kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

90-60-90 ölçüsünden hocalığa terfi ettim

BUGE CANKAT / GÜNAYDIN
Türkiye'nin ilk ve tek doktora yapan mankeni Ebru Güzel, eylülden beri Yeditepe Üniversitesi'nde 'iletişim stratejisi' dersi veriyor ve hedefini açıklıyor: Türkiye'nin yönetimine adayım ve partilerden davet bekliyorum!..
Yeditepe Üniversitesi'nde derse ilk girdiği gün çok heyecanlandığını söyleyen Güzel, "Fakat kendimi sanki yıllardır öğretim görevlisiymişim gibi hissettim. Öğrenciler bana karşı çok saygılı. Özellikle devamsızlıklar konusunda çok disiplinliyim ama sınavlarda tolerans gösteriyorum" diye konuşuyor. Artık dekolte pozlar vermeyen ve sözlerine çok dikkat eden 'Güzel öğretmen', mankenliğe, kariyerine zarar vermeyecek özel işlerle devam edeceğinin altını çiziyor.

* Üç tane üniversite bitirdiğiniz doğru mu?
Şöyle doğru; turizm işletme eğitimi aldım, ardından Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde master yaptım. Fakat master dersi alırken Mimar Sinan Üniversitesi Moda Tarihi derslerini de alma şansım oldu. Şu an ise Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Antropoloji dalında doktora yapıyorum.

* Ve aynı zamanda yine aynı üniversitede moda tasarım öğrencilerine 'İletişim Stratejisi' dersi veriyorsunuz...
Evet, eylül ayından itibaren 3. ve 4. sınıf öğrencilerine ders veriyorum. Bu göreve üniversite kurulu tarafından tayin edildim. Bu derste bitmiş bir ürünün, eldeki imkan araç ve gereçler kullanılarak hedefi nasıl vuracağını anlatıyorum.

ÖĞRENCİLERİM ÇOK SAYGILI

* Nasıl gidiyor hocalık?
Güzel gidiyor. İlk dönemimiz bitti. Hem öğrencilerle hem de üniversite ile diyaloğum çok güzel.

* İlk derse girdiğiniz günü hatırlıyor musunuz?
Bir yükseköğretim kurumunda daha önce ders vermediğim için çok heyecanlıydım. Dolayısıyla bu ciddi bir görevdi. Bölüm Başkanı Müşerref Hanım bana çok destek oldu. Fakat derse girdikten sonra sanki ben hep öğretim görevlisiymişim, sanki yıllardır bu işi yapıyormuşum gibi bir his uyandı içimde, iki saatlik ders nasıl geçti anlamadım.

* Öğrencilerinizde hiç 'Bu manken, ne anlatabilir ki' gibi bir tavır oluştu mu?
Hayır. Öğrenciler moda tasarımı öğrencileri olduğu için zaten alışıklar. Pek çok ünlü modacı derslerine girdi, Vural Gökçaylı, Uğurkan Erez gibi... O yüzden çocuklar bir mankenin de ders verebileceğini biliyorlar.

* Tedirgin olmadınız mı, nasıl karşılarlar beni diye?
Aslında evet, ilk başta korkmuştum ama çok saygılılar. Tabii ki aramızda şakalarımız oluyor, ben onları moda dünyasının içine de sokuyorum. Mesela Best Model yarışmalarına götürüyorum. Bu bizim birlikte eğlendiğimiz, güldüğümüz taraflar. Ama hep saygı çerçevesinde. Başarılı öğrencilere iş dünyasının içinde de yardımcı olmaya da çalışıyorum.

DOKTORAYI ANLAMIYORLAR

* Nasıl bir hocasınız? Sınav sorularını siz mi hazırlıyorsunuz, kağıtları okuyor musunuz?
Özellikle devamsızlıklar konusunda disiplinli olmaya çalışıyorum. Ama dersimizin adı iletişim... Sınavları ben hazırlıyorum, ben okuyorum. Zaman zaman tolerans gösterdiğim oluyor. Mesela vizelerde başarısız olan öğrencilere finallerde bir hak daha veriyorum.

* Hem mankenim hem de öğretim görevlisiyim dediğinizde nasıl tepki alıyorsunuz?
Doktora kelimesini anlayanlar 'vav' diyebiliyor. (kahkahalar) Ama kim anlıyor meçhul!!! Doktora ne, tıp doktoru mu filan diyorlar... Bazen erkek manken arkadaşlarım, 'hocam hocam' diye espri yapıp önlerini ilikliyor.

* Akademik anlamda bir kariyer yapmak hayaliniz miydi?
Evet, çocukluğumdan beri öğrenmeye karşı büyük bir isteğim ve azmim vardı. Zaten öğretim görevlisi olmak kolay bir şey değil, bir azmin göstergesi.

* Mankenlik belli bir yaşa kadar yapılan bir meslek... Mankenliği bıraktıktan sonra kendinizi garanti altına almak istemiş olamaz mısınız?
Öyle ama bırakma yaşı şu an benim içinde bulunduğum yaş değil. Fiziğim elverişli, 40 yaşıma kadar mankenlik yapabilirim. Ama her işin bir tadı var. Mankenliğin tadını aldım. O dönem benim için ölçü santimetreydi yani 90-60-90, ama şimdi ölçülerim değişti. 90-60- 90'dan öğretim görevliliğine terfi ettim.

MODELLİK KUSUR DEĞİL

* Ama mankenliği tamamen bırakmadınız öyle değil mi?
Hayır, mesela Vural Gökçaylı'nın defilesinde her zaman olmak isterim.

* Hocalığın muhafazakar bir yönü vardır. Seksi pozlara, iç çamaşırı defilelerine son mu verdiniz?
Evet, çünkü bu bir yol ayrımı. Artık Yeditepe Üniversitesi'ni temsil ediyorum, dikkatli olmam gerekiyor.

* Okula gelirken daha bir 'öğretmen gibi' mi giyiniyorsunuz?
Tabii ki öğretmenliğin getirdiği bir üslup var ve bunu giysilerinize de yansıtmak zorundasınız. Ama bunu sadece hoca olduğum için yapmıyorum. Özel hayatımda da kadınları biraz erkeksileştiren kıyafetleri tercih ediyorum.

* Hiç mankenlik yapmaktan pişman oldunuz mu?
Hayır, modellik benim kusurum olamaz. Mankenlik bana çok şey kattı. 10 yıl içinde bir hayat tecrübem oldu. Benim şu anki kafam belki 40 yaşındaki bir kadının kafası gibi çalışıyor tecrübe olarak. Eğer geçmişte hata yaptıysam da bu, bundan sonraki hayatıma engel değil.

* 'Mankenler boş kafalıdır' önyargısını kıran en güzel örneksiniz. Siz istisna mısınız?
Türkiye'nin doktora yapan öğretim görevlisi olan ilk ve tek mankeniyim ama inşallah ilk ve tek olarak kalmam, başkalarına da örnek olurum. Ben buna mankenler, hemşireler, öğretmenler diye değil de, toplum olarak bakıyorum. Her sektörde bu dediğiniz tarzda insanlar var. Ama şu da bir gerçek: Mankenden istenen bazı talepler var ve sen o talepleri karşılamak zorundasın. Verdiğiniz pozlar, çıktığınız defileler bir taleptir. Bir de şöyle bir şey var; iyi bir mankenin matematiğinin de iyi olması lazım, çünkü işimiz koreografiyle. Benim matematiğim de iyidir...