kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Şubat 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Vergi, adalet ve zenginlik

"Köysüzleştirilmiş köylüler.
Yani kentsel tüketimin yansımalarına kapılan ama dağıtımcı devletlerin korumasındaki orta sınıflara dahil olamayan tüm o işsiz ve güçsüz gençler, hatta onlarla birlikte, toplumsal basamaklarda üstten alta farklı kategorilerden ve her anakaradan daha niceleri, modernlik içine girmelerinden çok yıkılmalarına yol açan coğrafi ve toplumsalkültürel değişmeler yaşamaktadır.
Yurttaşları daha iyi korunan en zengin ülkelerde son yirmi yılın bilançosu eksidedir. Toplumsal eşitsizlikler artmakta, toplumsal basamaklar fazlasıyla küçülmektedir.
"Golden Boys" (Altın Çocuklar) artık ulusal toplumun tepesinde değil, toplumun üstündedir, düşkünler ve dışlanmışlar da en alt basamakta değil, toplumun altında boşluğa asılı durmaktadır."
Bu uzun alıntıyı Fransız toplumbilimci Alain Touraine'nin "Bugünün dünyasını anlamak için yeni bir paradigma" isimli kitabından yaptım.
Gerçekten küreselleşme denilen olgu, önüne çıkan herşeyi silip süpüren bir güç haline gelmiştir.
Kavramla vurgulanmak istenen basittir aslında.
Küreselleşen bir ekonominin hiçbir toplumsal ya da siyasal düzenleme şeklinin mümkün olmadığı işlenmeye çalışılmıştır.
Servet önündeki her türlü engelin kaldırılması, kenarda köşede kalanların safra olarak görülüp tasfiyesi.
Küresel dünyanın bir parçası, hatta bağımlı bir parçası olan Türkiye'de de buna aykırı bir gelişme görmek mümkün değil.
Tekel'in özelleştirilmesine karşı çıkan işçilere eksi 6 derecede su sıkılmasından, Tuzla felaketine kadar birçok örnekte bu engel tanımama halinin dışa vurumuna tanık oluyoruz.
Bunun son örneğini ise, toplumsal gelir dağılımını dengelemek, daha adaletli kılmak için getirilmiş olan "Veraset ve İntikal Vergisi"nin kaldırılıyor olmasında görüyoruz.
Bu zenginin yararına işleyecek bir sisteme destek olmaktır.
Toplumda zenginliği başarı değil, miras üzerine kurma anlayışının tipik dışa vurumudur.
Krizlerin art arda vurduğu bir toplumda sayıları hızla artan dolar milyarderlerinin lehine, toplumun kenarında kıyısında yaşayan milyonların aleyhine bir girişimdir.
Dileriz, iktidar partisi bu konuyu bir kez daha düşünür.