kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Ocak 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Gürpınar barınağında hayvanların müstakil konutları var.

"Ne öldürmek ne de ormanlara atmak çare değil"

NESLİHAN TUNÇ
29.12.2007
Gürpınar Belediye Başkanı Veliddin Küçük, sokak hayvanları konusundaki duyarlılığıyla dikkat çeken farklı bir başkan portresi çiziyor... Kimsesiz ve muhtaç hayvanlar için 2 milyar YTL yatırımla yeni bir barınak yaptıran Küçük, bütün belediyeleri bu konuda görevlerini yapmaya çağırıyor..
- Diğer belediyelerle kıyaslandığında sokak hayvanlarına karşı daha duyarlısınız. Bu nereden kaynaklanıyor?
- Bunun özel bir nedeni yok. Hayvan da olsalar, onların da birer can taşıdığını kabullenmek yeterli. En az bizim kadar onların da yaşama hakkı var. Her şeyden önce bunu böyle kabullenmek lazım. Başkaları hayvan deyip geçiyor olabilir ama, bu biraz da yapı meselesi. Odum olası içimde hayvan sevgisi olmuştur. Evimizde üç köpeğimiz var. Daha önce de memleketim olan Ordu'da hep hayvanlarla iç içe büyüdük. Şu anda da böyle devam ediyoruz.

- Bir süre önce şahit olduğunuz bir zehirlenme olayı sizi çok etkilemiş. Bu olayı bize anlatabilir misiniz?
- Evet. Eskiden belediyeler sokak hayvanlarını zehirliyorlardı. Bir keresinde valilikte yapılan bir toplantıda son kez bütün belediyelerin zehirleme işlemi yapması konusunda bir karar alınmıştı. Ben o dönemde de yapmadım böyle bir şeyi. Ama arazide gezerken bir yavru sesi duydum. Başka bir belediyeyle sınır bölgemizdeydi. Bir baktım, bir anne köpek ölmüş ve yavruları bağırıyorlar. Zehirlenmişti. Bu olay bende derin izler bıraktı. Anne köpek ölmüştü ve yavruları da aç bırakıldıkları için ölüme terk edilmişlerdi. Bunu bir insana yapıldığını düşünsenize... Aslında hiçbir farkı yok.

- Yavrulara ne oldu?
- Onları alıp bizim garaja getirdik. Biberonla besleyip büyüttük sonra da sahiplendirdik. İyi ki onlara rastladık. Ya görmeseydik, yavrular da açlıktan ölecekti. Bu olaydan sonra bu konuya karşı daha hassas yaklaşır oldum.

- Bir belediyenin sınırları içindeki hayvanlara sahip çıkması gerçekten çok zor mu? Neden belediyeler bu kadar duyarsız?
- Kontrollü yapılırsa bu sorunu çözmemek mümkün değil. Birçok belediye sahip çıkmıyor. Sahip çıkılsa bu sayılar azalır, hem sahiplenilir hem de sokakta pek hayvan da kalmaz. Birçok belediye kısırlaştırma, aşılama gibi masraflardan kaçınıyor. Genelde özelleştirip kliniğe veriyorlar bu işlerin yürütülmesini. Firma gece hayvanları yüklüyor götürüp başka bir yere bırakıyor. Halbuki her belediye kısırlaştırmaya önem verse, birkaç sene sonra sahipsiz hayvan kalmaz. Ama yapılmıyor. Kimi toplayıp Istranca Dağları'na, kimi Kemerburgaz'a götürüyor. Bu çare değil ki, bıraktığın yerde yine ürüyor hayvan. Tek çare kontrol altında tutmak. İstanbul'da beş yıl bütün belediyeler sokak hayvanları konusunda üzerlerine düşen görevi yerine getirse hayvan sorunu diye bir şey kalmaz. Ne öldürmek ne de ormanlara atmak çare değil.

- Yine birçok belediyenin aksine siz gönüllülerin desteğine de çok açıksınız. Gönüllülerle diyalog halinde olmanın faydalarını görüyor musunuz?
- Tabii. Zaten onlar olmasa biz bu kadar işin altından kalkamayız. Kendileri bizden daha aktif çalışıyor. Sadece bize kalsa belki bizim de diğer belediyelerden farkımız kalmazdı. Bu işi çözebilmek için gönüllülerle diyalog halinde olmak gerekiyor. Onlarla diyalog halinde olduğum için zaman bizim belediyeden bazı itiraz edenler olmuyor değil. Ama ben hep gönüllülerin tarafında yer aldım bugüne kadar.

- Sokak hayvanları için yaptırdığınız yeni rehabilitasyon merkezi ne durumda?
- Yeni barınak aslında çoktan bitecekti ama bazı engeller çıktı. Sonra gönüllülerle ortak mücadele başlattık ve epey bir ilerleme kaydettik. Bahar aylarında açacağız. Şu andaki yerimiz yeterli gelmiyor. Kapasitesi çok düşük. 300 'ü aşkın hayvan var. 600 kadar hayvanın da sokakta bakımına devam ediliyor. Bunların hepsi aşılanmış, devamlı bakımları yapılan hayvanları sokağa bırakıyoruz.

HASTANE GİBİ OLACAK
- Yeni yer için 2 milyar YTL gibi bir bütçe ayrıldığı söyleniyor. Doğru mu?
- Evet. Hatta bunu da geçebilir. İyi bir tesis meydana gelmiş olacak. Burası bir hastane gibi olacak. Röntgen cihazından laboratuar aletlerine kadar birçok şey koyacağız. Hayvan mezarlığı da yapılıyor. Buradaki bütün amaç, sahipli hayvanların tedavilerini ücretli olarak yapıp, sahipsiz hayvanların yararına kullanmak. Sokak hayvanlarına tamamen ücretsiz tedavi ve bakım yapılacak. Yani tamamen belediyeye yönelik giderleri olan bir yer değil de döner sermayeli hayvanlara yararı olan bir yer oluşturmaya çalışıyoruz. İnsanların da rahatça girip ziyaret edebilecekleri bir yer olacak.

- Yeni barınağın kapasitesi nasıl olacak?
- 14 dönüm yer. En az bin 500-2 bin hayvan alınabilir istedikten sonra. Ama amaç hayvanları alıp kafeslerin arkasına tıkmak değil. Amaç hasta, bakıma muhtaç, saldırgan ve uyumsuz hayvanları orada tutmak. Diğer hayvanları aşılayıp, kısırlaştırıp düzgün halde barındıkları ortama bırakmak. Yoksa hayvanları hapishane gibi akşama kadar orada tutmak da doğru değil. Yerimiz geniş olursa çevre illere de hizmet verebiliriz. Zaten aslında şu anda bile çevre illerden bizim sınırımıza atılan hayvanların bakımlarını yapıyoruz.
Haberin fotoğrafları