kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ocak 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Muayene etmeden reçete yazılabilir mi?

Ateş, mide bulantısı ve ishal şikayetleriyle başvurduğum bir doktor, beni muayene etmeden reçete yazıp gönderdi. Muayene etmeden reçete yazılır mı? Hastalığımın ne olduğunu nasıl anladı? Ayşegül C./İstanbul

Hangi şikayetle olursa olsun, muayene olmak üzere hekime başvuran her hasta, hekim tarafından muayene edilmelidir. Ancak hasta muayene olmak için değil de danışmak, devamlı kullandığı ilacını reçete ettirmek gibi bir başka amaçla da hekime başvurmuş olabilir. Bazen de hekim, hastayı uzun süredir takip ve tedavi etmekte olup, almakta olduğu tedaviyle ilgili onu ara kontrole çağırmıştır. Bu tür kontrollerin hepsinde muayene gerekmeyebilir. Hekim, birkaç soru sorarak, hatta telefonla görüşerek hastanın kontrolünü yapabilir. Bu gibi istisnai durumlar haricinde, hekimin hastasını muayene etmesi gerekir. İlginçtir ki, bizim kültürümüzde bir hekimin muayenehanesine veya bir hastanenin polikliniğine başvuran hastanın yaptığı ödeme 'tedavi ücreti' olarak değil; 'muayene ücreti' şeklinde adlandırılmıştır. Hekim, kabul ettiği hastasını her zaman tedavi edemeyebilir ama her zaman muayene edebilir.

EKSİKSİZ YAPILMALIDIR
Hasta muayenesi eksiksiz yapılmalıdır. Tıp eğitimi süresince 'Hasta hangi yakınmayla başvurursa başvursun, tepeden tırnağa muayenesi eksiksiz olarak yapılmalıdır' kuralını pek çok kere farklı hocalarımızdan dinlemişizdir. Hekim, sadece kendi uzmanlık alanıyla ilgili muayeneyi yapıp hastayı bırakmamalı, onu bir bütün olarak görüp, genel muayenesini yapmalıdır. Çünkü herhangi bir organda yerleşen hastalık, bulunduğu organın dışında bir organı veya tüm vücudu etkileyebilir.

EK HASTALIK ÇIKABİLİR
Bazen hekim, hastanın anlattıklarından veya görünümünden hastalığını tahmin eder. Ama bu durumda bile, hastasını muayene etmekten kaçınmamalıdır. Çünkü, muayene sırasında farklı bir belirtiyle karşılaşıp, önceki kanaati değişebilir. Tahmininde isabetli olsa bile, hastada bulunması olası ek bir hastalığı fark edebilir. Okuyucumuzun aktardığı örnekte olduğu gibi, bulantı ve ishalle gelen hastada sıvımineral kaybı, tansiyon düşüklüğü, şok gibi ciddi sorunlar bulunabilir. Hastayı muayene etmeyen hekim, bu gibi ciddi durumları atlayabilir. Hem hastayı, hem kendini riske atar. Sadece hekimlik misyonu bakımından değil, hasta psikolojisi açısından da hekimin hastasını muayene etmesi çok önemlidir. Muayene edilmeden gönderilen bir hasta, kendisiyle yeterince ilgilenilmediğini ve hekimin onu başından savdığını düşünür. Hekime, onun kendisine koyduğu teşhise ve önerdiği tedaviye güven duymaz.