kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Murat Aslan: Festivallerde ödül almak için iki lezbiyenin ilişkisi mi anlatılmalı? Ödül almak için duygular istismar ediliyor. Hangi filmlerin ödül alacağı artık belli!

Barcelona'nın teknik direktörü Rijkaard gibiyim

MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN
'Maskeli Beşler' filmlerinin yönetmeni Murat Aslan: Oyuncu kadrosunu yönetmek Barcelona takımına teknik direktör olmak gibidir! Her filmde kendimi Rijkaard gibi hissediyorum..
Yönetmenliğe 'Maskeli Beşler İntikam Peşinde' filmiyle başlayan Murat Aslan, birbiri ardına 'Maskeli Beşler Irak' ve 'Maskeli Beşler Kıbrıs'ı da çekerek; gişede 1 milyon 250 bin izleyici ortalamasını yakaladı. Aslan, 'Maskeli Beşler' serisinin oyuncuları M. Ali Erbil, Peker Açıkalın, Şafak Sezer, Cengiz Küçükayvaz, Melih Ekener ve Atilla Sarıhan'ı kendisinden başka hiç kimsenin yönetemeyeceğini iddia etti! Murat Aslan, kendisinin bu işi başarmasının nedenini ise "Hepsi arkadaşım. Hepsinin huyunu-suyunu iyi bildiğim için bir denge sağlayabiliyorum. Onlar da, benim, haklarını yemeyeceğimi biliyorlar" şeklinde açıkladı.

HERKES MEMNUN OLDU
* Komedi filmlerinin seriye dönüştüğü bir dönem yaşıyoruz. Bunun nedeni sizce nedir?
Yapılan işlerin başarısının göstergesidir. 'Hababam Sınıfı', çekildiği yıllarda büyük ilgi görünce devamları nasıl çekildiyse, şimdi de aynı durumu yaşıyoruz. İzleyici memnun, yapımcı memnun, yönetmen memnun, oyuncular memnun. Devamlarının çekilmemesi için ortada bir neden yok. Bir işten herkes memnunken ayrılmak, akla aykırı bir davranış olurdu. Memnun olmayanlar kimler? Eleştirmenler! Onların misyonu elbette yanlışlara dikkat çekmek ama bizde abartılıyor. Eleştirmenlerin bir diğer misyonu da iyi işleri överek, aynanın ötekini yüzünü de göstermektir. Bizdeki eleştirmenlerin aynaları tek taraflı!

* Bir filmin iyi veya kötü olduğunu gösteren en önemli kriterler nelerdir peki?
Bir film için iyi-kötü kriteri yoktur. Başarılı ya da başarısız filmler vardır. Eğer filmi çekerken ulaşmak istediğimiz hedefe ulaşmışsak, bu durumda başarılı olmuşuz demektir. Mahsun Kırmızıgül'ün filmi gişe yaptı ve başarıya ulaştı. 'Beyza'nın Kadınları'nı çok beğendim ama film gişe yapmadı. Şimdi 'Beyza'nın Kadınları' kötü film midir?

İSTERSEM GÜLDÜRÜRÜM
* Bazı az izlenen filmlerin yönetmenleri kendilerini "Filmim anlaşılmadı" diye savunuyor. Bu doğru bir savunma mıdır?
Hayır, izleyicinin filmi anlamaması mümkün değildir. Biri anlamaz, ikisi anlamaz... Bütün izleyici bir filmi anlamıyorsa sorun yönetmendedir! Ya film çekmeyi bilmiyordur veya 'sanat filmi' etiketine sahip olsun diye anlaşılmaması için elinden geleni yapıyordur. Dünyaca ünlü 'sanat filmlerinin' alt metninde hep bir felsefe vardır. Bizdeki 'sanat filmleri' ise sıkıcı. Bu nedenle de izleyiciyle buluşmuyor.

* 'Maskeli Beşler Kıbrıs'ta dram sahneleri önceki iki filme oranla daha az. Bunun özel bir sebebi var mı?
Ben istesem herkesi filmin başından sonuna kadar güldürürüm. Dramların bir matematiği vardır, dozunda kullanmak gerekir. Komedi filminde duygusal sahne olmak zorunda değildir. Ancak ben filmlerimde mümkün olduğunca hayatı birebir anlatmaya çalışıyorum. Hayatta gülmek de var, ağlamak da... Benim filmlerimde de öyle... 'Maskeli Beşler Kıbrıs'ta da duygusal sahnelerin daha az olmasının belli bir nedeni yok. Ne kadar gerekiyorsa o kadar oldu.

DİLLERİNDEN ANLIYORUM
* 'Maskeli Beşler' serisinde rol alan oyuncuların tamamı kendini kanıtlamış isimler. Böyle bir kadroyu yönetmek kolay mıdır, yoksa zor mu?
Kadrodakilerin çoğu arkadaşım. Bu durum bazen avantaj, bazen de dezavantaj olabiliyor. Ben oyuncuları hikayemin içine katmaya çalışıyorum. Onların katkılarıyla senaryom anlam kazanıyor. Böyle bir kadroyla çalışmak aslında oldukça zordur...

* Siz nasıl başarıyorsunuz?
Hepsinin arkadaşım olması işimi bir ölçüde kolaylaştrıyor. Dillerinden çok iyi anlıyorum. Ne istediklerini, ne zaman, hangi koşulda öfkelendiklerini, sevindiklerini, kapris yapacaklarını iyi biliyorum. Bütün oyuncular arasında denge kurma konusunda da başarılıyım. Çünkü hepsinin huyunu-suyunu iyi biliyorum. Hepsi başarılı, kendilerine özgü yetenekleri olan oyuncuları biraraya getirmek, birlikte çalışmak gerçekten başarıdır.

* Onlar da sizinle çalışmaktan memnun olmalı...
Bütün oyuncular da beni iyi tanıdıklarından hiç kimsenin hakkını yemeyeceğimi biliyorlar. Bütün oyuncuların hakkını veririm. Öyle olmasaydı bu iş yürümezdi. Çünkü kadrodaki hiç kimse, haklarının yenmesini sineye çekecek oyuncular değil. Kariyerlerinden dolayı bu kadroyu yönetmek gerçekten çok zor. Her filmde kendimi Barcelona'nın teknik direktörü Frank Rijkaard gibi hissediyorum. Rijkaard'ın işi de oldukça zordur. Yıldızlar topluluğunu birarada oynatacaksınız ve başarılı olacaksınız. Rijkaard maçlara nasıl bir psikolojiyle hazırlanıyorsa, ben de filmlere o psikolojiyle hazırlanıyorum.

ROLDE ARKADAŞLIK YOK!
* Hangi oyuncuyu Barcelona'daki futbolculara benzettiniz?
Mehmet Ali Erbil; deneyimli ve istikrarlı olduğu için Puyol. Peker Açıkalın, Ronaldinho gibi serbest oyuncu... Ne yaparsa iyisini yapar. Şafak Sezer, oyun kurucu sıfatıyla Deco'dur. Cengiz Küçükayvaz, görev adamı ve sürpriz yıldız olarak Iniesta... Melih Ekener, Edmilson gibidir; işi ver ve otur zevkle izle. Atilla Sarıhan ise Thuram'dır. Sade oynar ama verimi üst düzeydedir.

* Oyuncuların arkadaşınız olması, rollerin kısa veya uzun olmasında sorun oluşturmuyor mu?
Her oyuncunun oynayacağı karakterler vardır. Bir oyuncu verdiğim rolü çok güzel yerine getirirse, o sahneyi ön plana çıkartırım. Eğer kötü bir performans varsa geriye çekerim. Oyuncu bir tek kendi sahnesini düşünebilir. Ama ben filmin genelini düşünmek zorundayım. Bu nedenle rollerin kısalığı ve uzunluğu konusunda arkadaşlık sökmez! Kimse bana gelip, şikayette bulunamaz. Eğer düşündükleri bir şey varsa gelip bana söylerler ve bunun üzerine konuşuruz.
Haberin fotoğrafları