kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

İşin ucunda insan olunca ideal sistem yoktur...

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
05.01.2008
Sinema, artık güncellikten bağımsız kalamıyor. Hatta Hollywood bile... Gerçi Amerikan seyircisinin art arda gelen filmlerde, artık perişan İraklıları, yoksul Afrika'yı, siyasal entrikaları ve terör korkusunu izlemekten ürktüğü ve bu filmlere pek itibar etmediği yazılıp çiziliyor. Ama ne gam! Bu filmler, hele bunun gibi iyi yapılmış olanları sinema sanatına ancak onur kazandıracaktır. Üstelik bu sinemanın en büyük masal anlatıcısı Spielberg bile Schindler'in Listesi'nden Münih'e, Amistad'dan Terminal'e alabildiğine politik filmlere sıvanıp dururken, bu gidiş değişmeyecektir. Yargısız İnfaz bizlere sanki gazetelerin ilk sayfalarından derlenmiş, yakıcı derecede güncel bir öyküler toplamı sunuyor. Bir yandan, Tunus'ta bir meydanda güpegündüz patlayan bir bombanın yol açtığı dramlar; bu vesileyle tanıdığımız polis şefi, onun dikbaşlı kızı, kızın kendi halindeki ressam görüntüsü altında bir İslami terör örgütü üyesi genç sevgilisi... Öte yandan, ABD'de bir aile dramı: 20 yıl önce bu ülkeye gelip yerleşmiş, yüksek eğitim almış, çoluk-çocuk sahibi Mısır kökenli genç bir mühendisin uçaktan iner inmez tutuklanması, CIA tarafından terörist listesine dahil edilip sorgulanmak üzerek apartopar Tunus'a yollanması. Ve onu kurtarmaya çabalayan karnı burnundaki Amerikalı eşi... Bu öyküler sanki bir Inarritu senaryosu gibi: Babil'in yeni bir versiyonunu izler gibiyiz. Ama öyküler Inarritu filmlerinden daha çok iç içe. Ayrıca siyasal saptamaların güçlü etkileyiciliğine eşlik eden ve melodramla da flört halinde olan çok sağlam insan portreleri ve duygusal patlamalar var. Ama asıl önemlisi, filmin benimseyip hiç elden çıkarmadığı nesnellik ve denge duygusu. Öyle ki, bir Kuzey Afrika ülkesinin zindanlarındaki işkence olayına koşut olarak, insanları sorgusuzsualsiz tutuklayıp içeri tıkabilen, 11 Eylül-sonrası travması içindeki Amerikan sistemi de sorgulanıyor. Çaresizlik içinde kıvranan Amerikalı eşin dramına, Tunuslu polis müdürünün masum kızının günahsız ve ölümcül aşkı eşlik ediyor. Ve koşulların zalim kıldığı Arap görevlisine, ABD'den insanlığını sanki unutmuş, alabildiğine soğuk ve hesaplı bir kadın CIA görevlisi (şahane Meryl Streep) yanıt veriyor. Böylece "İdeal sistem yoktur, herkes, hepimiz suçluyuz" mesajı ortaya çıkıyor. Ki günümüz dünyasının ibretlik kargaşası içinde, hiç de fena bir mesaj değil... Bu görkemli siyasal melodram, üstelik son derece ustaca kurulmuş bir biçimsel oyunla işliyor: aralarında yaklaşık bir haftalık zaman farkı bulunan iki ayrı olay birlikte, iç içe anlatılıyor ve bu çarpıcı kurgu, finale doğru filme müthiş bir dramatik güç kazandırıyor. Özü güçlendiren biçim oyunlarını sevenler bayılacak... Ayrıca görüntüleri, takım oyunculuğu ve eşsiz müziğiyle de seçkinleşen bu filmi görmeyi sakın ihmal etmeyin.

YARGISIZ İNFAZ * * * *
(Rendition)/ Yönetmen: Gavin Hood, Senaryo: Kelley Sane, Görüntü: Dion Beebee, Müzik: Paul Hepker, Mark Kilian, Oyuncular: Jake Gyllenhaal, Reese Witherspoon, Omar Metwally, Meryl Streep, İgal Naor, Peter Sargsgaard, Alan Arkin, Zineb Oukach, Moa Khouas/ Best Line Pictures yapımı.
Haberin fotoğrafları