Ortam süper arkadaşlık süper

Kadıköylü olmak, karşı taraflı arkadaşlarınız arasında manasız alaylara neden olabiliyor. Bu alaycılık, 'Kadıköy' deyişinizden (dikkat edin genelde 'Kadiköy' denir) oradaki restoran/barların, kültürsanat etkinliklerinin zayıflığına kadar geniş bir yelpazede kendini gösterebiliyor. Avrupalılarda' hep bir burun kıvırma, hep bir küçümseme. Aslanlar gibi karşı koyuyoruz tabii. Üstlerine saldığımız güçlü silahlardan biri Kadıköy Barlar Sokağı mesela (gerçek adı Kadife). Bilmeyenler için referans göstermek gerekirse mini İstiklal Caddesi. Burada irili ufaklı pek çok bar mevcut ki Karga mesela en ünlülerinden. Müdavim barı. Sokakta CD dükkânları, dövmeciler de var. Asıl anlatacağım yer ise, birkaç ay önce konsept değiştiren Hera. Hafta içi bir-iki (üç-dört?) bira içmek için uğrarsanız saatlerce kalacağınız garanti. Süper rahat bir ortam. Komşularından en büyük farkı dekorasyonu. Karga, Arka Oda, Trip gibi mekânlara hep bir 90'lar depresyonu hâkimdir (ki hiç itirazım yok), burası 2000'ler barı. Sadece renk olarak değil, his olarak da daha aydınlık. Barmenler samimi. Mönüsü kararında. Tuvaletleri temiz. Fiyatlar makul (bira 5 YTL). Ama en büyük artı puanı müzikten alıyor. Birincisi yanınızdakinin kulağına yapışmak zorunda kalmıyorsunuz. İkincisi Led Zeppelin de çalıyor, Elliott Smith de, Jeff Buckley de... Sonra bir anda Chris de Burgh. Komplekssiz mekân (DJ) buna denir. 90'lar demişken, o dönemin müziklerinden hoşlanıyorsanız, Seattle'la özel bir bağınız varsa, salı günleri Mojo'da Sugarfree'yi dinleyin. Müzik güzel, ortam rahat. Bu arada kendisi hiç reklamını yapmadı ama Akşam yazarı Mansur Forutan'ın Telex diye bir projesi var. Gitarda Mansur, vokalde Barlas Erinç. Besteleri Mansur ve Barlas yaptı, sözleri Barlas yazdı, ortaya beş şarkı çıktı. Dinlemek isterseniz telex.fm'i tıklayın (site çok başarılı). Favorim Hera