kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Bomba var kömür yok Nakit var askere yok

Mesaj şöyleydi:
"Umur Bey, 2. Hava Kuvvet Komutanlığı 8. Ana Jet Üs Komutanlığı, sınır ötesi operasyona katılan uçaklarımızın üssüdür. Ama Şubat 15 itibariyle devlet bize hala kömür almamıştı. Subay ve astsubaylar kendi paraları ile kömür alıp ısınmaktadır."
Belki şu ara alınmıştır; bilmiyorum. Ama mesaj öyleydi:
Bomba yükleniyor ama kömür boşaltılamıyordu oraya!
Cuma günü Hürriyet'te Vahap Munyar' ın köşesinde, OYAK Holding Genel Müdürü Coşkun Ulusoy' un sözleri vardı:
"Dünya krizde kıvranırken elimde 3.5 milyar dolar nakit parayla dolaşıyorum."
Ulusoy, yetim ve yoksulların yetiştirilmesine adanmış bir okulun, "Daçka" nın, Darüşşafaka Lisesi' nin mezunu.
Paradan önce parasızlığı, dünyanın krizde kıvranmasından önce insanın, bir çocuğun kıvranmasını yaşamış olmalı.
"Parayı öğrenmesi" daha sonra.
Aslında şu anda yönettiği kurum herhangi bir holding değil.
Aslında holding denmesi de tuhaf; nasıl Darüşşafaka öncelikle yetim ve yoksul öğrenciler içinse, OYAK da, öncelikle üyelerinin, onu maaşlarından yapılan mecburi kesintilerle kurup büyütenlerin "sosyal güvenlik kurumu."
Üniformaları içindeyken zor anlarında destek olabilmek, üniformayı çıkardıklarında emekliliklerine biraz daha katkı verebilmek; yetimlerine, dullarına, öksüzlerine, mağdurlarına sahip çıkabilmek üzere kurulmuş, yani öyle olduğu sanılan "yardımlaşma, dayanışma kurumu."
Bu "sosyal güvenlik" kurumu, hem herhangi bir holdinge göre mali, ekonomik imtiyazlara sahip olmuş, hem de herhangi bir holding gibi, salt ticaretle, karlılıkla, büyümekle, nakit parayla, sermayeyle, özelleştirmeden şirket almakla, yabancılara banka, sigorta satmakla övünür olmuş.
Oysa OYAK yönetiminin yarısından çoğu sivil bile değil; bir kısmı hala görevde olmak üzere, üst kademe subay.
OYAK ve şirketlerinin yönetimine asla giremeseler, bu yüzden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalsalar da, maaşlarıyla OYAK'a kaynak aktaran askerlerin büyük çoğunluğu "ast ve alt" kademedeler.
Büyük çoğunluğun da çoğu, yurdun dört yanında, hatta "tehlikeli" yörelerde yeterli lojman bulamayan, bulduğu lojman dökülen, orduevleri dökülen, hatta kimileri orduevine, bir kampa dahi giremeyenler;
Taşınabilmesi taşınamaması ayrı; "devletin kafi parası olmadığı için"
çelik yelekten, zırhlı araçtan, kafi ölçüde mayın tarama cihazından mahrum ölebilenler, sakat kalabilenler, arkadaşını yitirenler.
Yüzlercesi bana gelirini giderini gönderdiği için biliyorum, lojmansızlıktan maaşının büyük lokmasını kiraya kaptıranlar, kalanla çocuklarını bazen en ücra köşelerde, bazen onlardan aylarca ayrı kalıp okutmaya çabalayanlar, başta "satılan" Oyakbank'a, "kredi kartı borcu"na gömülüp borç yüzünden ordudan atılmaktan korkanlar. OYAK'ın alfabetik listede dahi, "A"dan daha altlara attığı alttaki üyeleri.