kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Ocak 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi

Köşe yazarına ombudsman sillesi

OMBUDSMANLAR (okur, dinleyici ve izleyici temsilcileri) haber içeriğini dolaylı olarak ilgilendirdiği düşünülse de, bazı alanlarda değerlendirme yapmazlar. Reklam ve ilan sayfalarının çokluğu, örneğin, bunların arasında yer alır. Bir başka alan da, işe almalar ve işten çıkarmalardır. Ombudsman, işveren, sendika (var olduğu ölçüde) ve çalışan arasında kurulu ilişkilere girmez. Kesin değildir bu kural; ama özel dikkat gerektirir. Çünkü önünüzde idare mahkemesi gibi davranma tuzakları vardır.
Dünyada da genel eğilim bu. Ama sınırları zorlayanlar da var. New York Times gazetesinin yeni ombudsmanı Clark Hoyt, geçen haf ta bir "ilk"e imza attı. Kendisinden aykırı adımları bekliyordum aslında. Uzun zaman Knight Ridder grubu gazetelerinde üst düzey görevlerde bulunan Hoyt, ABD'nin Irak'ta işgale kadar giden süreçteki politikalarını ta başından beri tutarlılıkla sorgulayıp haklı çıkan az sayıdaki gazeteciden biri. Akıntıya karşı yüzmeyi, ters yönlere bakmayı doğru olarak-bir mesleki erdem sayıyor.
Gelelim, Hoyt'un şaşırtıcı, 13 Ocak tarihli makalesine. Hoyt, Times patronu Arthur Sulzberger'in neo-conların fikir mücahidi William Kristol'u gazetenin yeni köşe yazarı olarak işe almasını yanlış bulduğunu yazdı, üstelik patronunu epeyce eleştirerek.
New York Times, yorumları ve genel bakışı itibarıyla solliberal bir gazete. Hemen her zaman Demokrat adayları destekledi. Gazetenin, haber bölümünden bağımsız çalışan Yorum bölümünde doğal olarak liberaller ağırlıklı. Bu ekibe şimdi, Bush yönetimi ve siyasetinin amansız savunucusu The Weekly Standard dergisinin yayın yönetmeni ve Fox News'ün daimi yorumcusu William Kristol katılmış durumda.
Nitekim, New York Times'ın okurları da bu karar karşısında öfke ve tiksintiye boğulmuş olmalı ki, tepkiler dolu gibi yağmış. 700'e yakın mesaj aldığını belirten ombudsman Hoyt, "sadece bir tanesi tercihi övdü" diyor. Aleyhte mesajların en çarpıcısını da yazıya eklemiş. Şöyle diyor bir okur, Kristol ile ilgili olarak: "Bu çürük, hain pislik parçasına, kendine saygısı olan herhangi bir haber kuruluşunda yer vermek yerine, bir sokak lambasına bacaklarından sallandırıp iyice bir pataklamak gerekirdi. Kendinizden utanın. Anlaşıldı ki tek derdiniz para sizin; tıpkı o vatan haini orospu gibi.."
Hoyt tabii ki "eğer liberal, açık fikirli okur böyleyse halimiz harap" diyerek bu mesajı kınıyor, ama hemen ardından da hem patrona hem de Kristol'e veryansın ediyor.
Sulzberger'le konuşmuş Hoyt. Patron,tepkiler karşısında şaşkın.
Kristol ise ombudsmanın görüşme talebini reddetmiş ve ağzının payını almış:
"Köşe yazarken başkalarının görüşünü almak isteyen biri için garip bir tavır" diyor Hoyt. Patronun şaşkınlığını da anlamıyor. "(Kristol) sadece sosyal ve ekonomik alanda muhafazakâr görüşleri savunan biri değil, aynı zamanda savaşı ısrarla savunan biri. Bugün kamuoyunun büyük bölümü, olmayan kitle imha silahları bahanesiyle başlatılan bu savaşı hata olarak görürken, Kristol hâlâ onun amansız, özeleştiri dinlemeyen savunucusu" diye yazıyor, Kristol'un gazeteye yazdığı ilk köşelerden birini de örnek göstererek.
Bütün bunlar Hoyt'a göre bir sorun olmayabilir. Ama bir sorun var: Kristol iki yıl önce gazete hakkında "savaşla ilgili gizli bilgi ifşa etmek"ten açılan bir soruşturmada savcıyı aleyhte dava açmaya çağırmış.
İfade özgürlüğünü ve sorgulayıcı basını böyle reddeden birini "ülkenin en seçkin okuruna köşe yazarı olarak sunmak" gazete ombudsmanının itiraz noktası.
Soruyu patrona da sormuş. Sulzberger de "evet rahatsız oldum" diyor ama "fikir serbest pazarıdır" diyerek yorum bölümündeki çeşitliliğe katkı getireceğinde ısrar ediyor. Fakat Hoyt da ısrarlı. "Benim kararım farklı olurdu ama dünyanın da sonu değil" diye ekliyor.
New York Times ombudsmanı bu yazıyla bir çığır açtı. Galiba bundan sonra hepimizin gelen tepkileri hesaba katarak bu konuları da tartışmaya açması gerekecek.