kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Şubat 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERGUN BABAHAN

Milliyetçi Cephe ve bölünme

Süleyman Demirel, 9'uncu Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmuş ve "Türkiye'de bölünmemiş müessese, halk kesimi kalmamıştır" yorumu yapmış.
Haklı, çünkü onun başbakanlığı döneminde Türkiye cephelere ayrılmamıştı, Milliyetçi Cephe Hükümeti kurulmamıştı.
Gençler, evleri basılıp karşı görüşteki insanlar tarafından öldürülmüyordu, Türkiye tek vücut bir haldeydi.
Elbette değildi.
Bugünkü Türkiye ile karşılaştırıldığında durum vahimdi.
Milliyetçi Cephe hükümetleri kurulmuştu, her gün onlarca genç can veriyordu.
Cephe ve bölünme o zaman vardı asıl. Üstelik devletin de taraf olduğu bir bölünme vardı.
Hükümetin göz yumduğu ortamda, polisiyle, çetesiyle taraf olan bir tablo vardı ve sadece iktidarın sürmesi için kan dökülüyordu.
"Bana
milliyetçiler adam öldürüyor, dedirtemezsiniz" diyen bir başbakan vardı.
Şimdi o günleri unutup, o günlerin özeleştirisini yapmadan ortaya çıkmak bence doğru bir davranış değildir.
Bugün Türkiye'nin gidişatından endişe duyan bir kesim olduğu doğru.
Ama yangına körükle giden, bu endişeyi körükleyen bir kesimin olduğu da bir başka doğru.
Türkiye'de genç kızlar üniversiteye başörtülü girince bütün rejim elden gidecek, Türkiye bölünüyor havası yaymak ise yanlış.
Önemli olan yaklaşımınızdaki samimiyet, geçmiş hesabınız.
Sabıka dosyanıza bakmanız gerekir konuşurken.
Kendi döneminizin hesabını vermişseniz, bölünmelerin hesabını sorma hakkınız vardır. Ama Türkiye tarihinin görüp göreceği en büyük cepheleşmeye imza atmışsanız ve bunun tarihi sorumluluğu ile hesaplaşmamışsanız, "içinizin yanması" için, çok ama çok geç kalmışsınız demektir.
Türkiye'de kimse geçmişiyle hesaplaşmıyor, geçmişin hesabını vermek istemiyor.
Cepheleri, dökülen kanları, yitip giden hayatları görmezden geliyor. Ecevit "kontr-gerilla" diye haykırırken başını kuma gömenler, şimdi başkalarından hesap sorar hale gelebiliyor.
O zaman olayların üstüne gidemeyenlerin ceremesini bugün Ergenekon'larla ödüyoruz oysa.
Geçmişi bilmeyenleri, unutanları kandırabiliriz.
Ama geçmişi hatırlayanlar hep çıkacaktır.
Bahçelievler katliamlarını, 16 Mart bombasını unutmayanlar hâlâ vardır.
Ve onların kulaklarında "Bana milliyetçiler adam öldürüyor, dedirtemezsiniz" diyen bir başbakanın sözleri çınlamaktadır.
Onun için bize bölünme hikâyeleri anlatmayın.
Biz bölünmenin ne olduğunu biliyoruz. O cehennemi geçtik ve bizi o yollara götürenleri de çok yakından tanıyoruz.