kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Mart 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Siyaset ısıtmalı koltuk

Ilıcak ailesinin elinden çıkma Ateşten Koltuk dizisi geçen hafta FOX ekranlarında izleyiciyle buluştu. Malum, bu tür diziler ilk bölümlerinde bütün barutlarını harcarlar. Çünkü ilk bölüm tutarsa, iş kurtulmuş olur. Bu nedenle her türlü aksiyon, efekt, prodüksiyon ilk bölümde harcanır. Sonra?.. Sonrası, kervan yolda düzülür... Umarım, Ateşten Koltuk'un son derece sürükleyici ilk bölümü de "tek atımlık" barut değildir. Bu arada dizide en iyi rol kesenlerin, Nazlı Ilıcak, Reha Muhtar, Mehmet Ali Ilıcak ve Can Ataklı olması kafamda soru işaretleri yarattı. Acaba her daim "doğruyu" işaret etmesi beklenen gazetecilerin, bu denli iyi "rol kabiliyetlerinin" bulunması, okur cephesinde bir kuşku yaratır mı? Şaka, şaka... Peki ya insan, kayınpederinden nefret ettiğini bu kadar açık ortaya koyar mı? Dizinin senaristi ve yapım ortağı Mehmet Ali Ilıcak, kayınpederi Celal Toparlaklı'yı, terör örgütünü New York'tan idare eden kötü adam rolünde oynatmış. (Bu da şaka tabii!) Ama gerçek olan bir şey var ki, Ilıcak diziyi ucuza mal etmek için oyuncu ücretlerinde akıllıca tasarrufa gitmiş. Hem kendi oynuyor, hem annesi, hem karısı, hem de kayınpederi kamera karşısında. Duyduğuma göre baldızını da oynatacakmış ama yaşı küçük diye kayınpeder izin vermemiş... Dizinin senaryosunda tuhafıma giden şeyler de yok değildi doğrusu: 14 plakalı minibüsle İstanbul'un göbeğinde TMSF'nin binasına temizlik şirketi elemanı olarak girilir mi? Kapıdaki görevli, "Yahu bizim şirkete temizlikçiler Bolu'dan mı geliyor?" diye sormaz mı? Peki ya yakalanan bombacının alelâde bir semt karakolunda alıkonulup, "anında" avukatıyla görüştürülmesine ne buyurulur? Haydi ondan da vazgeçtim, Başbakan'ın koruma müdürü, yine Başbakan'ın emriyle özel timin son derece stratejik önemdeki ev baskınını nasıl yönetir? Ama dizide yeni Başbakanımız adına umut verici gelişmelere de şahit oldum. Örneğin; kızını Türkiye'de bir yerli üniversitede okutuyordu. Ayrıca Merkel ile telefonda Türkçe konuşuyordu. Sanırım bizim Başbakan sonunda Şansölye'ye Türkçe öğretmişti!..