kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Mart 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duyacağız

Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türk silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a yerleşmiş PKK terörünün gerçekten Kuzey Irak'ın sınıra yakın bölgesindeki önemli üslerini hiç olmazsa tamamen etkisiz kılmaya, tasfiye etmeye yönelik bir operasyonunu sonuna kadar götürmemizi uygun görmemişlerdir'' dedi.

Baykal, NTV'nin canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Türk Silahı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey Irak'taki terör örgütü unsurlarına yönelik gerçekleştirilen kara harekatının sona ermesine ilişkin soru üzerine Baykal, ''Harekatın bitişi tam bir sürpriz oldu. Öyle sanıyorum ki, Türkiye'deki yetkililer dahil herkes için sürpriz oldu. Yani birden bu kararı alma gereği ortaya çıktı'' dedi.

Türk kamuoyunun, harekatın bitişini Iraklı yetkililerin yaptığı açıklamalardan öğrendiğini ve daha sonraki gelişmelerin de kararın sürpriz olduğu görüşünü desteklediğini ileri süren Baykal, kararın kamuoyuna nasıl açıklanacağı konusunda da ''kafa karışıklığı yaşandığını'' savundu.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın, kararı önceden bildiklerini söylediklerini hatırlatan Baykal, bu bilginin operasyonda işbirliği içinde olunan ABD'nin Savunma Bakanı Robert Gates'e Türkiye ziyareti sırasında neden söylenmediğini sordu.

Baykal, geçen perşembe günü öğle saatlerinde gerçekleştirilen şehit cenazelerinin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile haftalık olağan görüşme yaptığını anımsatarak, ''Benim kanaatim odur ki, bu karar orada alınıyor'' dedi.

Ortada bir iç koordinasyon problemi olmadığını düşündüğünü ifade eden Baykal, ''(Biz kararlaştırdık...) Evet siz kararlaştırdınız da birileri bir şeyler söyledi de onun üzerine kararlaştırdınız'' diye konuştu.

''ASKERİ, BU ÇERÇEVENİN SORUMLUSU HALİNE GETİRMEK YANLIŞTIR''

Baykal, bir başka soruyu yanıtlarken de ''Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a yerleşmiş, oralarda üs oluşturmuş hem de etkili, ciddi askeri bir alt yapı geliştirmiş PKK terörünün gerçekten Kuzey Irak'ın sınıra yakın bölgesindeki önemli üslerini hiç olmazsa tamamen etkisiz kılmaya, tasfiye etmeye yönelik bir operasyonunu sonuna kadar götürmemizi uygun görmemişlerdir'' dedi.

Bu harekatla Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK üslerinin tümünü etkisiz kılacak şekilde tamamlayabilmesine olanak tanınması halinde terörle mücadelede önemli bir aşama kaydedilmiş olacağına inandığını söyleyen Baykal, ''Öyle anlıyorum ki, birileri sürekli olarak kılıcın tepemizde asılı olmasında yarar görüyor'' diye konuştu. Harekatın askeri boyutunun başarıyla tamamlandığını, ancak siyasi boyutu
için aynı şeyin söylenemeyeceğini ifade eden Baykal, şunları kaydetti: ''Asker, üzerine düşen görevi parlak bir şekilde yapmıştır. Buna hiç şüphe yok. Görevini ciddi bir şekilde yapmış, bunun bedelini de ödemiş, şehitlerini de vermiştir. Milletimiz de bunun acısını yüreğine basarak taşımıştır. Bunda hiç bir mesele yoktur. Ama şimdi bu olay sırasında askeri ortaya çıkarıp askeri, bütün bu bahsettiğimiz çerçevenin sorumlusu haline getirmek yanlıştır, sakıncalıdır. Askerin kendisi yapıyor olsa bile yanlıştır.''

Baykal, ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in Türkiye'deki temasları kapsamında cumhurbaşkanı Gül ve başbakan Erdoğan'la özel ikili görüşme yaptığını hatırlatarak, burada nelerin görüşüldüğünün de bilinmesi gerektiğini savundu. Olayın siyasi boyutunun sorunlu olduğunu ve bunun hesabını sormak istediğini ifade eden Baykal, bu durumu TBMM gündemine getireceklerini bildirdi.

TALABANİ'NİN ZİYARETİ

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye'yi ziyaret etmesinin terörle mücadele konusunda yararı olup olmayacağının sorulması üzerine de Baykal, Talabani'nin, Türkiye'nin terörle mücadelesi, terör örgütünün Kuzey Irak'taki varlığı konusunda net bir tavır sergilemesi gerektiğini söyledi. Baykal, Talabani'nin Türkiye'nin sıkıntılarını anlayan ve çözüme destek veren bir noktada olması halinde temasta sıkıntı olmayacağını, bunun aksi bir tavır sergilenmesi halinde ise Türkiye'nin buna alet olmaması gerektiğini kaydetti.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN TÜRBAN KARARI

Baykal, türban konusuna ilişkin soru üzerine ise bu konunun bir bireysel özgürlük sorunu olmadığını, temelinde belli bir inanç yorumunun dayatılmasının yattığını savundu. Türkiye'de birilerinin genç kuşakların türbanlı olmasını istediğini öne
süren Baykal, bunun Türkiye'nin çekilmek istendiği ortamın bir başlangıcı olduğunu ifade etti.

Anayasa Mahkemesi'nin türban konusunda vereceği karara da dikkati çeken Baykal, ''Anayasa Mahkemesi, tarihi bir karar alacak. Tam bir saygı içinde bunu ifade ediyorum, Anayasa Mahkemesi'nin alacağı karar ne olursa olsun, saygıyla karşılayacağız. Ama bilin ki, Türkiye'nin rotasıyla ilgili bir kırılmayı karara bağlayacaktır. Bu kadar önemli bir olaydır'' diye konuştu.
Baykal, Anayasa Mahkemesi'nin kararının konuya ilişkin tartışmaları bitirmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Son merci bu. Anayasa Mahkemesi'nin kararını saygıyla bekliyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin tarihi bir sorumlulukla kararını alması gerekir'' dedi. Baykal, türban sorununu ancak laiklik konusunda sicili temiz bir
iktidarın çözebileceğini savunarak, ''bu konu, hiçbir zaman dini istismar konusu olarak görülmez, Türkiye'nin gidişatının dini yaşam tarzına yönelmediği güvencesi toplumda paylaşılırsa, türban takılmasının da bir sorun olarak algılanmayacağını'' belirtti. Deniz Baykal, DTP TBMM Grup Başkanı Ahmet Türk'ün ''Demokratik Özerklik Projesi ve İtalyan modeline'' ilişkin açıklamaları konusunda görüşlerinin sorulması üzerine de bu modellerin niçin önerildiğinin açıkça ortaya konulması gerektiğini söyledi. Formül önerilerinin, nihai hedefe giden sürecin bir aşaması olarak yapıldığını savunan Baykal, ''Bunların hepsi belli bir amaca yönelik arayışın, çalışmanın, mücadelenin parçasıdır ve Türkiye'nin terörle mücadelesi, bu gidişi zorunlu kılmaktan çıkarmak için gereklidir'' dedi. Baykal, ortaya atılan
gerekçelerin ötesindeki gerçeği görmek gerektiğini belirterek, bu tür önerilerin Türkiye'nin üniter yapısını ortadan kaldırmaya yönelik sürecin bir aşaması olduğunu savundu.