kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
DİLEK HANİF
Dilek Hanif'in Tarzı

Paris'ten diğer notlar...

Moda dünyasındaki hareket, Paris Haute Couture Haftası'ndan sonra New York Moda Haftası'yla devam ediyor. Geçen hafta kendi defilemin perde arkasından notları paylaştığım için Paris Couture Haftası'ndan gözlemlerimi iletme fırsatım olmadı. NewYork, Paris, Milano ve Londra'da gerçekleşen hazır giyim moda haftalarına göre çok daha az markanın katılabildiği, bu nedenle her yıl sadece üç gün süren Paris Couture Haftası, bu yıl dört gündü. Çünkü son gün, 'Chambre Syndicale de la Haute Couture' tarafından genç tasarımcılara ayrılmıştı.

GENÇLERE FIRSAT
Federasyon tarafından kiralanan bir salon genç tasarımcılara tahsis edildi ve defilelerini sunmaları, kendilerini göstermeleri için destek verildi. Özellikle Couture de Dior, Givenchy, Lacroix, Chanel gibi markaların; artık ne yaparlarla yapsınlar hiç eleştirilmediklerini, her anlamda kabul gördüklerini düşünürsek, modanın yenilenmesi, farklılaşması için yeni isimlere ihtiyaç olduğu ortada. Paris Couture Haftası'nda konuşulan konulardan başında bu geliyordu. Bir moda markası için couture yapmak; her anlamda bir prestij, ayrıcalık ve üstünlüktür. Ama bunu başarmak gerçekten kolay değildir. Modanın yaratıcılık damarı couture'ün yaşaması ve gelişmesi için; kurumlar, basın ve couture koleksiyonerleri, ellerinden gelen desteği daha belirgin bir şekilde göstermeye başladılar. Couture haftasının açılış defilesi olarak nitelendirilen Dior defilesi, öncelikle her zamankinden daha az provakatif olarak değerlendirildi. Çünkü bu defile, Dior'un tasarımcısı Galliano'nun; en yakın arkadaşı, sağ kolu Steve'in ölümünden sonraki ilk couture defilesiydi. Kulislerde, Steve'in yokluğunun, Galliano ve yaratıcı ekibi üzerindeki etkisinin, defilenin sönük geçmesine neden olabileceği konuşuluyordu. Özellikle her defile sonunda her zaman bir 'show man' gibi podyuma çıkan Galliano, bu sefer siyahlar içinde, Rembrant'ı andırıyordu. Ama koleksiyonun niteliğinde bir değişiklik yoktu. Her zamanki gibi etkileyici ve iddialıydı.

İDDİALI SUNUM
Chanel, koleksiyonları kadar, defilelerdeki sunumlarında da sınır tanımıyor. Chanel'in defile salonundaki dev Chanel ceket heykeli, defileyi izlemeye gelenleri, henüz koleksiyonu görmeden etkilemeyi başardı. Hatta koleksiyondan daha fazla dev ceketin konuşulduğu söylenebilir. Dünyanın en yetenekli moda tasarımcıları ve en büyük moda markalarının hayal güçlerini, vizyonlarını yarıştırdıkları Paris Couture Haftası'ndan daha birçok notlarım var. İleriki yazılarımda, yeri geldikçe sizlerle paylaşacağım.