kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
EMRE AKÖZ

Uyandırma servisi

Reklamcılık âleminin ünlü isimlerinden Serdar Erener, ajansı Alametifarika'da, fırsat bulduğu her perşembe günü bir sohbet toplantısı düzenliyor.
Tüm ajans çalışanlarının katıldığı ve "sabahın köründe" ( 08:00-10:00 arası) gerçekleşen toplantıda, "dışarıdan" bir konuşmacı, kendi açısından Türkiye'nin bir meselesine değiniyor.
Bizim konumuz kışkırtıcıydı: " Şeriat gelir mi? " Bir saati aşan süre niye bunun olmayacağını anlattım...
Tabii tam beklediğim gibi oldu; hiçbir şey fark etmedi! (İkna olmak istemeyeni, buna hazır olmayanı, ikna edemezsiniz.)
Yine aynı kaygıyla karşılaştım: " Peki ben niye hala korkuyorum? "
Elbette bir psikolog bambaşka şeyler söyleyecektir. Bense umarsız bir biçimde hala " aydınlanma " sorunsalı içinden konuşuyor ve yazıyorum.
O bağlamda verebileceğim tek cevap şuydu: "Çünkü Türkiye'yi anlamanıza yarayacak kitapları okumuyorsunuz. Lise ve üniversitede size verilenle ya da resmi ideolojiyi tekrar edenlerle yetiniyorsunuz."

Peki, ne okumalı?
İşte resmi ideolojinin ve resmi tarihin dışına çıkmak isteyenler için küçük bir liste:
Radikal'deki pazartesi söyleşilerini şimdilerde Taraf gazetesinde sürdüren Neşe Düzel, bu konuşmalardan bir bölümünü " Hesaplaşma " adıyla derledi (Doğan Kitap)
Derlemenin reklamını hazırlayanlar şöyle demiş: "Bu kitabı bitirdiğinizde, Türkiye üzerine onlarca tarih ve sosyoloji kitabı okumuş gibi olacaksınız."
Bu kadar doğru bir tanımlama olabilir! Aynen öyle... Okur açısından tam bir " hazıra konma " durumu. Su gibi akıp giden 47 söyleşi, resmi ideolojinin ipliğini pazara çıkarıyor.
Bizim solcuların yaptığı en büyük tarihsel hatalardan biri, Kemalizm ile ittifak kurmalarıdır. Kemalizm'i " ilerici " bir fikir öbeği sandılar. Onun bürokratik egemenliğin ideolojisi olduğunu görmek istemediler.
Niye böyle oldu? Sanırım, sosyalizm de, en azından uygulamada, radikalleşen bürokrasinin ideolojisi olduğu için bir soy sop benzerliği söz konusuydu.
Ancak son zamanlarda solcuları "uyandırma" faaliyetleri arttı. Bunun için çabalayanların başında da Doç. Fikret Başkaya geliyor.
Başkaya'nın Tolga Ersoy ile birlikte derlediği " Resmi İdeoloji Sözlüğü " de (Özgür Üniversite Yay.) Neşe Düzel'in kitabı gibi: Çerkez Ethem'den Lozan'a, Ermeni ve Kürt sorunlarından laikliğe, resmi tarihin uydurmalarını gözler önüne seriyor.
Son olarak Prof. Kadir Cangızbay'ın kaleme aldığı ' Hiçkimsenin Cumhuriyeti'nden söz edeyim (Ütopya Yay.)
Kısa ama yoğun bir kitap. Hocanın uzun uzun cümleler kurmak gibi, Türkçeye pek uymayan bir alışkanlığı var ama bir kere kanıksadınız mı, akıp gidiyor.
Resmi ideolojiyi tepe taklak eden saptamalarla bezenmiş olan kitabı okursanız, özellikle okul ve sonra medya aracılığıyla nasıl kandırıldığınızı görürsünüz.
Tabii görmek istiyorsanız!
Not: Taha Akyol'un " Ama Hangi Atatürk " (Doğan Yay.) adlı yeni kitabını henüz okumadım. Ama Akyol'un genel çizgisini ve titizliğini bildiğim için iyi bir çalışma olduğuna eminim.