kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Önümüzde başka alternatif yok'

Hazırlayan: Nur Batur
Demirel'i devirme kararının alındığı toplantı ile ilgili CIA raporunda Korgeneral Savaşçı'nın "Ya yönetime el koymak isteyen genç generalleri onaylayacağız ya da Sunay ve Demirel'e sivil kurallar çerçevesinde derhal tedbir alınmasını dikte edeceğiz" sözleri yer aldı..
İLİŞKİLİ HABERLER
'Önümüzde başka alternatif yok'
SUNUŞ
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in şapkasını alıp gittiği 12 Mart muhtırasının üzerinden tam 36 yıl geçti. 27 Mayıs'tan 11 yıl sonra Türk demokrasisine ikinci darbenin vurulduğu 12 Mart'la ilgili birçok şey yazıldı ve konuşuldu. Ama nedense tartışmalar bir türlü bitmedi. Bazıları 12 Mart muhtırasından Süleyman Demirel'i sorumlu tuttu. Bazıları ise darbenin ardında ABD olduğunu söyledi. Peki ABD neden başta desteklediği Demirel'den daha sonra kurtulmak istemişti ki? Birçok iddia ortaya atıldı. Sonunda ABD'nin Demirel'i istemeyişi iki temel nedene dayandırıldı. İlki, Demirel'in ABD'nin istediği doğrultuda Türkiye'deki haşhaş üretimini derhal durdurmamasıydı. İkincisi ise soğuk savaşın en şiddetli olduğu bu dönemde Başbakan Demirel ve Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in Moskova'yla yakınlaşma politikası izlemeye başlamasıydı. Peki bu iddialar doğru muydu? ABD gerçekten Demirel'den rahatsız mı oldu? Haşhaş üretiminin durdurulması için ABD kapalı kapılar ardında nasıl baskı yaptı? Ve muhtıradan sonra Nihat Erim'in Başbakanlığı döneminde kapalı kapılar ardında neler yaşandı? ABD 1970-1971 yıllarına ait 100 sayfaya yakın gizli belgeyi açıkladı. 36 yıl sonra açıklanan belgeleri inceledim. Belgelerde bazen yarım, bazen bir, bazen de 2.5 cümle üzerindeki gizlilik hala korunuyor. O cümleler neden açıklanmadı bilemiyorum ama açıklananlar bile Türk demokrasisine darbe vuran bu döneme ışık tutuyor... Bu yazı dizisinde ABD'nin gözünde 12 Mart muhtırası öncesi ve sonrasında Türkiye'yi okuyacaksınız.

10 Mart 1971. Sabah 09.30 Genelkurmay Başkanlığı'nın aslanlı merdivenlerinden ilk çıkan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç oldu. Oldukça gergin görünüyordu. Onu Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler izledi. Ardından Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur geldi. Sonra da Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu aslanlı merdivenlerde göründü. Ve diğerleri... Birinci, İkinci ve Üçüncü Ordu Komutanları, Hava Kuvvetleri üs komutanları. Ve genç generaller. O gün Türkiye yine sancılı günlerinden birini yaşıyordu. Genelkurmay ise tarihe damgasını vuracak bir gizli toplantıya sahne oluyordu. Sabah 10.00'da başlayıp 8 saat süren toplantının havası gergindi. Türkiye kaynıyordu. Üniversitelerde olaylar, banka soygunları, sağ sol çatışmaları. Ve nihayet Amerikan askerlerinin kaçırılması. Tartışmalı başlayan, öyle de süren toplantıda genç generaller ayaktaydı. Derhal yönetime el koymak istiyorlardı. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç genç generalleri durdurmaya çalışıyordu. O toplantıyla ilgili ilk kez yayınlanan CIA belgesinde ilginç iki nokta dikkatimi çekti. 2 sayfalık raporun 12.5 satırı üzerindeki gizlilik kaldırılmamış ve sadece KKK Kurmay Başkanı Korg. Savaşçı'nın konuşmasına yer verilmiş. Rapora göre, Savaşçı o toplantıda şöyle dedi: "Bu toplantıda iki karardan birini alacağız. Ya yönetime el koymak isteyen genç generalleri onaylayacağız. Ya da General Tağmaç'ın çözüm önerisi doğrultusunda Cumhurbaşkanı Sunay ve Başbakan Demirel'e sivil kurallar çerçevesinde belirli tedbirlerin derhal alınmasını dikte edeceğiz. Önümüzde başka alternatif yok. Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale ediyor. Bunda artık hiç kuşku yok... Sadece nasıl yapılacağına karar vereceğiz."

KAYNAK GİZLİ
Amerikan arşivlerine 441 nolu istihbarat raporu olarak giren 10 Mart 1971 Washington tarihli raporun kaynağı üzerindeki gizlilik kalkmamış ve altına, toplantıya ilişkin bir başka belgenin olduğu ancak bulunamadığı notu düşülmüş.
Haberin fotoğrafları