kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Ocak 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ŞEREF OĞUZ
ÖNERİ-YORUM

Şirket alıp satarken stratejin yoksa yandın!

Şirket satışlarımız, milli gelirin yüzde 5'ine ulaşmış durumda.
Deloitte Türkiye'nin 2007 Yılı Birleşme ve Satın Almalar Raporu'ndaki detaylara bakınca, bu yıl şirket el değiştirmeleri devam edecek gibi görünüyor.
Bu, Türkiye için iyi bir şey mi?
Genel olarak evet. 400 milyar dolarlık milli gelirimiz olduğu düşünülürse, 20 milyar doları bulan bu el değiştirmeler, ekonomimizin daha önce yaşamadığı yeni bir deneyimin habercisi gibi.
Benim ilgimi çeken, şirketlerin neden satılıyor olduğudur.
Sektörlerine baktığımızda karlılığı umut vaat eden şirketlere olan talebin arttığını görüyoruz. Migros'un, Sabancı'nın ihaleden çekilmesi ardından bu yıl içinde, büyük ihtimalle bir yabancıya satılacağını biliyoruz.
Bu satış, Koç Holding'in 4 ana sektörde yoğunlaşma stratejisine dayanıyor.
Diğer büyük el değiştirmelerimiz, arkasında böylesi bir stratejinin parçası olmaktan ziyade, "piyasa fırsatları" na yönelik satışlar ise durum iyi değil.
Ortada "neden satın alıyorum?" kadar "neden satıyorum?" sorularına verilecek "iyi bir cevap" yok ise, 20 milyar dolarlık bu el değiştirme hacmi, bizi ürkütmeli.
Dün konuştuğum bir İngiliz bankacı, Türkiye'nin "iyi kazandırdığı sürece" bir risk taşımadığını ve hala libor +0.25 ile para bulabildiğini söylüyordu.
Ancak bu bankacının öngörüsü, 2008'de yabancıların kendi ülkelerindeki finansal daralmalara bağlı olarak Türkiye'deki fonlarını çekebileceği yönünde. İngiliz bankacının öngörüsü, bize "kaygı" gibi görünebilir.
Neticede enflasyona ivme veren bazı parametrelere bakınca, başta konut fiyatları olmak üzere, bir "piyasa ayarlaması" na doğru koştuğumuzu hissediyorum.
Şirket satışlarının bununla ilgisi; yaşanabilecek finansal bir dalgalanma ardından göreceli olarak ucuzlayacak firmalarımıza daha fazla yabancı talebi noktasında yatıyor.
Bir yandan "dünya pazarlarında artık orta ölçekli firmalarımızla alım-satım içindeyiz" diye övünürken öte yandan "ucuza gitme" endişesindeyim.
Raporun bize söyledikleri, yakın gelecekte dünya ile daha iç içe bir Türkiye'dir. Sorun, bu iç içelikten, "stratejisiz" Türkiye'nin, ne kadar kazançlı çıkacağıdır.
Şirketini kurarken de satarken de stratejisi olmayanlarımızın vay haline!