kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

2008 ya toparlanma ya düşme yılı

İlk yarıda cumhurbaşkanlığı seçimi, yıl ortasında genel seçim, yılın ikinci yarısında küresel finansal dalgalanmanın etkisiyle 2007'de Başbakan'ın deyimiyle "sendeledik." Eğer toparlanmayı 2008'de beceremezsek, düşeceğiz. Çünkü sendeleme bir ara hareket. Sendelemenin sonrasında insan ya düşer ya da toparlanır ve dengesini yeniden sağlar. Başbakan da sendelendiğinin farkında ve bunu açık sözlülükle ifade ettiğine göre kendisinden toparlanmayı bekleyebiliriz.

- IMF'li mi?- Toparlanmada Türkiye'nin kendisinin yapacakları var, yapamayacakları da.
Yapacaklarının başında 2008'de süresi dolacak olan IMF ile yürütülen standby programının yerine neyin konulacağına karar vermek geliyor. Yerel seçim öncesinde IMF ile ilişkileri bitirmek, bir anlamda hükümeti seçmen gözünde 2002-2009 arasında iyi bir ekonomik politika uyguladığı ve başarılı olduğu noktasına taşıyabilir. Hükümetin bu yola sapabilmesi için, kararın verileceği yıl ortasına kadar dış konjonktürün iyi gitmesi ve Türkiye'ye sermaye akışının kesilmemesi şart. Beklendiği gibi, 2008'in ilk yarısı küresel piyasalar ve ekonomi yönünden sıkıntılı geçerse ve Türkiye de gerekli sermaye akışını sağlayamazsa, hükümet zorunlu olarak IMF ile yola devam etme kararı alabilir.

- ABD büyümesinin önemi- Küresel piyasaların önünde ise aşılacak çok önemli iki eşik duruyor. Bunlardan biri, ABD'nin dördüncü çeyrek büyüme hızında meydana gelebilecek azalmanın boyutu. Azalma bekleniyor ama büyümenin eksi çıkmasının beklenti bozulması üzerinde etkisi olacağı açık. Güler Sabancı'nın deyimiyle zaten "bıçak sırtı gidecek dünya ekonomisi" ABD'den başlayacak bir resesyonla sarsılabilir.

- Bilançoların etkisi- Yine önümüzdeki aylarda atlanacak ikinci önemli eşik özellikle konut kredisi krizinden etkilenmesi söz konusu olan banka ve finansal kuruluşların yıl sonu bilançolarının nasıl çıkacağı. Üçüncü çeyrek gibi veya ondan daha kötü çıkarsa, finansal piyasalarda ekim-kasım-aralık aylarına benzer ciddi dalgalanmalara ve tahribata yol açabilir.

- Önlem etkisi- Bilançolar şubat-mart gibi açıklanacak. Hem ABD büyümesi hem de bilanço açıklamasının çakışması ise piyasalar açısından olumsuzluk etkisini duble yapabilir. Bu da piyasaların dip seviyesini görmesine yol açabilir. Pek tabii ki bu duruma karşı hükümetler, merkez bankaları ve diğer otoritelerin önlem arayışı olabilir. Dolayısıyla alınacak önlemlerin de, çifte olumsuz haberin etkisini ne ölçüde kıracağını yakından izlemek gerekiyor.

- Belirginlik 2. çeyrekte- Yıllık bilançoların durumuna ve piyasalarda yaratacağı etkiye göre yeni yılın ilk çeyrek bilançolarının nasıl çıkacağı da küresel piyasalar ve ekonomi üzerinde etkili olabilir. Bu da yılın ikinci çeyreğini etkisi altına alabilir. Ancak iki bilanço açıklama döneminin ardından küresel dalgalanmanın boyutu iyice anlaşılmış ve görülmüş olacak. Kim ne kadar etkilenmiş, kim batak kim değil ortaya çıkacak ve bir yerde finansal kuruluşlar arasında bilgi eksikliğinden dolayı oluşan kilitlenme çözülecek. Bu aşamadan sonra borç vermeme ve bunun sonucunda likidite sıkışıklığı ya yeni boyutlar kazanarak sürecek ya da çözüm yoluna girecek.