kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Ocak 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bir kriz bir sürpriz

Başbakan Erdoğan'ın parti grup toplantısında 'Roketler kaç İsrailli'yi öldürdü' şeklindeki sözleri üzerine İsrail, Türkiye büyükelçisini çağırarak protesto çekti

İsrail ile Türkiye arasında hafif serin rüzgarlar esiyor. Nedeni ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, AKP grup toplantısında yaptığı bir konuşma. 22 Ocak günü yapılan toplantıda Ortadoğu sorununa da değinen Başbakan, İsrail'in sürekli olarak "Bize roketatarlarla saldırıyorlar" dediğini kaydettikten sonra şu cümleleri sarf etti: "Peki roketatarlarla size saldırıyorlarsa kaç tane İsrailli öldü? Bize bunu söyleyin dediğimizde cevabı yok. Son saldırıda 18 Filistinli öldü. Sürekli roket saldırılarını bahane ederek iki milyona yakın masum insanı cezalandırmak anlamına gelen böyle bir uygulamanın kabul edilmesi mümkün değildir..."

ERDOĞAN'A TELEFON
Başbakan'ın bu sözleri İsrail tarafında tepkiyle karşılandı. Ülkenin önde gelen gazetelerinden Haaretz'in haberine göre İsrail Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Namık Tan'ı çağırarak resmi protesto çekti. Başbakan'ın sözleriyle ilgili açıklama da istedi. Gazeteye konuşan üst düzey bir Dışişleri yetkilisi, "İsrail, iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin ışığında, Erdoğan'ın açıklamalarından dolayı büyük hayal kırıklığı yaşıyor. Kendisi de terörle mücadele eden bir ülkeden farklı yanıt beklerdik" dedi. Gazetenin haberinde İsrail Başbakanı Olmert'in Başbakan Erdoğan'ı, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin Bakan Babacan'ı arayacağı da belirtildi. Barak Ravid imzasıyla yayımlanan haberde "Kudüs'teki üst düzey kaynaklar da bu açıklamalara sert tepki gösterdi" ifadesi yer aldı.

Başbakan'ın sürpriz yaratan açıklaması ise Fener Rum Patriği'yle ilgiliydi. Erdoğan, "Ekümeniklik Hıristiyan, Ortodoks dünyasının kendi iç sorunudur" dedi

Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in Ankara temasları sırasında satır arasında dikkat çeken bir açıklama da yer aldı. Yunan konuğunu sıcak görüşmelerle ağırlayan Başbakan Erdoğan, önceki gün başbakanlıkta yapılan ortak basın toplantısında "Aslında ekümeniklik konusu Hıristiyan, Ortodoks dünyasının kendi iç sorunudur" dedi. Bu sözler, Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamasının ardından gayri resmi olarak dile getirdiği söylemi ilk defa resmi ağızdan açıklamış oldu.

'TÜRK KURUMUDUR'
Çünkü Ankara, yıllardır süren resmi devlet politikasında Patrikhane'yi Lozan Anlaşması'nda belirtilen bir azınlık kilisesi olmaktan çıkarıp evrenselleştireceği için "ekümenik" sıfatını tanımıyor. Resmi politikada "Patrikhane bir Türk kurumudur ve Türk hukukuna tabiidir. Patrik Türk vatandaşıdır. Uluslararası sıfatı yoktur. Muhatabı Eyüp kaymakamıdır" deniyordu. Ancak bu resmi politika Türkiye'nin AB adaylığının kabul edildiği 1999 zirvesinden sonra yumuşamaya başladı. Fener'deki 17 asırlık kilise, Hıristiyanlık'ın 330 yılında Ortodoks ve Katolik olarak ikiye ayrılmasından bu yana Ortodoks dünyasının "kıblesi." Patrikhane 587 yılından bu yana "evrensel" anlamına gelen "ekümenik" sıfatını kullanıyor. Ortodokslar, Fener Rum Patrikhanesi'ne "ekümenik", Patrik'e de Latince'de "eşitler arasında birinci" anlamına gelen "primus inter pares" sıfatıyla hitap ediyor
Haberin fotoğrafları