kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Sınır ötesinin sınırları

Sınır ötesi kara harekâtıyla ilgili olarak dün bazı emekli paşalar Genelkurmay'ın açıkladığı hedeflerin çok ötesine geçen yorumlar yaptılar.
Örneğin biri "Bu şartlarda bir harekât yapılıyorsa, hedef küçük değil demektir. Hedef belli bir bölgeyi kısa sürede ele geçirerek tampon bölge oluşturmaktır" iddiasında bulundu.
Bir başkası "Hedef sadece PKK mı, yoksa..." sorusunu, hınzırca bir gülümsemeyle geçiştirdi.
Harekâtı yöneten 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral Bekir Kalyoncu'nun kariyerini inceleyince, Genelkurmay'ın açıkladığı harekât hedeflerinin çok ötesine giden bu varsayımların sırrını çözdük. Anlatalım:
Korg. Kalyoncu, ABD'nin Irak savaşını başlatmasının arefesinde, 6 Ocak 2003'te Meclis Dışişleri Komisyonu'na bir gizli brifing verdi. O tarihte rütbesi tümgeneral, görevi de Genelkurmay Harekât ve Planlama Daire Başkanı olan komutan, "Kritik bir noktaya geldik. Siyasi bir karar almak zorundayız. Askeri planlamayı yapmamız gerekiyor. Bunun için de Meclis kararı alınmalı. Aksi takdirde birtakım oldubittilerle karşı karşıya kalabiliriz. Irak yeniden şekillendirilecek. ABD, Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmeyi planlıyor. Bu bölge, ABD'nin 100 yıllık ihtiyacını karşılayacak rezervlere sahip. Bizim cevaplamamız gereken soru şu: Irak'tan başlayarak bölgenin yeniden şekillenmesinde söz sahibi olacak mıyız, olamayacak mıyız " dedikten sonra "Kırmızı Çizgiler"i saydı:

Askerin kırmızı çizgileri
"1-Musul-Kerkük bizim Misakı Milli sınırlarımız içinde. Buranın kimin kontrolünde kalacağı çok önemli. Musul ve Kerkük, Irak'ın ayrılmaz bir parçası olarak kalmalı. Bunları ABD ile konuşuyoruz. 2-Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasına izin veremeyiz. Bu bizim olmazsa olmaz koşulumuz. 3-Musul-Kerkük'te Türkmenler de ana unsur kabul edilmeli. "
Şaşıran Komisyon üyeleri "Yanlış duymadık değil mi?" diye sorunca Tümgeneral Kalyoncu üstüne basa basa tekrarladı: "Hayır, yanlış duymadınız. Musul ve Kerkük bizim Misak-ı Milli sınırlarımız içinde."
Genelkurmay'ın bu görüşüyle umutlanan dönemin Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış hemen "Irak petrollerindeki Türkiye'nin payı" konusunun araştırılması talimatını verdi.
İşte Korg. Kalyoncu'nun o ünlü brifingde çizdiği tablo nedeniyle sınırlı kara harekâtının gerçekten sınırlı olup olmadığı, hiç değilse imalarla sorgulanıyor.
Evet, harekât kesinlikle sınırlı. Çünkü MusulKerkük beyin jimnastiği 1 Mart 2003'te tezkerenin reddiyle bitti.
Ancak Kalyoncu Paşa'nın saydığı "Kırmızı Çizgiler" geçerliliğini koruyor ve korunuyor:
Referandumun ertelenmesi ve büyük olasılıkla hiçbir zaman yapılmayacak olması, Kerkük'ün hukuken ve fiilen Irak'ın parçası kalmaya devam etmesi anlamına geliyor. Kürtler'in bir sonraki hedef olarak belirledikleri Musul ise sadece hayallerini süsleyecek.

Kosova ve Kuzey Irak
Kürt devletine gelince; gerçi Kosova'nın tek taraflı bağımsızlığı "Emsal" iddialarının önünü açtı ama Barzani-Talabani ikilisi asla Irak'tan kopamayacaklarını biliyorlar. Birçok nedenden ötürü:
- Kürtler, Şii-Sünni ittifakından sonra epey mevzi yitirdiler.
- ABD'nin desteği eskisi kadar sıcak değil.
- En önemlisi de, Kuzey Irak'taki oluşumu bağımsızlığa götürebilecek "Sponsor" yok. Kosova'yı ABD teşvik etmiş, AB'nin büyükleri (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya) el vermişti. Zira Kosova, Avrupa'nın ortasında neşter atılması gereken bir yaraydı.
Kuzey Irak ise AB'nin uzak durmak istediği, ABD'nin de canının yeterince yandığı bir coğrafyada yer alıyor. Hiçbiri ama hiçbiri Kürtler'in olası macerasının sorumluluğuna katılmayı göze alamaz. O yüzden bağımsızlık ilanının sonu Mahabad Cumhuriyeti gibi olur.
Başa dönersek; Mehmetçik "Sınırlı" bir kara harekâtı için sınırı geçti. Dışişleri Bakanı Babacan'ın dediği gibi "Rutin sürecin devamı" olarak. Genelkurmay'ın vurguladığı gibi, "En kısa sürede dönmek üzere."
Peki, o "En kısa süre" ne kadar? Gerçi Albert Einstein "Zaman görecelidir" diyor ama yine de Korg. Kalyoncu'nun bir yanıtı var. 2 Mayıs 2006'da basını bilgilendirme toplantısında şöyle demişti:
"Terör örgütü Kuzey Irak'ta kaldığı sürece birliklerimizin faaliyetlerini sona erdirmeyi düşünmüyoruz." Bu kadar basit.