kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Şubat 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Cemaatler toplumu

Türkiye'de ciddi sorunları olan ve bu sorunları yıllardan beri tartışılan kesimler var. Mesela: Kürtler, Aleviler, gayrimüslimler, üniversiteye gidemeyen türbanlılar ...
Şaka değil... Üç beş kişinin derdi değil bunlar... Milyonlarca kişiyi, on binlerce aileyi ilgilendiren sorunlardan söz ediyoruz.
Ancak Türkiye'de öyle bir " zihniyet " yapısı var ki insanlar kendilerini bir "toplumun parçası" olarak görmüyor.
Yani insanlar... "Türkiye adını verdiğimiz bir ülke var... Bu ülkede 70 milyon kişi yaşıyor... Bunlar benim gibi birer yurttaş... Dolayısıyla bu yurttaşların bir öbeğinin sorunları beni de, bizi de ilgilendirir" demiyor.
Evet, kişiler kendilerini "Türkiye toplumunun parçası" olarak değil, belli bir "cemaatin parçası" olarak görüyor.
Şematik biçimde anlatmaya çalışırsak: Aşağıda, birbirinden bağımsız, tek tek "topluluklar" (cemaatler) yer alıyor... Bir de bunların tepesinde kocaman bir devlet var...
Topluluklar bir yandan devletin kendi sorunlarını çözmesini talep ediyor... Ama aynı anda başka bir topluluğun sorunları karşısında duyarsız davranıyor...
Devlet topluluklardan birini döverken, diğeri sessiz bir biçimde izliyor. Hatta elini ovuşturanlar oluyor.
Tabii ardından dayak yeme sırası kendisine geldiğinde de, ona arka çıkan olmuyor.
Kürtler bağırıyor, Türkler susuyor... Aleviler yakınıyor, Sünniler aldırmıyor... Türbanlılar ağlıyor, türbansızlar " oh olsun " diyor... Gayrimüslimler dertleniyor, diğerleri ıslık çalıyor...
Başbakan Erdoğan, "Özgürlükler ülkesi olalım... Farklılıklardan korkmayalım... Farklılıklar bizi zenginleştirir" dedi ya...
Güzel bir temenni... Ancak cemaatler (topluluklar) toplamından oluşan bir toplumda bunu gerçekleştirmek mümkün mü?