kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Kaosun eşiğinde

Özel yaşamını uluorta sergilemesi ve birbiriyle çelişen çıkışları nedeniyle halk desteği tepe taklak olan (Son kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 41'i olumlu, yüzde 55'i olumsuz buluyor) Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yine hop oturup hop kalktı.
Ama bu kez haklı. Finansal kapitalizmin ekonomiyi kumara dönüştüren "Türevleri"ne ya da kimsenin ne olduğunu pek bilmediği "Yatırım araçları"na yükleniyor ve bunlara karşı sıkı denetim mekanizmaları getirilmesini istiyor.
Haklı; çünkü dünyayı kimilerine göre "1929 krizine rahmet okutacak" bir ekonomik depremin eşiğine bu karışık, denetimsiz ve vahşi yatırım araçları getirdi. Üstelik henüz birkaçının, sadece ABD'deki "Riskli konut kredileri" ile ondan türetilen "Yatırım araçları"nın (ipotekleri satan, riski pazarlayan kâğıtlar gibi) balonları patladı.
Örneğin konut krizinin Türkçe'ye "Yüksek riskli yatırım fonları" diye çevrilen "Hedge Funds"lara etkisi henüz pek bilinmiyor. Çoğu (Yüzde 80'i) Kayman Adaları'nda üslenmiş olan ve sayıları belirlenebildiği kadarıyla 12 bini geçen bu fonlar 2.5 trilyon doları çalıştırıyorlar. "Yeni yatırım araçları" ile yaptıkları günlük işlemin hacmi 7 trilyon dolara yaklaşıyor. Yani ABD'nin gayrisafi milli hasılasının yarısı!

Tüm uyarılar lafta kaldı
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eski Başkanı Rodrigo Rato iki yıl önce, her gün yenileri icat edilen spekülatif yatırım araçlarının hem uluslararası finans örgütleri, hem de devletler için en büyük tehdit haline geldiklerini söyledi ama pek üstünde duran olmadı. (En taze örnek: Dünyanın en büyük bankalarından Societe Generale'de bu türevlerden birine, Avrupa borsaları endeksine oynayan bir genç "Trader"inin 4.9 milyar avroyu batırması yüzünden iflas noktasına geldi.)
Tek uyarı da değildi bu. Morgan Stanley bankasının baş iktisatçısı Stephen Roach, 24 Nisan 2006'da "Küresel Ekonomik Forum"da yaptığı konuşmada, "Ufukta çok şiddetli bir krizin bulutları toplanmaya başladı. Ancak IMF, Dünya Bankası ve uluslararası mali sistemin diğer kurumları bu krize karşı hiçbir şey yapamayacak. Zira denetim dışı yeni finansal araçlar yüzünden elleri kolları bağlı" dedi. Sadece forum tutanaklarında kaldı.
Bir numaralı portföy yatırımcısı Warren Buffet (52.4 milyar servetiyle dünyanın üçüncü en zengin kişisi) bile bu spekülatif yatırım araçlarını "Finansal kitle imha silahları" diye tanımlıyor; düşünün artık...
İşte böylesine karanlık bir tablodan dolayı iktisatçılar da, bankacılar da, diğer uzmanlar da krizin ne kadar derinleşebileceğine ilişkin sağlıklı tahminler yapamıyorlar. Ancak yeni "Kurban" adayına ilişkin ciddi ipuçlarından söz ediliyor. Bu "Kurban", iddiaya göre, Almanya olacak. Hatta hangi bankaların topun ağzında olduğu bile tek tek sayılıyor.

Devletin temeline dinamit
Dünya ekonomisiyle kumar oynayan yeni yatırım araçlarının devletler için tehdit oluşturmasının nedeni şu: Her türlü denetimden uzak oldukları için ülkeye ne zaman girip ne zaman çıkacakları kestirilemiyor. (Bu olgu konunun uzmanları dışında kimsenin kuşkulanamayacağı bir kavramla anlatılıyor: "Riskin hareketliliği!") Bu yüzden de ne önlem alınabiliyor, ne de politikalar geliştirilebiliyor.
İlginç bir ayrıntı daha: IMF iki yıl kadar önce üç uzmanın (Kem Alexander, Rahul Dhumale ve John Eatwell) hazırladığı "Mali Sistemlerin Küresel Yönetişimi" adlı kitabın okunmasını hararetle tavsiye etti. Oysa kitapta, küresel ekonominin bu yeni finansal araçlarla kaosa sürüklenmesinin başlıca sorumlusu olarak "Dünya finans sisteminin liberalleştirilmesi", bu amaçla da "Yasal denetimlerin kaldırılması ya da hiç değilse gevşetilmesi" için reçeteler dayatan IMF gösteriliyordu.
Şimdi IMF sebep olduğu bu kaos karşısında hem çaresiz, hem de karamsar: Önceki gün yayınladığı "Finans piyasaları" raporunda durumun daha da kötüye, çok kötüye gideceğini itiraf ediyor.
Türban tartışmalarıyla dünyasını unutan Türkiye'nin üstüne bir çığ geliyor. Haberiniz olsun...