kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mart 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
SOLİ ÖZEL

Tehlikeli yarış

Amerikan önseçimleri giderek daha heyecan verici oluyor. Cumhuriyetçilerin kampında Senatör John McCain adaylığını garantiledi. Değerli bir siyasetçi olan Vietnam gazisi McCain'in adaylığı aslında Cumhuriyetçi Parti ile ilgili iki temel mesaj veriyor.
Bush döneminin politikalarının yarattığı felaketin boyutları anlaşıldıkça Cumhuriyetçiler hızla irtifa kaybeti. Önce Irak savaşının gidişatı hakkında ortaya çıkan tepkiler 2006 ara seçimlerinde partiye Kongre'de çoğunluğu kaybettirdi. Aradan geçen iki yılda konut kredisi kriziyle başlayan finansal ve ardından ekonomik kriz ekonomiyi gündemin başına yerleştirdi. Bu krizin de sorumlusu görülen Cumhuriyetçiler çok zayıfladı. Bu bağlamda parti seçmenin önüne çıkarabileceği uygun adayı bulma konusunda da sıkıntı yaşamaya başladı.
Parti tabanına hakim olan muhafazakâr/dinci akımlar Irak fiyaskosu ve toplumu bölen sosyal ve ekonomi politikalarının başarısızlığına rağmen tutumunu yumuşatmadı. Kendisine uygun aday bulamadığı için de rahatsız oldu. McCain bu cenahın muhalefetine rağmen adaylığı kazandı. Dolayısıyla ilk mesaj Cumhuriyetçi Parti'nin ortalama seçmene ve siyasetin merkezine daha yakın bir aday profiline ihtiyaç duyması ve McCain'in şahsında bunu bulmasıydı.
İkinci temel mesaj ise Cumhuriyetçilerin belki aklına bile gelmedi. 71 yaşında bir erkeğin adaylığıyla parti, dünyaya ve topluma gelecekle ilgili hiçbir farklılık mesajı sunmamış olacak. Hem ABD'nin içinde, hem de dünyada radikal değişikliklerin, yeni başlangıçların gerektiği bir dönemde Cumhuriyetçiler zaman tünelinde sıkışmış gibiler. Gene de eldeki aday adayları arasında hiç kuşkusuz McCain seçimi kazanabilecek niteliklere en fazla sahip siyasetçiydi. Başkanlık seçimlerinde de şansı yüksek olacaktır.

Demokratlar
geç kaldı
Hemen herkesin Demokrat adayın kazanmasını beklediği başkanlık seçiminde McCain'in şansını yükseltecek diğer etken ise, Demokratların aday belirleme sürecinin uzaması. Kurultaydaki bir hesaplaşmayla adayın belirlenmesi durumunda 1972 ve 1980 seçimlerinde görüldüğü gibi parçalanmış bir Demokrat Parti'nin adayı seçimleri kaybedebilir. Ohio ve Teksas'taki önseçimlerden Hillary Clinton'ın önde çıkmasıyla mücadelenin kurultaya kadar sürmesi ihtimali arttı. Süreç başladığında aday olmasına kesin gözüyle bakılan Clinton delege sayısında Barack Obama önde olmasına rağmen ipin ucunu bırakmıyor.
Art arda gelen yenilgilerin ardından Clinton kampanyası Obama'ya karşı eleştirilerini sertleştirdi. Son haftalarda Obama'nın Senato'da neler yaptığı (daha doğrusu pek de bir şey yapmadığı) ile ilgili sorularını sıklaştırdılar. Medyada da Obama'nın sicilini sorgulayan haberler sıklaşmaya başladı. Obama'nın kampanyasına bağış yapan bir işadamının yolsuzlukları hakkında adayın tatmin edici bir şey söyleyememesi kaşları kaldırdı. Tam kanıtlanmasa da Obama'nın Müslüman kıyafetlerle fotoğraflarının ortaya çıkmasının da Clinton kampanyasının belden aşağı hamlelerinden biri olduğuna inanılıyor.
Demokrat Parti'de adaylar kanlı bıçaklı olurken, Cumhuriyetçiler ellerini ovuşturarak mücadelenin sürmesini istiyor. Amerikan yarı faşist muhafazakarlığının en çığırtkan ve etkili isimlerinden radyo programcısı Rush Limbaugh, boşuna "Obama'nın kan revan içinde kalmasına ihtiyacımız var" demiyor. Gerçekten de Obama bölünmüş bir partinin, hırpalanmış adayı olarak seçime girerse McCain'in kazanma şansı artacaktır. McCain gibi düzgün bir siyasetçiyle bile olsa Cumhuriyetçilerin Beyaz Saray'a dönmeler ise dünya açısından pek açıcı olmayacaktır.