kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Ferhat Göçer'in babalık testi

Geçen hafta bir yardım kampanyasının gala gecesindeydim. Kanatsız meleklerden sevgili Nesrin Ercan'ın önderliğinde, Haliç Rotary Kulüp ve Şanlıurfa Valiliği'nin işbirliğiyle, Lütfi Kırdar'da Şanlıurfa'daki kimsesiz çocuklar yararına bir gece düzenlenmişti. Ferhat Göçer ve Enbe Orkestrası ile adını duyuran Behzat Gerçeker ile gelecek için büyük umut vaat eden solist Açelya'nın verdikleri konserin tüm geliri Şanlıurfa'daki kimsesiz çocuklar için yaptırılacak yurdun inşaatında kullanılacaktı. Neredeyse tüm biletlerin satıldığını ve salonun dolduğunu görünce hem Şanlıurfalı çocuklar hem de bu organizasyonu düzenleyenler adına çok sevindim. (Keşke bu konuda Biletix de fedakarlık gösterseydi. Zira 8 bin YTL'lik kesinti Şanlıurfalı çocuklar için çok önemli bir tutardı) Asıl büyük mutluluğum ise Şanlıurfalı sanatçı Ferhat Göçer'in bu konsere verdiği önem ve gösterdiği büyük özendi. Zira bu tür organizasyonlarda sanatçıların "yasak savan" performanslarına ve "bedavadan" üç beş şarkı okuyup, gitmelerine alışkın biri olarak Ferhat'ın programını hem büyük bir keyif hem de şaşkınlıkla izledim. Doyduğu yerden, doğduğu yere sadece selam ve muhabbetlerini göndermekle yetinmemiş, bölgeye elle tutulur, gözle görülür miktarda yardım yapılması için de "sanatçılık görevini" lâyıkıyla yerine getirmişti. Ferhat sadece sevilen şarkılarını seslendirmekle kalmadı. Çocuk ve çocukluğa ait klasik Türk şiirlerinden örnekler de sundu. Konser için Şanlıurfa'dan gelen ve sahnede Ferhat ağabeylerine çiçek sunan miniklerin gözlerindeki heyecan ve mutluluk da görülmeye değerdi. Kimse artık onlara "kimsesiz" diyemezdi.

EN "BABA" SANATÇI
Ferhat Göçer magazin medyasında uzun zamandır hasta çocuğuna yeterince yardım yapmamakla eleştiriliyordu. Buna asla inanmadım, inanmak istemedim. Bu konserle yanılmadığımı anladım. Çünkü yüzlerce kilometre ötede, adlarını bile bilmediği çocuklar için tek kuruş para almadan günlerce prova yapan, şiirler ezberleyen biri asla "hayırsız baba" olamazdı. Ağaçlar bazen diplerine düşürdükleri meyveleri ile kendi kendilerini gübreler. Böylelikle daha fazla serpilip, büyürler. Umarım her sanatçı, Ferhat gibi "uzaktaki köklerine" de sahip çıkar.