kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Mart 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Valla laik değiliz!

Siyasetçiler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin nasıl okutulacağı konusunda laikçi bürokrasi ile halk arasına sıkışmış durumda.
* Ders sadece "din bilgisi verme" şeklinde yapıldığında Müslüman halk bastırıyor: "Çocuğum dinimizi öğrensin; dua etsin, namaz kılsın!"
* Ders "eğitime" dönüştürüldüğünde hem laikçiler, hem Aleviler itiraz ediyor.
* "Peki o zaman, din eğitimini topluma bırakalım" dediklerinde ise karşılarında laikçileri buluyorlar: "Ne yani çocukları tarikatların ve cemaatlerin eline mi teslim edeceğiz?"
Bizim devlet "aslında" laik olmadığı için bu tartışma daha çok sürer.
Efendim? Siz laik bir devletin vatandaşı olduğunuzu mu sanıyordunuz? Gülünç olmayın.
Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan haberiniz yok galiba.
Hazine'den maaş alan "ilim" memurlarından oluşan ve (hakkını yemeyelim) işini titizlikle yapan bu kurul resmen "fetva" veriyor.
Mesela dün Diyanet'in internet sitesinde Kurul'un sigortacılıkla ilgili verdiği kararı okudum. Gayet ayrıntılı bir incelemenin ardından Nisan 2005'te şu karara varılmış:
"Başta ticaret olmak üzere pek çok ilişkinin globalleştiği günümüz dünyasında ticari sigortanın bulunmaması başlı başına bir risk teşkil eder ve Müslümanların ekonomik açıdan mağlubiyetini sonuç verir.
Yukarıda zikredilen açıklamalar ışığında;
a) Genel olarak, sosyal sigortalar, karşılıklı sigortalar ve ticari sigortaların caiz olduğuna,
b) Kâr payı esasına dayalı çalışan birikimli hayat sigortası ile bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sisteminin ise, yatırılan primlerin, dinen helal olan alanlarda değerlendirilmesi durumunda caiz olduğuna,
c) Konusu din tarafından yasaklanmış olan sigortanın caiz olmadığına, karar verildi."
Daha ne konular var: Estetik ameliyat... Tüp bebek... Organ nakli... Velhasıl, "Fetva verdiğimi anneme söylemeyin, o beni laik sanıyor" vaziyeti.