kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Ocak 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

94 yıllık kamu tiyatrosu değil!

Şirin SEVER
13.01.2008
"Her sanatçının siyaset yapma hakkı vardır, bu haklarını da sonuna kadar savunurum ama bunun yeri bu tiyatro değil! Sanatla iktidar arasında her zaman gerilim vardır, ama biz buradaki krizleri yönetirken karşı çıkışlarımızı gündelik siyasete bulaştırmadık"..
Tiyatronun özerkliğini sağlayan bütçenin iptali... 1 YTL'lik ucuz bilet uygulaması... Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkılma hikâyesi... Büyük tepkilere neden olan 'ihaleyle sanatçı alımı'... İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bir süredir sorunlarla çalkalanıyordu. Belediye başkanı Kadir Topbaş'ın Kenan Işık'ı danışmanlığına getirmesinin ardından tiyatronun sanat yönetmenliği de kurumda muhalif kimliğiyle tanınan şair, oyuncu, yönetmen, yazar Orhan Alkaya'ya verildi. Şimdi sanatçılar, oyuncular kadar basının da gözü Alkaya'da. 71'de lisede başlıyor tiyatroya Alkaya. Aile geleneği olarak hukuk okuyor ancak o siyasi ortamda bitiremiyor. Basın yayında okuyor. Daha 18'inde şehir tiyatrosunun sınavına girip kazanıyor. Daha ilk oyununda Savaş Dinçel, Erdal Özyağcılar, Mustafa Alabora, Mehmet Birkiye gibi isimlerle oynuyor. 1402 ile görevine son veriliyor. 10 yıla yakın uzak kalıyor işinden. O arada ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik, danışmanlık, editörlük yapıyor. Tekrar tiyatroya döndüğünde yönetmenliği seçiyor. Godot'yu Beklerken, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı gibi ünlü oyunlara imza atıyor. Şimdi 'Evinden daha fazla evi gibi' gördüğü şehir tiyatrolarını yönetmekle görevli...

- Siyasi kimliğe sahip, solcu, muhalif bir adamın belediyeye bağlı sanat yönetmenliği görevine getirilmesi ne anlama geliyor?
- Bu zihniyet değişimidir! Türkiye'deki yaygın, hâkim kültürün dışında bir standart. Hepsinin yanında da böyle krizli bir dönemde, krizleri aşma yeterliliğine sahip bir sanatçının göreve getirilmesi çok olağan...

- Kadir Topbaş açısından baktığınızda da olağan geliyor mu size?
- Bütün olağanüstü şeyler, içinde yaşarken olağandır! Bir seneyi aşkın süredir belediye başkanıyla defalarca görüştüm, birbirimizi anlayacak zamanımız oldu. Basit bir 'muhalefet'le değil; yapıcı bir muhalefetle, yapıcı bir itirazla karşı karşıya olduğumu başından beri biliyordu. Projelerimize başından itibaren inandı.

- Neye, kime karşı muhaliftiniz peki bu kurumun içinde?
- Son dönemdeki problem, statü değişikliğiydi. 1931 yılında katma bütçeli bir sanat kurumu olarak kurumsallaştı şehir tiyatrosu. Ancak 2006'daki bir uygulamayla belediyenin genel bütçesine aktarıldı. Dolayısıyla idari ve mali anlamda özerk olan yapısı, belediyenin mekanizmalarıyla iç içe geçti. Belediye çok büyük, çok kaotik ve büyük bir şehri yönetiyor halbuki. Sıkıntı doğmaya başladı çünkü tiyatronun işleyişi hiçbir biçimde mevzuata uymuyor. Mezbahalar Müdürlüğü'nde genel kesim yönetmeni yoktur, mezbahalar müdürü vardır mesela ama bizde bir genel sanat yönetmeni var, bir yönetim kurulu var...

- Bu görev değişikliğinin nedeni neydi?
- Ben şöyle düşünmekten yanayım; kimin niye geldiğidir önemli olan... Yani bir önerinin kime niye götürüldüğüdür. Ben ne düşündüğünü çok açıkça, her zeminde söyleyen ve yazan biriyim. Bu kadar açık, şeffaf, ne olduğu belli, ne yaptığı belli birine bir iş öneriliyorsa, öneren mutlaka bir beklenti içerisindedir, o beklenti de söz gelişi şehir tiyatrosu yasasının çıkmasıdır. Şehir Tiyatrosu'nun özel bir statüye sahip olması, kendi yasasıyla yönetilmesi, sanatsal bağımsızlığının sağlanması, idari ve mali anlamda özerkleştirilmesi kanısındayım ben. Bunun ötesinde kulis yapmam!

- İhaleyle oyuncu alımı etkiledi mi süreci?
- 2006'dan bu yana tiyatronun işleyişinde pek çok olumsuz değişiklik ve kesinti yaşandı. İhale de bunlardan biri. Şu anda Şehir Tiyatrosu'nun bir sanatçı teknik eleman kadrosu var. Daha önce yevmiyeli sanatçı olarak çalışan arkadaşlarımız işçi statüsüne geçirildiler. Ki bu sanatçı unvanı ile birleştiği takdirde son derece olumlu. Yani çalıştıkları gün kadar değil, normal, standart bir maaş alacaklar. Bir de bundan sonra sadece 'Altı ay çalıştırılabilecek' denilen grup var. Bunlar başrol oynayan arkadaşlarımız! Böyle bir tuhaflık var. Eleman ihtiyacımız da var ayrıca! Bir kurumun süreklileri olur, bir de prodüksiyon ihtiyaçlarına göre değişen insanlar. Bu ortadan kalktı yeni uygulamada. Geriye formül olarak bir tek 'hizmet alımı kalıyor' denildi. 'Hizmet alımı yoluyla dışardan insan alınabilir' gibi bir isim de evet çok ürkütücü, ama ne aracı şirket sözkonusu ne de insanlardan adet diye söz edilmesi...

- Peki ne olacak bu ihale durumu?
- Zaten İskender Pala'nın yazdığı Ali Taygun'un yönettiği Leyla ile Mecnun oyunudur bunun başlangıç noktası. O oyuna dışarıdan, ihale yoluyla 17 sanatçı alındığını da sonradan öğrendik. Çünkü oyunun bütün süreçleri tiyatronun içinde gerçekleşmedi; bir tür ortak prodüksiyondu. Bazen sıkıntıları aşmak için bürokrasinin dilini kullanmanız gerekir ama 'en düşük ücreti verecek olanın kazanacağı adetli sanatçılardan oluşan alım ihalesi' denilince, herkes midesine sert bir yumruk yemiş gibi oldu. Bunun yakışıksız olduğunu biz de, belediye de söyledik...

- Nurullah Tuncer'in bu ihale yüzünden görevden alındığı söylendi. Bu karar da yönetim kurulu kararıyla alınmış. Bu durumda yönetim kurulunun da görevden alınması gerekmiyor muydu?
- Nurullah'ın bu yüzden görevden alındığı gibi bir kanaatim yok. Nurullah'ın görevden alınması değil, bir başka proje sahibine bir öneri götürülmesi meselesidir bu... Zamanlama faktörü söz konusu tabii burada. İhale açıldı, bir kriz doğdu, insanlar ağzına geleni söyledi. Sonra da bu görev değişimi yaşandı. Asıl sorunumuz bu zaten; bir süredir krizlerle anılan bir tiyatro haline geldik. Şu anda önümüze koyduğumuz hedef, sanatsal üretimimizle anılan bir tiyatro olmak...

- Sizin atanmanızda Topbaş'ın danışmanı Kenan Işık'ın da etkisi var doğal olarak. Nasıl bir dostluğunuz var?
- Kenan çok eski, yakın arkadaşımdır, önemsediğim bir rejisördür. Adı Kenan Işık olur, adı Haluk Bilginer olur, bir başkası olur, önemli değil. Önemli olan tiyatroya hakim, liyakat sahibi bir tiyatro adamının başkan danışmanı olarak seçilmesidir. Bu olağanüstü olumlu bir durumdur...
Haberin fotoğrafları