kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Ocak 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERDAL ŞAFAK

CHP'nin girişimi

CHP -biraz geç de olsa- 1999'da hazırladığı "Doğu ve Güneydoğu" ve "Demokratikleşme ve İnsan Hakları" raporlarında belirlediği politikalara dönüyor.
O politikaların çıkış noktası şöyleydi: "Terör yurtdışı boyutları olan bir sorundur. Yurtiçinden kaynaklanmakta, yurtdışından destek almaktadır. Kürt sorunu ise Türkiye'nin bir iç sorunudur. Ülkemizin çok kültürlü toplum olmasından kaynaklanan bir ülke içi demokrasi sorunudur."
Bu saptama ya da yaklaşım çerçevesinde raporlarında CHP "Terörün devam etmesi Kürt sorununa yönelik politikaların engeli değildir. Aksine iki sorun tümüyle içedir; birinin varlığını sürdürmesi diğer sorunun da aşılmasını engellemektedir" diyordu.
CHP ayrıca "Demokratikleşme" politikalarının "Etnik duyarlılıklara demokratik çözüm" temeline dayandırılmasını savunuyor, bunu şöyle açıyordu: "İnsanlarımızın kendi anadil, kültür ve kimliklerini özgürce geliştirebilmelerinin önündeki yasal veya fiili eksiklikler ile bu alanda yürürlükte olan engelleyici ve caydırıcı siyasi ve idari tavır ile mekanizmalardan kaynaklanan sorunları simgeleştiren Kürt sorununun aşılarak Kürt kimliğinin tanınması, iç barışımızın kökleştirilmesi ve demokratikleşme çabalarımızın en kritik test noktalarından biri olarak görülmelidir."
Elbette "Kürt sorununun aşılması için" somut öneriler de yapılıyordu. Bunlardan biri dil ve kimlikle ilgiliydi: "Kürt kökenli yurttaşlarımız; a) Dil, kültür, folklora ve kimliklerini koruma, geliştirme ve açıklayabilme, b) Kendi anadillerinde yazılı basın, radyo ve televizyon dahil her türlü medya aracılığıyla yayın yapabilme, ) Özel okullarda kendi anadilleri ile eğitim yapabilme, d) Kürt dil ve kültürü üzerinde araştırma yapacak enstitüler ve benzeri kurumların kurulabilmesi haklarına kavuşmalıdırlar."

İlk Deniz Baykal önermişti
CHP raporlardaki "Kürtler'in kendi anadilleriyle eğitim yapabilme" önerisinde, o raporlardan 10 yıl önce, 1989'da Deniz Baykal'ın da imzasının bulunduğu "Türkçeden farklı dillerin kullanılması hakkında kanun teklifi" esas alınmıştı. Kadük olan teklifte, Türkçe dışındaki dillerin öğretilmesi amacıyla özel eğitim kurum ları kurulması" öngörülüyordu.
İşte şimdi CHP o öneriyi yeniden gündeme getirmeye hazırlanıyor. CHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Yerlikaya'nın (Yukarda belirttiğimiz iki raporda da büyük payı vardı) verdiği bilgiye göre, konu partinin yetkili kurullarında tartışıldıktan sonra yeni bir yasa önerisi olarak Meclis'e sunulacak.
Yerlikaya, "Vatandaşın artık kendi dilini bilmesi ve öğrenmesi kaçınılmazdır" diyor. Doğru. Çünkü "Anadil" sözcüğü veya kavramı bile dil ile kimlik arasında koparılamaz bağları anlatmaya yeterli.
Yerlikaya ayrıca "Anadilin özel eğitim yoluyla öğretilmesi ve geliştirilmesini savunuyoruz" diyor. O da doğru. Çünkü, "Anadilde resmi öğrenim, sayısı belirsiz dilin kamusal alana taşınması anlamına gelir. Bu da üniter bir devlet olan, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan, dili Türkçe olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası ile bağdaşmaz." (Yargıtay kararından) Ancak, "Ortak resmi Cumhuriyet dilimiz olan Türkçe'nin ekinde, isteyen kendi anadilinde, Milli Eğitim Bakanlığı kuralları içinde özel eğitim görebilir." (CHP'nin Demokratikleşme Raporu'ndan)
Ve nihayet Yerlikaya, Kürtçe öğretmek için özel "Ana okulları" ve "Enstitüler" kurulabileceğini belirtiyor. O da doğru. Sadece doğru değil, "Olmazsa olmaz" koşul. Çünkü temel ve orta öğretim kesinlikle Türkçe olmalı, Türkçe olmak zo runda. Yoksa Türkçe bilmeyen Kürt kökenli gençlerimizin hayatları kararır: Kamu hizmetine giremezler, kamu hizmetlerinden yararlanamazlar, hatta iş bile bulamazlar.
"Bu sorunu ancak CHP çözebilir" diyen Yerlikaya yerden göğe haklı. Devleti ve Cumhuriyet'i kuran partinin bölünme korkularını kamçılayacak bir girişimde bulunacağını hiç kimse aklından geçiremez.
Sonuç olarak, "Demokratikleşme Raporu"nun girişinde "Bir toplum, en ucundaki insanın özgürlüğü düzeyinde özgürdür" diyen CHP, bu ilkenin getirdiği sorumluluğu -nihayet- üstlenmeye hazırlanıyor.