kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Şubat 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Levent Kırca Bakırköy’deki Sinema 74’ü tiyatrodan sinemaya, konserden bale gösterisine kadar pek çok etkinliğin yapılacağı büyük bir kültür merkezi haline dönüştürecek.

Bana getirilmiş bir yasaklama var sanırım

BÜLENT İPEK - MAGAZİN
Bakırköy'deki Sinema 74'ü büyük bir kültür merkezi haline dönüştürmeye hazırlanan Levent Kırca, televizyonda program yapamama sebebini şöyle açıkladı: TRT'ye program önerim var, 5 senedir yanıt vermiyor! Bir yapımcı; hükümetin, ismimi veto ettiğini söylüyor. Bence yasaklıyım, söyleyen yok!..
Dolmabahçe'de yaptırdığı dev çadır tiyatrosunu sattıktan sonra bir süre Profilo Kültür Merkezi'nde oyunlarını sahneleyen ama diğer tiyatroların seyircisini aldığı için burada istenmediğini söyleyen Levent Kırca "Kötü komşu insanı mal sahibi yaparmış" diyor ve bir kültür merkezi açmaya hazırlanıyor. 'Olacak O Kadar' adıyla uzun yıllar televizyonda program yapan ve çok beğenilerek izlenen sanatçı, günümüzde muhalif mizahından korkulduğu için kendiyle ilgili gizli bir ekran yasağı olduğuna inanıyor.

* Dolmabahçe'deki çadır tiyatrosunu satıp işletmeciliği bırakmıştınız, şimdi neden yeni bir kültür merkezi işine giriştiniz?
Tiyatro işinde ununu eleyip eleğini asma durumu yoktur. Tiyatrocu yaşlandıkça, demlendikçe şarap gibi olur. Daha 58 yaşındayım ve tiyatro camiasına baktığımda, Müjdat Gezen'den, Ali Poyrazoğlu'ndan, Zeki Alasya'dan, Metin Akpınar'dan neredeyse 10'ar yaş daha küçüğüm. Müşfik Kenter, Metin Serezli, Erol Günaydın gibi çok değerli tiyatrocularımız 70'in üstündeler. Ben 10 yıl daha canlı olarak devam etsem, sonra da kültür merkezini çocuklarım devralıp devam edecekler...

41 YILLIK TİYATROCUYUM

* İleride çocuklarınıza mı bırakacaksınız burayı?
Zaten çocuklarımla çalışıyorum. İçinde sadece tiyatro yok buranın; sinema, konser gibi faaliyetler de olacak. Türkiye'de kültür merkezi ismini kullanan ilk kurum benim. 1978'de 'Hodri Meydan Kültür Merkezi'ni kurduk. Yıllarca bu sanatları aynı çatı altında seyirciye ulaştırdık.

* Bu kazançlı bir iş mi, hazır bir salon kiralayıp oyununuzu oynasanız daha kârlı olmaz mı?
41 senelik tiyatrocuyum. Ben hep böyle yaptım. Bu tür işlere bir para koyarsın 300-500 milyar... O para geri gelecek diye beklemezsin. O para başının gözünün sadakası gibidir. Cebinden katkıda bulunacağın para çok değilse 'sefam olsun' diyorsun. Buna değer. Dünyaya yeniden gelsem, yine bu işi yaparım.

KÖTÜ KOMŞU MAL SAHİBİ YAPAR

* Oyunlarınızı Profilo'da sahneliyordunuz, ne oldu da oradan ayrıldınız?
Profilo'da 'Ateşin Düştüğü Yer'i sahneledik. Sonra bizi istemediler işin açıkçası. Çünkü ciddi bir seyirci kitlesi geliyordu bize. Orada başka tiyatrolar da olduğu için onların seyircisini biz almışız gibi bir şey oldu. Orada oyun sahneleyenlerin hepsi benim arkadaşlarım, onun için bu konuda yorum yapmayayım. Belki tiyatro yönetiminden böyle bir sorun olmuş olabilir. Ama kötü komşu bizi mal sahibi yaptı. İyi ki istememişler. Allah razı olsun! Orada devam etsem tiyatromu yapmış, sahneye çıkmış olurdum. İçimdeki uyuzu kaşıyordum açıkçası. Oradan çıkınca sadece turneyle baş başa kaldık. Televizyon da yapmıyorum, o da ayrı bir sorun. Gözümün içine bakan tiyatrocu dostlarım için de iş yapmak durumundayım.

* Çocuklarınız sizden sonra tiyatroyu devam ettirmeye istekliler mi?
Onlar Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu'nu devam ettirecek. Ben hayatın esas ağırlığının ölümde olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde hepimiz öleceğiz. Ama bu bayrak burada devam edecek. Çocuklarımın dördü de istekli. Bir de onlarla ilgili şunu söyleyeceğim; bunlar hiç sağda-solda "Levent Kırca'nın çocuğuyuz" diye konuşmaz, ayrıcalık istemez. Bu kadar terbiyelidir çocuklarım.

ORTADA GİZLİ YASAKLAMA VAR

* Televizyon programı yapamadığınızı söylediniz, neden yapamıyorsunuz?
Star'ın müdürü Fatih Edipoğlu, ki arkadaşım da olur kendisi, tokalaştık, çekimlere başlanacak. Her konuda anlaştık yani. Tam sözleşmeler imzalanacak, kapılar duvar. Hiçbir açıklama yok. Ben de bir telefon açıp "Ne oluyor" demedim, demem.

* Başka örnekleri var mı?
Bunun dışında Tomris Giritlioğlu aradı beni başka bir teklifte bulundu, yarın şu saatte geliyorum dedi. O saatte telefon edip "Ankara'ya gidiyorum pazartesi görüşelim" diyor. Bir daha hiçbir pazartesi görüşmediğimiz gibi kimse kimseye telefon açıp, ne oldu diye de sormuyor, bilgi vermiyor. Başka bir yapımcı daha teklifte bulunuyor, ertesi gün proje konuşmak için randevulaşıyoruz. O yapımcı da hükümetle problemim olduğunu öğrendiğini, ismimin veto edildiğini söylüyor.

* Öyle mi?
Benim hükümetle hiçbir problemim yok. Sokaktaki insan bu kadar özlediğini söylerken ben ne demem gerektiğini bilmiyorum. Bana bir yasaklama mı var acaba bilmiyorum. Yoksa kraldan çok kralcılar, benim sosyal içerikli program tarzımdan çekinen yapımcılar mı var?

* Siz 'Bana yasak var' mı diyorsunuz?
Bu benim şahsi fikrim. Ben bir yasak olduğunun farkındayım. Benim TRT'ye verilmiş önerim var. Beş senedir bir cevap gelmiyor. Diğer televizyonlarda yapmak istediğim programlar var. Yasaklı olmak önemli değil. Yasaklı olduğumu söyleseler o benim için bir şeref madalyası olur. Ama bunu bile bana söyleyen yok.

BENDEN BU KADAR KORKULMASIN

* Yeni komedyenlerin yapmadığı şu 'mesaj da veren komedi' yaptığınız için mi oluyor bunlar?
Neticede buraya çıkıyor. Ben sudan sebeplerle espri yapan biri değilim ki... Nasreddin Hoca mizahının devamını yapıyorum. Çünkü durum komedisine dayanıyor. Eskiden 'Tam Aziz Nesinlik' denirdi, 'Olacak O Kadar'dan sonra 'Tam Levent Kırcalık' denmeye başlandı. Ama bu gelinen noktada Levent Kırca'nın kendisi Levent Kırca'lık oldu! Yani korkulacak bir şey yoksa benden de korkulmasın. Bir de ben gidip yine 'Olacak O Kadar'ı yapacak, aynı şeyleri tekrarlayacak değilim.

* Peki bu şüphelerin dışında, yapımcılar sizin programınızın reyting almayacağını düşünmüş de olabilirler mi?
Bana böyle bir bahane yapılamaz! Zaten şimdi bütün televizyonlar şöyle çalışıyor: Dört bölüm çekip veriyorsun. Dört bölüm reytingde bir yere gelirse program devam ediyor ve paranı alıyorsun. Yoksa hadi sana 'eyvallah' diyorlar. O yüzden benim için 'ya reyting almazsa' diye düşünmeleri mümkün değil. Bu çok komik bir iddia olur. Bütün yapımcılar da biliyor ki, Levent Kırca bir şey yaptığı zaman izlenme oranı olarak ilk beşte başlar. İki hafta sonra birinciliğe yerleşir. Ben bunu garanti ederek söylüyorum.
Haberin fotoğrafları