kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Mahçupyan, at yarışı oynarken insanın kişiliğini ortaya koyduğunu söylüyor.

Entelektüel olmadan önce kumarbaz oluyorsun!

ŞİRİN SEVER
17.02.2008
Etyen Mahçupyan siyaset dilindeki ustalığını bir süredir Taraf gazetesindeki at yarışı yazıları için de konuşturuyor. Sık sık altılıyı tutturacak kadar iyi bir oyuncu olan yazar "Yenilmeye hazır olmayan entelektüel de olamaz," diyor..
Basın camiasının en ağır entelektüellerinden biri o. Radikal, Yeni Binyıl, Zaman gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Yakın dostu Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından da Agos gazetesinin yayın yönetmeni oldu. Şu an hem Agos'ta, hem Taraf'ta yazıyor. Ağır entelektüel diye sadece siyaset dünyasının nabzını ölçüyor sanmayın; zira o at yarışının kitabını yazacak kadar da bu spora düşkün... Taraf'taki iki köşesinden biri de at yarışı üzerine zaten. Madem bu kadar fanatik; çaldım kurşun geçirmez camla çevrili Agos'un kapısını ve sordum: Entelektüellikle at yarışı birbirine yakışır mı, işin püf noktaları nedir, at koşar baht mı kazanır gerçekten, bu oyunu zeki insanlar mı oynar sadece? At yarışı izlerken anlattı söyleyeceklerini, arada 8 numara için tezahürat yaptık bol bol... Aynı gün (salı) Hrant Dink davasının üçüncü duruşması yapılmıştı; birlikte at yarışı oynadığı dostunu andık, dava sürecini konuştuk. Son günlerin en ateşli tartışması 'türban'ı ve laiklik nutuklarını da masaya yatırdık tabii... Tekmili birden bu röportajda!

- Güle güle harcayın, sürekli altılıyı tutturuyorsunuz...
- Evet iki hafta önce 6.000, dün de 2.000 lira kazandım!

- İyi bir kumarbaz mısınız?
- Sayılır; sık sık kazanan biriyim.

- Bugüne kadar at yarışından kazandığınız en büyük para ne kadardı?
- Tek seferde 85.000 lira aldım ama büyük para sayılmaz bu. Çok anormal paralar şans gerektiriyor, bilgiyle olmaz.

- Nereden bu merak peki?
- Bilemiyorum, bunun genetik bir tarafı olduğunu, bazı insanların kromozomlarının dağılımından ötürü buna daha yatkın olduğunu düşünenler de var. Ama şu var ki, oyun her zaman merakımı cezbeden bir şeydir. Hayatın biraz oyunvari olduğunu düşünmüşümdür hep, belki de bazı şeyleri çok ciddiye almak istemememden ötürü...

KUMAR DA ER MEYDANI
- Gençken de iyi bir poker oyuncusuymuşsunuz. Entelektüellik kumarbazlıkla örtüşen bir durum mudur?
- Entelektüel olmadan önce kumarbaz oluyorsunuz! (gülüyor) Entelektüel sonra olunan bir şey.

- Entelektüele yakışır mı peki kumarbazlık?
- Bence çok uygun, birebir! Özellikle at yarışı...

- Nasıl bir ilişki kuruyorsunuz aralarında?
- Kumar bir karşılaşma; bilmediğiniz, kısa vadeli bir gelecek var önünüzde... Kazanıp kazanamayacağınızı bilmemenin getirdiği bir heyecan ve kendini sınama hali var. O an kendi içinizde bunun muhakemesini yapmak bence entelektüel tarafı da olan bir şey. Çünkü benim anladığım tarzda entelektüellik, kamusal alana çıkıp kendinizi ifade etme arzusudur! Kamusal alan da bir er meydanıdır; şamar da yersiniz, dayak da.. İcabında yenilmeye de hazır olmanız lazım. Bu cesarete sahipseniz, er meydanına çıkabilirsiniz. Bence kumar da böyle bir şey. Yenilmeye hazır olmayan insan entelektüel olamaz.

- "Benim karakterimi anlatan şeylerden biridir kumar, hayata nasıl baktığımı anlatıyor," demişsiniz. Ne demek istediniz bununla?
- At yarışı bilginin karşılığının alındığı bir oyun, diğer oyunlardan daha az şansa yer verir. Bilginizi sınama meselesi kendinizi sınama meselesine dönüşüyor at yarışı oynarken. 'Tahminlerim çıkıyorsa kendi hayatım için de doğru kararlar veriyorumdur' gibi psikolojik bir tatmin de alıyorsunuz.

- Bu oyuna bu kadar önemli şeyler atfederek kendinizi kandırıyor olabilir misiniz?
- Kandırmaktan ziyade, ben kendim için böyle anlamlı kılıyorum. Öyle olmadığına ikna edilsem bile, seviyorum! Yani bir yarışı düşünüp bulmaca çözmek çok keyifli benim için. İzleyip ne kadar haklı çıktığınızı sınıyorsunuz.

- Bu sınama egzersizlerinin gerçek hayatta karşılığı var mı?
- Analitik akıl kullanma melekesinin gelişmesini sağlıyordur muhtemelen.

- Çok affedersiniz ama at yarışı meraklılarına 'eşekçi' de diyorlar. Bozuluyor musunuz böyle şeylere?
- At yarışıyla ilgilenmeyenler söyler bunu. Bir de oynayıp kazanamayanlar! Her şeyin bu 'namussuz eşekler'den geldiği fikrine inanırlar. (gülüyor).

- At yarışı oynarken duygunuz ne; para kazanma hırsı mı, yarış zevki mi?
- Bunu oynayan kimse 'Çok para aldım' diye böbürlenmez. Çok zor bir ayağı tek atla nasıl geçmiş ve nasıl da düşünmüş onu... İnsanlar bunu konuşurlar.

- Mesela Sayısal Loto aynı zevki vermiyor mu size?
- Orada bilinecek hiçbir şey yok. Gözlemin, düşünmenin, muhakeme yapmanın anlamlı olduğu ve bunun paylaşılabildiği bir alan at yarışı. Tek bir yarış üzerine saatlerce konuşursunuz; mavrası hiç bitmez. O yüzden de emeklilik için birebir!

- Zeki insanların oynadığı bir oyun mudur at yarışı?
- Kesinlikle zekâya ihtiyaç var, yani hızlı düşünmek, analitik düşünmek, mukayese etmek, birden fazla şeyi yan yana koyabilmek çok önemli.

- 'At koşar baht kazanır' mı?
- Bu, kaybedenler için söylenmiştir; eğer kaybettiyseniz bahtınız yoktur, 'Bir daha deneyin,' diye söylenen bir şey. Nihayetinde iyi koşmak da kazanmayı garantilemiyor.

- At yarışına meraklı olduğunuzu bilen çok ama bu konuda ilk kez yazıyorsunuz. Okurlarınız, çevrenizdekiler şaşırmadı mı hiç?
- Çevremdeki bazı insanlar bunun, benim için olumsuz olacağını düşündü ama ben öyle düşünmüyorum. Ben siyasetin, hele Türkiye'deki haliyle çok da ciddiye alınmasından taraf değilim. Çünkü onu hak eden bir siyasi ortam yok, gerçek bir tartışma yaşayamıyoruz. Aslında siyasetle uğraşmak kendini oyalamak... At yarışı da daha az enerjiyi hak etmiyor!