kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Şubat 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

İşte layık olduğumuz demokrasi!..

Sporun özerk olması, kendi kendini yönetmesi ne hoş bir duygu, ne kutsal bir idealdir.. Ama kağıt üzerinde.. Gerçekte, demokrasi, hazır olanların başarıya ulaştıracağı rejimdir. Tepeden inme sahip olanların değil..
İlk özerk spor dalımız futbol ortamına bakar mısınız?.. Nasıl iğrenç.. Nasıl kusmuk.. Düşünmek ve yazmak bile midemi bulandırıyor.
Futbol özerk.. Kendi yöneticilerini kendi seçiyor.. Ama nasıl?..
Siyasal iktidar, sivil toplum kurumlarını ele geçirmek istiyor. İlk hedef spor.. Orda da ilk hedef futbol..
Nasıl ele geçirecek?.. Oylarla.. Oy nerde?.. Kulüplerde.. O zaman kulüpler ele geçirilecek..
Nasıl?..
Belediye kulüpleri kurulup oy yaratılacak.
Anadolu'da kapanmak üzere olan kulüpler belediyeler sayesinde ayakta kalacak, karşılığında oyları, o belediye başkanının partisi yönünde kullanacaklar.
Spor kulüplerinin Ankara'yla ilişkileri oy pazarlığı üzerinden yürütülecek..
Sonuç.. Pıtırak gibi ortaya çıkan, hem de hiç gereği yokken çıkartılan başta Ankara ve İstanbul Belediyesi kulüpleri.. Kongredeki oyu kadar seyircisi bile olmayan yapay kuruluşlar..
Sonuç.. Oy pazarlıklarıyla belediyelerden yardım alıp ayakta duran Anadolu kulüpleri..
Sonuç.. Koskoca (!) Galatasaray'ın, bir Seyrantepe ucuzluğu içinde, Başbakanla paralel hareket eden Fenerbahçe kulübü başkanın emir ve kontrolüne girmesi. Başkanı Özhan Canaydın'ın, Fener Başkanı Aziz Yıldırım'ın emir kulu olması..
Ötekiler de armut toplamıyor tabii..
Ortaya çıkan bu siyasal ittifaka karşı ayakta kalmaya çalışan mevcut federasyon tüm ilke ve kurallarını, hatta hukuku çiğneyerek, kulüplere ödün üstüne ödün vererek oy alma hesaplarına giriyor.
İşte.. O utanç veren yayın ihalesi teklifi..
İşte.. Daha da rezil, daha da ayıp, daha da çirkin 6+2 kararının yangından mal kaçırır gibi çıkarılıp, transfer süresinin uzatılması ve Fenerbahçe Başkanı'nın keyfinin yerine getirilmesi. Onun sayesinde emir kulu Özhan Canaydın ve Galatasaray oylarına ulaşma hesapları.. Kim bilir hangi pazarlıklarla akraba Beşiktaş Başkanıyla barışma çabaları..
Peki ne olacak şimdi bu durumda?.
Umurumda değil.. Bu "Çirkin" Futbol Kongresi beni zerre ilgilendirmiyor.. Ne halleri varsa görsünler..
Al birini vur ötekine rezilliği içinde benim yerim yok. Bu konuda son yazım bu..
Sonra kimseler "Niye yazmıyor" demesin diye..
Bizde demokrasinin geldiği yer işte burasıdır, benim demokrat arkadaşlarım..
Aşağıdan gelmeyen, aşağının hazır olmadığı, özümsemediği, en küçük menfaate, 500 kilo kömüre oyunu satabildiği, tepeden inme demokrasinin sonucu işte bu..
"Bugün spor günün değil" diyeceksiniz.. Ama bu da spor yazısı değil zaten..

Demokrasinin bir de resmi çıktı, meraklısına.. Dünkü Sabah'ın birinci sayfasında..
Dubaili El Maktum, Kocaeli Körfez'de iş yapacak. Ama yapması için Çevre Etki Raporu'nun alınması gerek. Nasıl alınacak?..
Aziz Yıldırım Hazretleri, üstüne ne vazifeyse artık, Körfez'e uçuyor. Kaymakam Erol Türkmen'e "Bu işi uzatmadan bitir" emri vermek için..
Bunu nerden mi çıkarıyorum.
Lütfen Sabah'ın birinci sayfasındaki resme bakın.. Aziz Yıldırım'ın, Körfez Kaymakamlık makamında, yani o kentte Devletin olduğu yerde, kaymakamın, yani devleti temsil eden adamın karşısındaki oturuşuna bakın.. İnsan babasının önünde böyle oturmaz.
Eee.. Demokrasi dediğin de bu değil mi?.
Halkın, devleti eşek yerine koyması!..