kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Şubat 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

"Topluma korku yayma yarışına son verilmeli"

Yeni Haber
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üniversitelerdeki başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik Anayasa değişikliğine yapılan eleştirilere tepki gösterdi. Devlet Bahçeli, "Bazı tepkiler demokratik tartışma adabının dışına çıkarak hakaret ve hezeyan boyutlarına taşınmış ve topluma korku yayma yarışına dönüşmüştür" dedi.

MHP Grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, başörtüsü yasağını Türkiye'nin gündeminden çıkarmak için iyi niyetle başlatılan sürecin, toplumun çeşitli kesimlerinde farklı tepkilere neden olduğunu belirterek, "Çok yönlü bir istismar aracı olarak kullanılan başörtüsü sorununun, bugün de maalesef bir gerilim dinamiği olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu konuda gösterilen bazı tepkilerin içeriği ve üslubu, bu sorunun kangren haline gelmesinin nedenlerini ve bu durumun sorumlularını bir kere daha gözler önüne sermiştir. Bazı tepkiler demokratik tartışma adabının dışına çıkarak hakaret ve hezeyan boyutlarına taşınmış ve toplumda korku yayma yarışına dönüşmüştür. Böyle bir zeminde sürdürülen tartışmalarda akla, insafa ve hukuka sığmayan saldırılarda bulunulmuştur.
Bunlardan bir kısmı, sahiplerinin ruh sağlığı bakımından ciddi endişeleri davet edecek şekilde tezahür etmiştir" diye konuştu.

Anayasal düzenin yıkılarak yerine din devleti kurulacağının iddia edildiğini, üniversite kapılarının kapatılmasından bahsedildiğini, milli iradenin temsilcisi olan TBMM'nin yasama yetkisinin tanınmamasının gündeme getirildiğini anlatan Devlet bahçeli, "Bu konudaki kamplaşmaları tahrik ederek gerçekleri bilinçli olarak saptırarak, topluma korku salacak şekilde felaket tellallığı yapılması hiç kimseye yarar sağlamayaktır. Sorunun tanımı, çözümü, çerçevesi ve niteliği konusundaki bazı çarpıtmalar bu bakımdan üzüntü ve esef vericidir" şeklinde konuştu.

İDDİALAR YERSİZ VE DAYANAKSIZ

Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağını kaldırmayı amaçlayan Anayasa değişikliğine karşı olanların ortaya attığı iddiaların yersiz ve dayanaksız olduğunu vurgulayan Bahçeli, bunun üniversitelerle sınırlı kalmayacağı, ilköğretime ve kamu çalışanlarına da başörtüsü özgürlüğü getirileceğine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

MHP'nin, bu yöndeki Anayasa ve yasa değişikliklerinin arkasında olmayacağını, bunlara destek vermeyeceğini dile getiren Bahçeli, Anayasa'nın 42. maddesinde yapılacak değişiklikle başörtüsüyle eğitim hakkının yüksek öğrenimle sınırlı hale getirildiğini hatırlattı. Bahçeli, "Bunun, yüksek öğrenimle sınırlı olacağının bir Anayasa normu olarak açıkça belirlenmesi, bundan sonra ilk ve orta öğrenim kurumları ile kamu kesimi için düşünülebilecek düzenlemeleri daha da zorlaştırmıştır. Bundan sonra bu konular artık kanunla düzenlenemeyecek, bunun için Anayasa değişikliği gerekecektir. Getirilen teklif, başörtüsü serbestiyetinin ilk ve orta öğretim kurumları ile kamu çalışanları için uygulanmasının önünü açmamış, aksine bu yolu daha da zorlaştırmıştır" dedi.

Devlet Bahçeli, Anayasa'nın 42. maddesi ile EK 17. maddesinde yapılacak değişiklikten sonra sarık, çarşaf, peçe, cübbe gibi kıyafetlerle üniversitelere girilebileceği yönündeki endişe ve iddiaların da yersiz olduğunu, üniversitelere girebilecek kıyafetlerin ayrıntılı olarak tarif edildiğini bildirdi. AK Parti ile MHP arasında başörtüsü konusundaki uzlaşmadan dönülmemesi konusunda ''taahhütname' imzalandığına ilişkin haberlerin de yalan olduğunu vurgulayan Bahçeli, bu konudaki iddiaların maksatlı bir karalama kampanyası olduğunu söyledi.

"BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİLERE TAVSİYE"


Anayasa ve yasa değişikliği ve üniversitelerde buna uygun uygulamaların başlamasıyla yeni bir döneme girileceğini vurgulayan Devlet Bahçeli, bu sürecin gerginliklerden uzak bir şekilde ve en az sancılı olarak yürütülmesinde, üniversite yöneticilerine, öğretim görevlilerine ve öğrencilere önemli görevler düştüğünü kaydetti.

Devlet Bahçeli, bu hassas dönemde herkesin tahriklere karşı teyakkuz halinde olması gerektiğini ifade etti. Üniversitelerin bir çatışma alanı haline getirilmemesini isteyen Bahçeli, başörtülü öğrencilere de tavsiyede bulundu. Devlet Bahçeli, şöyle konuştu:

"Başörtüsü nedeniyle doğan mağduriyetlerin giderilmesi, mağdurlar bakımından bir rövanş olarak görülmemeli, başı açık öğrencilerin kendilerini bir baskı ve tehdit ortamında hissetmelerine yol açacak hareketlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Kılık kıyafet farklılıkları bireysel hayat tarzı tercihlerinin bir tezahürü olarak kabul edilmeli, başörtüsü devlete ve rejime bir meydan okuma vasıtası haline getirilmemelidir.

Bu konuda üniversite yönetimleri gereken her türlü tedbiri almalı, bunu vesile edecek bir baskı ve tehdit ortamı yaratmaya yönelebilecek olanlara karşı zorlayıcı tedbirleri tereddütsüzce uygulamalıdır. Başı açık öğrencilerin özellikle taşra üniversitelerinde yoğun bir baskı altında kalacakları, başörtüsünün serbest bırakılmasının başı açık öğrenciler için tehlike ve tehdit oluşturacağı algısı toplumun geniş kesimlerine hâkim bir düşünce ve endişedir. Bunun yok sayılması yersiz ve geçersiz görülmesi hem mümkün değildir, hem de doğru değildir. Bu kesimlerin kaygılarının giderilmesi bir zorunluluktur. Hiçbir özgürlüğün, başkalarını hak ve özgürlüklerine tecavüz edecek ve bunları yok edecek şekilde kullanılamayacağı evrensel bir hukuk ilkesidir."


MANİFESTO GİBİ CEVAP

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Demokrasi karşıtı arayışa yönelenlerin, sanki Milliyetçi Hareket Partisi ile gizli veya açık bir mutabakat ve gönül birliği içindeymiş gibi hayal kırıklığına uğradıklarını beyan etmeleri, anlaşılır bir durum değildir" dedi.

Partisinin Meclis grubu toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, son günlerde başörtüsü konusunda Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef alan tahrik, hezeyan ve suçlamalara; bir demokrasi ve inanç manifestosu olarak hatırlanmasını beklediği 9 maddelik bir açıklamayla cevap verdi.

Yüzyıla dayanan Türk milliyetçiliği ideolojisi ile 40 yıllık siyasal birikime dayanan Milliyetçi Hareket Partisi'nin en önemli görevinin, kutuplaşma ve gerilimin, milletin değerleri ile devlet yönetimi arasındaki yapay ve anlamsız çatışmanın son bulması için çalışmak olduğunu vurgulayan Devlet Bahçeli, "Bu hareket, kendisini millet üstü gören mihrakların dayatmaları karşısında milletinin yanında yer almış; devletin bütünlüğü ve birliği ile temel yapı taşlarına yönelen tehlikeler karşısında ise Cumhuriyetin nasıl korunması gerektiğini her türlü çile ve meşakkate katlanarak göstermiştir" diye konuştu.

EMEKLİ PAŞALARA MEKTUP CEVABI

Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurulduğundan bu yana karşıtları tarafından eleştiri ve sataşmalara maruz kaldığını ifade eden Bahçeli, "Bir yandan ırkçı, faşist, kafatasçı olarak suçlanmaya, diğer yandan ise maneviyat dünyamızın samimiyeti tartışılarak, hareketimiz toplum nazarında değersizleştirilmeye çalışılmıştır.

İnanç istismarının aktörlerinden sonra bu kez de ortaya çıkan laiklik istismarcılarının da hedefi Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileridir. Bilinmelidir ki partimizin iradesine ve görüşlerine ipotek koymaya yeltenen zihniyetlerin sözde "mektup" adı altında başlattıkları karalama ve telkin kampanyası, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Milliyetçi Hareketin değerli mensuplarında asla ve asla yankı bulmayacak nafile bir çabadır.
Yüreği vatan ve millet sevgisi ile çarpan parti mensuplarımıza, Atatürk'ü ve Cumhuriyeti hatırlatacak kadar küstahlaşan bu mihrakların arasında, çeyrek asır önce ülkemizdeki demokratik rejimi değiştirmek için fırsat kollayanlar ile Cumhuriyet'in yıkılmasını derinden derine planlayanların bulunuyor olması, eski ve yarım kalmış hesapların ve kinlerin tekrar ortaya çıkartılmak istendiğinin bir işaretidir. Cumhuriyet rejimi ve laik devlet düzeni adına kaygılar vehmederek, demokrasi karşıtı arayışa yönelenlerin, sanki Milliyetçi Hareket Partisi ile gizli veya açık bir mutabakat ve gönül birliği içindeymiş gibi hayal kırıklığına uğradıklarını beyan etmeleri anlaşılır bir durum değildir. Milliyetçi Hareket Partisi'ni, hiç kimsenin Cumhuriyet veya laiklik karşıtı olarak suçlaması veya bu kavramları öğretmeye kalkışması kabul edilemez bir hezeyan ve küstahlıktır."

ANITTEPE-KOCATEPE

Kendi konumlarını sağlamlaştırmak için ülkede kaos ortamı yaratmak isteyenlere seslenen Devlet Bahçeli, şöyle dedi:

"Bu itibarla Türk milletini, temelsiz ve amaçsız tartışmalara, sadece bulundukları yerleri sağlamlaştırmak ve pozisyonlarını kuvvetlendirmek için kısır çatışmalara çekenleri Türk tarihi ve aziz milletimiz hiçbir zaman iyi anmayacak ve affetmeyecektir. Bedeli kanla ödenerek Büyük Atatürk'ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara iki önemli tepe üzerinde sembolleşmiştir.

Bunlardan biri devletimizi kuran ve milletimizi kurtaran aziz Atatürk'ün naaşının bulunduğu Anıtkabir'i barındıran Anıttepe, diğeri ise inanç hürriyetimizin ve manevi değerlerimizin sembolü olan bir mabedi barındıran Kocatepe'dir.
Milliyetçi Hareket Partisi, kimseyi asla bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadan, her ikisini de en yüksek seviyede benimseyen ve temsil eden, bu değerler arasındaki rabıta ve bağın kopartılmasına asla izin vermeyen duruşu ile Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır. Milliyetçi Hareket, din ve vicdan özgürlüğünün ve laikliğin teminatı savunucusu ve koruyucusudur. Partimiz bu değerleri yalnızca savunmanın da ötesinde, birbirleri ile bir terkip oluşmasını arzulamaktadır. Bu yapının yıkılmasına da, istismarına da, çatıştırılmasına da izin vermeyecektir."