kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Mart 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Türkiye yarı laik, din devlet kontrolünde

İLİŞKİLİ HABERLER
'Türkiye yarı laik, din devlet kontrolünde
Kitabınız da, Türkiye'yi yari laik diye tanımlıyorsunuz ve Atatürk'ün de, Napolyon döneminden esinlendiği görüşündesiniz. Neden?

Türkiye'nin Şu andaki durumu Fransa'daki 1802-1905 arasındaki periyoda benziyor. Osmanlı imparatorluğu döneminde, din devlete entegreydi, Fransa'daki gibi. İslam devletin parçasıydı. Mustafa Kemal ise 1924'de devleti dinden kurtardı, din karşısında bağımsızlaştırdı. Bu manada devlet laik. 1924'de İslam devletin diniydi, 1928'de bu durum da kaldırıldı. 1937'de anayasada "laik" kelimesi" kullanıldı. Türkçe laik nasıl deniyor bilmiyorum, ama neticede laik karakteri olduğu bildirildi. Ancak Türkiye'de de, Fransa'da olduğu gibi, bu karakterin ne anlama geldiği yani kavramın tanımı yapılmadı. Türkiye, yari-laik çünkü, devlet din üzerinde kontrolünü sürdürüyor. İmamların maaşını ödüyor ve kontrollerini de elinde tutuyor, din eğitimine de bir şekilde müdahale ediyor. Kontrol maksadıyla da olsa ikisi arasındaki ilişki nedeniyle yari-laiktir. Tamamlanmamış bir laiklik söz konusu, tamamlanması için dinin de bağımsız olması gerekir.
İslamin suni yorumunda din adamları sınıfı yok, dolayısıyla hristiyanliktaki gibi bir kilise ve onun mal varlıkları da söz konusu değil.
Almanya'daki gibi olabilir mesela, vergi beyannamelerinde vatandaşlar öngörülen payı inançsızlarsa bir yardim kurulusuna, yahut inançlılarsa istedikleri inancın görevlileri ve masrafları için ödeme yapılmasını bildirir.
Yari- laiklik Türkiye'ye daha uygundur belki, bilmiyorum. Ayrıca hıristiyanlık ve İslam tarihindeki en büyük fark, birinde Roma'dan bu yana devlet ve kilise ayrı büyüklükler olarak var olmuştur. İslam da ise, ya İslam devletin, ya devlet İslamın bir parçası olmuştur. Osmanlı da, İslam devletin araçlarından biriydi, dini içine katan devletti, devlet dinin içine katılmamıştı. Türkiye tarihi mirasla devam ediyor pek çok ülke gibi, islama tam bir bağımsızlık vermiyor. Bunu güvenlik ve sosyal barış kaygısıyla yapıyor. Devam etmesi gerekli de olabilir. Avrupa Birliği'ne de bu şekilde girmesinde sakınca yok. Ama biraz daha dinlerin özgürlüğüne saygılı olmalı. Bazen gücünü istismar ediyor gibi. Daha yumuşak üsluplar geliştirebilir, toplumdaki değişimleri dikkate alarak. Mesela üniversitelerde türbanlı öğrencileri tartışıyorsunuz. Laiklik partizanları "şeriat gelecek" diye korkuyor ülkenizde. üniversiteli öğrenciler, yetişkin insanlardır, türban takmayı istiyorlarsa taksınlar. Bazı anlar ve bazı alanlar da, sert bir yaklaşım yerine yumuşak bir bakış gereklidir ve daha olumlu sonuçlar verir.