kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Ayhan Taş - Yiğit Arı - Ayça Işıldar - Burak Satıbol - Dilek Çelebi - Özlem Türay

Bu mahşerde cümbüş var

Mahşer-i Cümbüş, tuluatla başlayan doğaçlama tiyatro geleneğini yeniden canlandırıyor. Onlar için her oyun bir yarışma, her seyirci bir katılımcı..
Dilek Çelebi, Ayhan Taş, Yiğit Arı, Burak Satıbol, Özlem Türay ve Ayça Işıldar. Bu isimleri tek tek tanımıyor olabilirsiniz, ama Mahşer-i Cümbüş dersek, kafanızda hemen bir ampul yanacaktır. Yıllar önce Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nin Tiyatro Bölümü'nde bir araya gelen 'dramanın altı haylaz çocuğu' Fox TV ekranlarında yaptıkları Anında Görüntü Show'la adlarından söz ettiriyor. 'Tiyatro sporu' tekniğiyle yaptıkları doğaçlama tiyatroyla herkesi kahkahaya boğan Mahşer-i Cümbüş ekibi, altı yıldır sahnelerde. Önce Ankara'da sonra İstanbul'da kafe ve barlarda yaptıkları performanslarını, bir yıla yakın bir süredir televizyon ekranlarında sergiliyorlar: "Tiyatro sporu tekniğini çok sevdik ve bu teknik bizim teatral perspektifimizi belirledi." İstanbul'daki üçüncü yıllarında kendi tiyatrolarını kurmuşlar ve adına da 'Hayalhane' demişler. Hayalhane'nin adı, her tiyatrocunun kendi salonunun olması hayaline dayanıyor. Kuruluşlarının ikinci ayından itibaren oyunlarını kapalı gişe oynuyorlar ve kendilerine "Beyoğlu'nda beşinci kata tiyatro seyircisi çıkaramazsınız," diyenlere inat, doğaçlama oyunlarını sergiliyorlar. Mahşer-i Cümbüş ekibinden Ayhan Taş, fısıltı gazetesiyle ulaştıkları başarının ardında klasik tiyatroya getirdikleri yeniliğin olduğunu savunuyor: "Reji mantığının ve konvansiyonel biçimin artık değişmesi lazım. Devlet ve Şehir Tiyatroları, çağı yakalayan dinamik oyunlar seçmeli." Fox TV'deki üçüncü aylarında Hakkâri'den İzmir'e, Ankara'dan Bursa'ya kadar otobüslerle gelen izleyicilerin programlarına konuk olduğunu söyleyen Taş, bunu çok önemli buluyor. 'Tiyatro sporu' tekniği, seyircinin oynanacak konuya karar verdiği ve jürilik yapıp oyuncuların performansını ölçtüğü bir yöntem. Ekip hızlı düşünen, kendini iyi ifade eden, birbirleriyle sahnede iletişimleri çok iyi olan, komediye oldukça yaratıcı bir noktadan bakan, kılıktan kılığa girip yarışma temposu içinde ter döken oyunculardan oluşuyor. Oyunculardan Özlem Türay, doğaçlama tiyatronun yüzde 100 seyirciyle ilerlediğini, ışığın sönmesini, seyircinin susmasını beklemediklerini belirtiyor: "Işıklar bile seyirciye göre ayarlanıyor, herkesin suratı görünüyor, oyuna başlayabilmemiz için seyirciden yönelimler alıyoruz."

DÜNYADA ÇOK YAYGIN
Tuluattan beri Türk tiyatrosunda doğaçlama geleneğinin olduğunu dile getiren Ayhan Taş, tiyatro sporunun dünyada çok yaygın bir tür olduğunu, kendilerinin de Türkiye'de seyir ve oyun yeri arasındaki 2400 yıllık ayrımı ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söylüyor. Seyirciyi katılımcı, hatta oyuncuya dönüştürdüklerini belirten Taş, "Takılıp kaldığınız oluyor mu?" şeklindeki sorumuzu şöyle yanıtlıyor: "Bizim yaptığımız iş muhteşem oyunculuklar, muhteşem sahne performansları gerektirmiyor. Gönüllü ve samimi bir şekilde oynadığımız için bir sıkışma anının doğallığı bile seyirciye geçiyor, rezil oldum duygusu yaşamıyoruz yani." Özlem Türay da seyircilerinin giderek uyanıklaşmaya başladığını, bazen evde hazırlanıp geldiklerini anlatıyor. Oyunda film türlerini canlandırırken 'az kostümlü polisiye' gibi absürd başlıkların bile istendiğini söyleyen Türal, tiyatro camiasından olumlu ya da olumsuz çeşitli tepkiler aldıklarını anlatıyor: "Her türlü eleştiri kabulümüz, çünkü biz bunlarla yaşayan ve tiyatro biçimini değiştirebilen insanlarız." "Böyle tiyatro olmaz," eleştirileri bir yana AKM'den bile arayıp afişlerini istemişler, Devlet Tiyatrosu'ndan oyuncular tiyatro sporu ekipleri kurmuş. Ayhan Taş, tiyatro sporunun artık yaşayan bir şeye dönüştüğünü ve bu yöntemin özel bir yaratı olduğunu herkesin fark ettiğini vurguluyor. Dünyada oldukça yaygınlaşan tiyatro sporunun Belçika'da bir ligi ve federasyonu olduğunu söyleyen Taş sözlerini şöyle sürdürüyor: "Belçika'da kuralar çekiliyor, müsabakalar yapılıyor, seyirci çok daha aktif. Beğenmediği oyuncuya sarı kart çıkarıyor."

KEŞKE YAYGINLAŞSA
"Tiyatro sporunu her tiyatrocu yapabilir mi?" sorumuzu "Her insan yapabilir, sadece bunu bir disipline oturtması ve mesai harcaması gerekir," diye yanıtlıyor Özlem Türal. En büyük isteklerinin tiyatro sporunun yaygınlaşması olduğunu söyleyen Türal, bir hayallerini de bizimle paylaşıyor: "10 yıl sonra bir Mahşer-i Cümbüş ligi kurmak." Ayrıntılı bilgi için: www.tiyatrosporu.com
Haberin fotoğrafları