bedellere değer mi hiç? Hem malın gözü erkekle nasıl baş edilir? A a! O nasıl soru? Bu adamlarla başedilmez; ancak onlara tahammül edilir! Mangal gibi yüreği olan, 'sabrın sonu selamettir'e inanan ve bir gün terk edilmeyi göze alan, beri gelsin. Ve ve ve... Allah biz kadınlara akıl fikir versin. Amin!