kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Şubat 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Yönetmenin gözündeki pırıltı beni gururlandırır

MUSTAFA KIZIL - MAGAZİN
'Bir İstanbul Masalı' ve 'Şöhret' dizileriyle şöhret olan Ahu Türkpençe "Sinema filmlerinin sahibi yönetmenlerdir" dedi ve ekledi: Oyuncu olarak, yönetmenin hayalinin bir parçası olmak, onun istediği gibi iş yapmak beni çok onurlandırır ..
Atv'nin efsane dizisi 'Bir İstanbul Masalı'nın ardından iki yıl süren 'Şöhret' dizisinde başrol oynayan Ahu Türkpençe, bu sene yüzünü dinlendirdiğini söyledi. Altı ay sonra yepyeni bir dizi projesiyle ekrana geleceğini açıklayan Türkpençe, şu sıralar 'İyi ki Varsın' isimli oyunla tiyatro sahnesine çıkıyor. Ekrandan uzak kalarak kendisine bol bol zaman ayırabildiğini belirten genç oyuncuyla yeni projesi, tiyatro oyunu ve hakkında merak edilenleri konuştuk.

* 'Şöhret' dizisinden sonra hiçbir TV dizisinde yer almadınız. Bu boşlukta neler yapıyorsunuz?
Dinleniyorum. (Gülüyor) Özellikle tiyatro ve sinemaya zaman ayırabilmek için dizilere ara verdim.

UNUTULMA KORKUM YOK

* Ekranlardan uzaklaşınca unutulmaktan korkmadınız mı?
Korkmadım ve korkmuyorum! Mesleği bırakmış değilim ki unutulayım. Sadece dizilere bir yıl ara verdim. Ama bunun yanında tiyatro oyunumla bir şekilde izleyiciyle buluşuyorum. Beni takip edenler oyunuma geliyor. Ya da sinema filminde oynuyorum, ondan haberdar oluyorlar.

* 'İyi ki Varsın' adlı oyun dışında, zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Psikolojik hastalıkların ve insan davranışlarının çözümlemeleriyle ilgili kitaplar okuyorum. Arkadaşlarımla buluşup, sinemaya gidiyorum. Tiyatroya daha çok ağırlık verme fırsatım oluyor. Oyun günlerini arttırmaya, turnelere zaman ayırmaya çalışıyoruz. Bu arada Türk-Fransız ortak yapımı bir sinema filmi için anlaştık ama Fransız yönetmenin gelme tarihi gecikince, film yaza kaldı. Çok güzel bir projeydi ve ertelenmesi beni gerçekten üzdü.

* Sinemayı dizi oyunculuğundan daha çok seviyorsunuz galiba...
Dizi, sinema ve tiyatro üçü de ekip işi. Ama farklı ağırlıkları var. Tiyatro daha çok oyuncu odaklı, diziler ise daha çok yapımcı odaklı. Sinema filminin sahibi ise yönetmendir. Adamlar durduk yerde film çekmiyor; bir dertleri oluyor. Yönetmenin hayalinin bir parçası olmak, onun hayalindeki anları istediği gibi canlandırmak için uğraşmak ve sahne bittiğinde yüzündeki memnuniyeti görmek; bir oyuncu olarak beni en çok onore eden şey!

TÜRK FİLMİ CAHİLİYDİM

* Yönetmenlerin derdi olduğu gibi oyuncuların da derdi vardır. Sizin sinema adına derdiniz nedir?
Benim derdim; her zaman iyi ekiplerin içinde olup, üzerime düşen görevleri eksiksiz yapmaktır. Ancak o zaman içinde bulunduğumuz iş yükselip hak ettiği yeri bulur. Bu sinemada da, tiyatroda da böyle. Elini taşın altına koyan yapımcı ve yönetmenlerle beraber çalışmak, elimden geldiğince destek olmak isterim. Çünkü genelde bu tür kişilere çok destek olunmadığını ve şans verilmediğini düşünüyorum.

* Size öyle bir şans verilse ne yaparsınız?
Yapımcı bana öyle bir şans verse; çok beğendiğim yönetmenlere gidip "Benim şöyle bir şansım var. Hangi filmi çekmek istiyorsan gel, ben sana her türlü destek olurum" derim. Şu an çok bereketli bir dönemdeyiz. Giderek daha kabiliyetli ve başarılı yönetmenler çıkıyor. Ve bizler oyuncu olarak çok şanslıyız.

* Türk Sineması'na ilginiz hep var mıydı, yeni mi başladı?
Konservatuvara yeni girdiğim dönemde, Türk Sineması hakkında pek bir şey bilmiyordum. Bayağı cahildim! Neyse ki bir arkadaşım bana Serdar Akar'ın 'Gemide' filmini izlettirdi de cehaletimle yüzleştim. O zamandan beri hem geçmişe dönük araştırmalar yapıp, eski Türk filmlerini seyretmeye, hem de yeni vizyona giren Türk filmlerini yakından takip etmeye başladım.
Haberin fotoğrafları